Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da Frankfurt Yabancılar Meclisi (KAV) 20. yılını büyük bir törenle kutladı. Frankfurt Belediye Sarayı’nda Kral Salonu’nda gerçekleşen kutlamaya Avrupa Birliği Parlamento Üyesi Daniel Chon-Bendit, Anakent Belediye Başkanı Dr. Petra Roth’un aralarında bulunduğu konuklar katıldı.
Frankfurt Anakent Belediye Başkanı Petra Roth, konuşmasında 1995 yılında bir Kürt mitinginde yaşananları örnek vererek "Yabancılar meclisi üyeleri tehlikeli durumu yumuşatmış ve çözüme kavuşturmuştu. Yabancı meclisi üyelerinden sorunlara çözüm ararken açık görüşlü, istikrarlı olmak, insanların onurunu korumak gerektiğini öğrendim. Çok teşekkür ederim. KAV, himayem altında fırsat eşitliği için yabancı kökenli vatandaşların demokratik temel haklarını kazanmaları yönünde büyük çaba sarfetmeye devam ediyor. Daha yapılacak çok işimiz var“ dedi.
Yara kapansın
1989 yılında Frankfurt Belediyesi Çok Kültürlülük Dairesi Başkanlığı görevi yapan, Avrupa Birliği Parlamento üyesi olan Daniel Chon-Bendit ise yakın bir zamanda KAV’a gerek kalmamasını umduğunu belirterek,
"Göçmen kökenlilere seçme ve seçilme hakkı tanınırsa eğer, yabancılar meclislerine gerek kalmaz. İşte o zaman kanayan bir yara kapanmış olur. Almanya ve Frankfurt çok kültürlülükten çok şey öğrendi. Çok kültürlülük tek tonlu, tek renkli kültürden daha çok zevk veriyor. Çoğunluk toplumu çok kültürlülüğe alıştı. Ancak kurumlar ve eğitim halen çok kültürlülüğü görmüyor. Çifte vatandaşlık tartışmaları çok üzücü. Bir İsrailli, hem Alman, hemde İsrail vatandaşı olabiliyorken Türkler, Rumenler ve diğer vatandaşlar bu hakka sahip değil. Çifte vatandaşlık konusunda yapılan ayrımcılığın son bulması, insanlar arasındaki huzuru, güveni artıracaktır“ diye konuştu.
Alman vatandaşlığı yetmiyor
KAV Başkanı Enis Gülegen de yabancılar meclisleri yapısının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"Hessen Eyaleti'ndeki Yabancılar Meclisi üyelerinin yüzde elli beşi ya Alman ya da Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşı. Buna rağmen gelip yabancılar meclisinde çalışmayı tercih ediyorlar. Çünkü Alman siyasi sistemi içerisinde kendilerine şans göremiyorlar. Bir Türk’ün, siyahi bir vatandaşın Alman vatandaşı olup oy hakkı kazanması Almanlarla aynı şartlarda konut veya iş bulabilmesini sağlamıyor. Alman vatandaşlığı onların ayrımcılığa, dışlamaya, ırkçı saldırıya uğramasına yetmiyor. Yabancılar Meclisleri ancak göçmenlerin isteklerinin yerine getirilip ihtiyaçlarının giderilmesiyle görevini tamamlamış olur.“