15'inci yılında Solingen

1992 yılı kasım ayında Möln'de aşırı sağcı Alman gençlerinin 3 Türk kadınını evlerinde yakmasının ardından, 29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen'de de dört ırkçı Alman genci 1 Türk ailesinin evini ateşe vererek 5 Türk kadının ölümüne sebep olmuşlardı. Burada ceza alan gençler 4 ya da 5 yıl sonra iyi halleri göz önünde bulundurularak serbest bırakıldılar, Solingen olayı Türk ve Almanların ortak yaşamında bir mihenktaşı oldu.

29 Mayıs 1993 yılından sonra Almanya'da yaşayan Türk insanları kendi altyapılarını kurmaya başladılar. Camilere ve kendi derneklerine daha fazla gitmeye başladılar. Kendilerine yönelik gençlik yurtları ve diskotekler kurdular. En önemli gelişme kitle iletişim araçlarının kullanımında yaşanırken ülkede yaşayan Türklerin yüzde 91'i çanak anten ve kablo TV bağlantıları ile Türk televizyonlarını izlemeye başladılar.

Yan yana yaşamlar

Solingen olayı Almanya'da yaşayan Türk ve Alman halklarını barış içinde beraber yaşamak yerine barış içinde yan yana yaşamaya itti. 2008 yılı şubat ayında Ludwigshafen'de çıkan yangında, 9 Türkün yanarak ölmesinin ardından artık barış içinde yan yana yaşamak fikrinin politik, toplumsal ve iletişim araçları kanalıyla yeniden bir zemine oturtulması gerekliliğini ortaya koyuyor. Solingen'de çok duyarlı Almanlar ortaya çıktı. Eyaletin o zamanki başbakanı ve daha sonra Almanya Cumhurbaşkanı olan Johannes Rau olaydan sonra yaptığı açıklamada hayatında ilk defa Solingen olayından sonra politikayı bırakmayı düşündüğünü ifade etti.

Solingen'deki yangın ve 5 Türk kadının ölmesi olayının ardından böyle bir açıklama yapmıştı. Johannes Rau yaşadığı sürece her 29 Mayıs günü Solingen'e giderek Genç ailesinin acısını paylaşmıştı. Bugüne kadar federal hükümet bu ailenin gösterdiği metaneti maalesef ödüllendiremedi. Hıristiyan demokrat politikacılar Almanya'da Uyum Konferansı ve İslam Zirvesi'nin istenen sonuçları vermemesinin ardından bu hafta Solingen olayları nedeniyle Genç ailesinin ismini içeren bir "Genç" ödülü verdiler.

26 Mayıs 2008 Pazartesi günü yapılan anma töreninde sekiz Hıristiyan demokrat politikacı toplam 90 dakika konuşurken Türk Büyükelçisi Ahmet Acet ile Yurtdışı Türklerinden Sorumlu Devlet Bakanı Yazıcıoğlu'na toplam 10 dakika konuşma hakkı tanındı. Almanya federal hükümetinin uyumdan sorumlu bakanı Maria Böhmer'in inandırıcılığı olmayan bir konuşma yaptığı törende, KRV'nin eyalet uyum bakanı Armin Laschet töreni başından sonuna kadar takip etti ve samimi, içten bir konuşma yaptı. Laschet, Devlet Bakanı Yazıcıoğlu onuruna verilen akşam yemeğine de katılarak konuya yaklaşımındaki hassasiyeti gösterdi.

Ruhr İstanbul

Bu olayların gerçekleştiği Solingen kenti, 2010 yılında Avrupa kültür başkenti olan Ruhr bölgesinin yanında yer alıyor. İstanbul da 2010 yılında Avrupa'nın kültür başkenti. Bu bölgelerin kültürel ve ekonomik yakınlaşması önyargıları azaltabilir. Belki bundan sonra Solingen gibi olayların olmasının önüne geçilebilir. Ankara-Berlin hattının çok daha iyi çalışması, karşılıklı önyargıların azalması ile Almanya'da Türklere karşı olan sert girişimlerin ve saldırıların önüne geçilebilir.

Bugün yalnız Almanya'da 70 bin Türk girişimci yaptıkları yatırımlarla 337 bin kişiye istihdam alanı sağlıyor ve bu sayının yüzde 25'ini de Alman vatandaşları oluşturuyor. Bunları doğru bir şekilde Alman yetkililerine anlatırsak; Solingen ve Möln'de yaşanan olaylarda kaybettiğimiz Türk vatandaşlarımızı geri getiremeyiz belki ama insanlarımızı yakan aşırı sağcıların eline vuracak olan Alman sayısını da bir nebze artırabiliriz.

Bu yıl Türkiye'ye 5 milyon 200 bin Alman turistin gelmesi bekleniyor. Yurdumuzu ziyaret edecek olan Alman turistler, kendilerine göstereceğimiz misafirperverlik sonrasında Solingen ve Möln olaylarına karşı çıkabilecek yeni kitlelerin oluşmasında etkili olacaklardır.