13 yıl sonra gelen acı tavsiye
Güncelleme Tarihi:
2008 yılında dünya genelinde yaşanan mali kriz, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini de etkiledi. Özellikle yoğun dış borçlar yüzünden yalnız Yunanistan değil, İtalya gibi AB üyesi ülkeler de sıkıntı çekti. 2010 yılına doğru borçların altından kendi gücüyle kalkamayacağı zaten baştan beri bilinen Yunanistan’ı ‘kurtarmak’ için AB devreye girdi.
Almanya’da da olduğu gibi birçok AB ülkesinde halk karşı çıksa da üye ülke Yunanistan’a destek verilmesi için hükümetler yoğun çaba sarf etti.
Alman halkının büyük bir bölümü Yunanistan’a destek verilmesine karşıydı.
Ancak dönemin Almanya Başkanı Angela Merkel, her ne kadar içinden çok gelmese de AB genelinde bir deprem yaşanmasına yol açılmaması için dönemin Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin karşı çıkmasına rağmen Yunanistan’a yardım edilmesi için aylarca Berlin ile Brüksel arasında mekik dokudu.
Uzun süren pazarlıklardan sonra Yunanistan’a bu mali krizi atlatabilmesi 260 milyar Dolar yardım edilmesinde, kredi verilmesinde Merkel çok etkin bir rol oynadı.
Tabii hem Atina hükümetinin hem de Yunan halkının ‘kemer sıkması’ koşuluyla.
Nitekim öyle de oldu.
Yunanistan hükümeti vergileri yükseltti, memur maaşlarında kesintiye gitti.
Özellikle de orta sınıf ciddi sıkıntılar yaşadı.
Parasızlık nedeniyle birçok aile bakamadıkları için çocuklarını aşevlerine teslim etmek zorunda bile kaldı.
Tabii Yunanistan’da halk isyan etti.
İnsanlar sokaklara döküldü.
Ancak geri dönüş yoktu.
Hükümet, ülkenin iflastan kurtulması için ‘kemer sıkma’ politikasını sürdürmek zorundaydı.
MANŞETTEN VERDİ
İşte o günlerde Almanya’da iktidarda olan CDU’lu bazı milletvekilleri Yunanistan hükümetinin devlete ait şirketleri, binaları, arsaları satmasını önerdiler.
Bu öneriye o zamanki hükümet ortağı FDP’den de tam destek geldi.
Hatta “Yunanistan adalarını satsın!” diyenler bile oldu.
Nitekim Almanya’nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi Bild, 4 Mart 2010 tarihli sayısında, “İflas etmiş Yunanlılar adalarınızı satın... Ve beraberinde Akropolis’i de” manşetiyle bir haber bile yayınladı.
Angela Merkel, Yunanistan’ın iflastan kurtulmasına çoğu AB’li politikacıdan daha fazla katkıda bulunduğu halde, Yunanlılara bir türlü yaranamadı.
Yunanistan’a yaptığı resmi ziyaretler sırasında “Defol git Merkel” sesleri yükseldi.
Yunanistan’daki bazı gazetelerde ‘Nazi üniformalı’, ‘Hitler bıyıklı’, ‘gamalı haçlı Merkel’ fotoğrafları yayınlandı.
YUNANİSTAN’DAN TAVSİYELER
Evet...
Aradan yıllar geçti.
İflasın eşiğinden dönen Yunanistan mali krizi atlattı.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin, Almanya’da SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümetinin pandemi döneminde harcanmayan 60 milyar Euro’yu iklim koruması ve teknoloji bütçesine aktarmasını anayasaya aykırı bulması üzerine Yunanistan’dan Scholz hükümetine ‘tavsiyeler’ gelmeye başladı.
2015-2019 yıllarında Yunanistan’ın başbakanlığını yapan Aleksis Çipras’ın kabinesinde Çevre ve Enerji Bakanı olarak 2015 yılında 6 ay görev alan eski solcu, Maoist Panagiotis Lafazanis, aklı sıra Başbakan Scholz’a akıl vererek ‘tavsiyelerde’ bulundu.
Lafazakis, “Alman hükümeti para sorununu çözmek için halkın ve işletmelerin vergilerini artırmalı” dedi.
Hatta “Bir başka çözüm de çabuk ve çok para gelmesi için Alman adaları gibi devlete ait varlıkları satmasıdır” açıklamasında, yani tavsiyesinde bulundu.
Ve Bild gazetesi de Lafazakis’in bu ‘tavsiyelerini’, geçen hafta “Siz iflas etmiş Almanlar, adalarınızı satın!” başlığıyla sayfalarına taşıdı.
Yani Panagiotis Lafazadis, bir yerde 13 yıl sonra ‘öç almış’ oldu.
Hem de bir yerde “Ne oldum dememeli ne olacağım demeli” atasözünü hatırlatarak, Almanlara başkalarına, başka ülkelere ‘tepeden bakmama’ ve “Ne olduk demeyin ne olacağız deyin” uyarısında bulundu.