2015’te Europalia’dayız

Türkiye’nin, ‘Anadolu: Sonsuzluğun Evi’ temasıyla katılacağı festivalin Egmont Sarayı’nda dün yapılan basın toplantısına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve Belçika Enerji Bakanı Marie-Christine Marghem katıldı. Bakan Çelik, Anadolu’nun tarihte bilinen en eski yerleşimlere sahne olduğunu belirterek, “Anadolu, devasa bir açık hava müzesidir. Hititler’den Friglere kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan köklü bir mirastır Anadolu medeniyeti. Bu nedenle festivaldeki sergimizin temasını ‘Anadolu: Sonsuzluğun Evi’ şeklinde belirledik. Bu festivalin ülkemizin sahip olduğu değerleri Avrupa’ya tanıtacağına inanıyoruz” dedi.

BİRER KOMİSER ATANDI

Türkiye’nin Europalia 2015-2016 Festivali’ne konuk ülke olarak katılımına ilişkin Çerçeve Anlaşması 9 Mayıs 2014’te Ankara’da imzalanmıştı. Europalia’nın formatı gereği festival faaliyetlerinin icrası için her iki tarafın da birer komiser ataması ve çalışma komiteleri kurması gerekiyor. Bu çerçevede Europalia tarafı Genel Komiseri olarak Ackermans&Van Haren Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Luc Bertrand, Türkiye tarafı Genel Komiseri olarak da Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak belirlendi.

Europalia Uluslararası Sanat Festivali, 1969 yılından bu yana iki yılda bir Ekim-Şubat ayları arasında düzenleniyor. Avrupa’nın en önemli kültür ve sanat etkinliklerinden birisi olarak biliniyor. Festivalde konuk ülkelerin kültürünü yansıtan geleneksel ve modern sanat eserleri, fotoğraf sergileri, moda, müzik, tiyatro, bale gösterileri, edebi ve bilimsel sempozyum ve konferanslara yer veriliyor. Açılışı ise Belçika Kralı ve Konuk Ülke Devlet Başkanı tarafından yapılıyor.

ANADOLU’YU KOMPARTIMANA BÖLMÜYORUZ

Bakan Çelik, toplantıda bir gazetecinin “Türkiye’nin 2015’te konuk ülke olması da büyük bir tesadüf. Bu festivalde Ermeni kültürüne de odaklanmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Ermeni kültürü bizim kültürümüzün dışında bir kültür değil. Tam tersine kendi kültürümüzden bahsederken, Ermeni kültürünü de kültürel damarlarımızdan biri olarak sayıyoruz. Biz Anadolu kültürünü tanıtırken, kompartımanlara bölmüyoruz. Bir Ermeni, bir Rum, bir Türk kompartımanı açmıyoruz. Hepsinin hep beraber Anadolu kültürünü oluşturduğunu düşünüyoruz. Türkler, Kürtler, Ermeniler bunun hepsini beraber bir organik bütünlük içinde göstereceğiz.”