120 yıl yaşamak ister misiniz? Üstelik sağlıklı
Güncelleme Tarihi:
Sağlıklı ve uzun ömürlü yaşam herkesin arzu ettiği bir şey. Peki 120 yıl yaşamak mümkün mü? Berlin’de yaşayan Dr. Engin Osmanoğlu’nun Südwest yayınevinden piyasaya çıkan ‘120 Jahre Gesund-120 Yıl Sağlıklı Yaşam’ adlı kitabı bu soruya verilecek yanıt ve çözüm önerileri üzerinde yoğunlaşıyor. Dr. Osmanoğlu’nun cevabı çok net: “Evet, biyolojik olarak mümkün.” Kitabında dünyada uzun yasayan insanların örneğini de veren Dr. Osmanoğlu, ancak uzun ve sağlıklı yaşamın bazı faktörlere bağlı olduğunu söylüyor.
Dr. Engin Osmanoğlu kardiyolog. 2010 yılından beri ‘Meoclinic’ adlı özel hastanenin İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Bölümü Başhekimi. Kariyerine, Charite Hastanesi’nde Metabolik Hastalıklar konusunda uzmanlaşarak başladı. İç hastalıkları alanındaki uzmanlık eğitiminden sonra Alman Kalp Merkezi’nde kardiyoloji alanında uzmanlaştı. Steinbeis Yüksek Okulu’nda dersler veren Dr. Osmanoğlu, beslenme ve kilo verme yöntemleri konusunda da danışmanlık yapıyor. Çünkü uzun ve sağlıklı yaşam için kilo dengesi çok önemli. Uzun yaşamın sırrı konusunda tavsiyelerinin yer aldığı ‘120 Jahre Gesund’ (120 Yıl Sağlıklı Yaşam) adlı kitabının temelinde de önemli bir noktaya dikkat çekiyor; Obezite. Aşırı kilo, çağımızdaki birçok hastalığın nedeni. Ancak Dr. Osmanoğlu, günümüzde kilo sorunu olan insanlara yönelik yaklaşıma da tepki gösteriyor. Kilolu insanların toplumda damgalandığı, suçlu gibi hissettirildiği ve küçümsendiğini belirten Osmanoğlu, insanların kilo verebilmek için strese girdiklerini söylüyor. Dr. Osmanoğlu, kitabında, uzun yaşamın sırrı konusunda şu ifadelere yer veriyor: “Uzun yaşamın potansiyeli birçok faktöre bağlı. Genetik yatkınlık, yaşam tarzı ve çevre faktörleri.”
Kalp krizi veya kalp rahatsızlıklarının en önemli sebeplerinin, şeker, kolesterol ve tansiyon olduğunu belirten Osmanoğlu, obezitenin diyabet ve tansiyon riskini arttırdığına dikkati çekiyor. Sanayileşmeyle birlikte insanın bünyesine aykırı bir şekilde beslenme alışkanlığı geliştiğini belirten Dr. Osmanoğlu, “İnsanlık tarihinin yüzde 99.9’u, aynı zamanda açlık tarihiydi. Son 200 yıllık sanayi dönemi bünyemiz için normal değil. İnsan bünyesi sürekli doymaya ve mideyi doldurmaya odaklı değil, bünyemiz aslında açlığa ayarlanmış, açlıkla yaşamaya alışmış bir bünyemiz var” dedi.
Dr. Osmanoğlu, günümüzde kilo vermenin öneminin artık herkes tarafından bilinmesine rağmen, kilo vermenin ayrı bir stres faktörüne dönüştüğüne dikkati çekiyor: “Kilo vermek isteyenler bütün gün yemek düşünüyor. Gün boyunca kendi kendilerine, ‘Bugün az yiyeceğim’, ‘Bugün sadece sebze yiyeceğim’, ‘Bugün makarna veya tatlı yemeyeceğim’ telkininde bulunuyor ve kafaları sürekli yemekle meşgul oluyor. Gün boyunca buzdolabının çevresinde aç kaplan gibi dolanıp duruyor ve en nihayetinde akşam yine yemek yiyor. Sonra kendi kendine ‘Bugün yedim ama yarın kesin yemeyeceğim’ diye söyleniyor. Aslında bu stres faktörü. Bütün gün kendi kendine kavga ediyor.”
KİLO VERDİREN İĞNELER
Osmanoğlu, kilo vermek isteyenlere sağlıklı beslenme ve spor öneriyor. Ancak günümüzde diyet yapanların bile çoğunluğunun bir yıl sonra yeniden kilo almaya başladığını belirten Dr. Osmanoglu, kitabında şu ifadelere yer veriyor: “Google’da en sık sorulan sorulardan biri: ‘Nasıl kilo verilir?’ İnternette baş döndürücü miktarda bilgi ve yanlış bilgi var... Diyetler, internetteki en büyük konulardan biri. Ancak tekliflerin bolluğuna, diyetlerin ve tavsiyelerin bolluğuna rağmen gerçek şu ki, diyetlerin yüzde 95’i işe yaramıyor. Bunlar tamamen uğraşı terapilerdir. Kilo üzerinde hiçbir etkileri yok. Bu nedenle kilo verdiren ilaçları (iğneleri) kullanmayı tavsiye ediyoruz. Aslında bu yöntem 15 yıldır piyasada, ancak şimdilerde Elon Musk gibi ünlü isimler de kullandıklarını söylediği için daha popüler olmaya başladı.”
Şu ana kadar yaklaşık binden fazla hastasına bu yöntemi uyguladığını belirten Osmanoğlu, “Bu ilaç insana tok olduğu hissi veriyor ve onu yemekten uzak tutuyor” diyor. Şeker hastalarının kullandığı iğneler gibi çok kolay bir yöntemle alınabilecek bu ilaçlar, Almanya’da Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı. Ayrıca sağlık sigortalarının da kabul ettiği bir yöntem. Ancak sağlık sigortaları, doktor reçetesi ile alınabilen bu iğnelerin şeker hastalığı olanlarda masraflarını üstleniyor. Diyabet hastası olmayanlar ise reçete karşılığı eczaneden ücretini ödeyerek alabilir.