Güncelleme Tarihi:
DÜNYA çapında yapılan "25 Kasım Kadına Karşı Uluslararası Mücadele Günü" nedeniyle Baden-Württemberg Eyalet Parlamentosu'nda düzenlenen toplantıda aile içi şiddet, zoraki evlilikler, kadına karşı şiddet ve kadına sünnet kınandı.
Toplantının açılışını Eyalet Parlamentosu Başkan Vekili Brigitte Lösch yaptı. Kadınların karşı karşıya oldukları en büyük tehlikenin şiddet olduğunu belirten Lösch, kadınların yüzde 70’inin yaşamında en az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıklarını, her yıl 3 milyon kadına tecavüz edildiğini söyledi. Kadına şiddetle mücadelenin herkesin görevi olduğunu kaydetti.
YAPTIĞINDAN PİŞMAN DEĞİL
2003 yılında boşandığı eşi Mehmet Korkmaz tarafından 2007 yılında 26 yerinden bıçaklanan, buna rağmen hayatta kalmayı başaran aile içi şiddet kurbanı Aylin Korkmaz, davet edildiği toplantıda yaşadıklarını zaman zaman gözleri yaşararak anlattı. 18 yaşında evlenerek Almanya’ya geldiğini ve üç çocuğu olduğunu belirten Korkmaz şöyle konuştu:
"Eşim dövüyor, dövdükten sonra beni çok sevdiğini söylüyordu. Boşandıktan sonra durum daha ciddileşti. Sürekli tehdit ediyordu. Birçok kez polise giderek, boşandığım eşimin tehlikeli olduğunu ve kafamı kesmekle tehdit ettiğini söyledim. Beni ciddiye almadılar. Sonunda neredeyse ölüyordum. Dava açıldı. Hayatta kaldığım, ölmediğim için ve kültürel farklılık nedeniyle kendisine verilen cezada indirim yapıldı. Ömür boyu ceza beklerken 13 yıl hapis cezası verildi. Birkaç ay önce de, 19 Mayıs 2014'te sınır dışı olacağını öğrendim. Beni öldürmek isteyen eski eşim yaptığından pişman falan değil. Tehditlerini sürdürüyor. Bir erkeğin yapması gerekeni yaptığını söylüyor. Yaptıklarından gurur duyuyor adeta. Türkiye’ye gönderildiğinde serbest kalacak. Türkiye’de ailem tehlikede. Sahte belgelerle Almanya’ya gelebilir. Korku içindeyim. Şiddet uygulayanlara daha büyük cezalar verilmeli ki caydırıcı olsun. Kurbanlar da üzücü olaylar yaşanmadan koruma altına alınmalı. Kadınlara yardım olanakları ve hakları anlatılmalı."
SALDIRGAN DAHA ÇOK KORUNUYOR
Kendini Almanya’da güvende hissetmediğine dikkat çeken Aylin Korkmaz,
"Hastaneden yaralarım iyileşmeden çıktım. Gençlik dairesine gidip çocuklarımı almak istediğimi söylediğimde bana 'babalarından izin gerek' dedier. Üç yıllık bir uğraştan sonra koruma programına alındım. 5 yıldır bir taraftan terapi görüyor öte yandan kadına karşı şiddete karşı mücadele veriyorum. Benimle aynı kaderi paylaşan şiddet kurbanlarının imdat çığlığı olmak için bir kitap yazdım. Artık özgür yaşamak istiyorum. Alman hukuk sistemi saldırganı kurbandan daha çok koruyor" dedi.