2012'de fonlarda azalma olabilir
Güncelleme Tarihi:
Akbank'tan, 2012'de vadesi gelen borçların bir kısmının tekrar uzatılmasının mümkün olamayabileceği açıklaması geldi.
Dinçer, Capital ve Ekonomist dergileri öncülüğünde, Vodafone Türkiye ana sponsorluğunda ve Beymen işbirliğinde “Kadın Liderler: Gelecek Gündemde” temasıyla düzenlenen CEO Club toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa ekonomisindeki gelişmeler göz önüne alındığında Türkiye'yi 3-4 boyutta farklılaşmış gördüğünü belirtti.
Bu farklılaşma unsurlarından ilkinin siyasi iradenin kuvvetli olmasından kaynaklandığını ifade eden Dinçer, hükümetin yüksek bir destekle seçilmesinin, daha cesur ve uzun vadeli bakmasına imkan tanıdığını söyledi.
İkinci olarak Türkiye'deki bankacılık sektörünün Avrupa ve ABD'deki birçok büyük bankadan daha kuvvetli olduğunu belirten Dinçer, üçüncü unsurun da gerek kamu gerek hanehalkı borçluluk oranlarının düşük olmasından kaynaklandığını kaydetti. Dinçer, düşük enflasyon ve düşük reel faiz ortamında şirketler ve bireylerde borçlanma için daha fazla rahatlık ve imkan bulunduğunu dile getirdi.
Suzan Sabancı Dinçer, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin bugüne kadarki tüketim odaklı büyümesinden akıllı büyümeye, tüketimden tasarruf ve yatırıma geçmesi gerektiğini ifade ederek, “Tasarrufun GSMH'ya oranı yüzde 12, yatırımın GSMH'ya oranı ise yüzde 21'dir. Yüzde 9 kabaca cari açık oranıdır” dedi. Dinçer, bunu kapatmak için bankaların kredi verirken ve girişimcilerin işlerini planlarken uzun vadeli ve istihdam yaratıcı yatırımlara yönelmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa bankacılığındaki sıkıntıların Türkiye'deki bankacılık sektörüne etkilerine ilişkin bir soru üzerine Dinçer, Avrupa bankacılık sektöründeki yeniden yapılanmayla ilgili düzenlemelerin, yeniden yapılanmasını 2001 krizi sonrası tamamlayan Türkiye bankaları için geçerli olmayacağı görüşünü aktardı.
Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii ki Avrupa'daki bankacılık sektöründe tasarruf oranlarının artmasından dolayı 2012'nin ilk altı ayında bize gelecek fonlarda azalma görmek mümkündür. Bunu dikkate alarak tüm hesaplamaları yaptık. İlk 6 ayda muhafazakar gitmenin doğru olduğunu düşünüyoruz. Vadesi gelen borçlarımızı tekrar uzatma imkanı bulamayabiliriz ya da yüzde 60-70'ini uzatma imkanımız olabilir. Özelleştirmeyle ilgili çalışmalar ya da doğrudan yabancı yatırım çekmeyle ilgili çalışmalarda da bir 6-7 ay erteleme olabilir. Dolayısıyla ilk 6 ayı tedbirli geçirmemiz gerekir diye düşünüyorum.”