Güncelleme Tarihi:
Almanya dışındaki hastaların büyük bölümünün kısa süre önce bu ülkeyi ziyaret ettikleri ya da bu ülkeden gelenlerle temasları olduğu bildirildi. Bugüne kadar Almanya'da 18 hasta, İsveç'te de 1 hastanın yaşamını yitirmesine neden olan virüsün daha önceden de bilindiği, nadir görüldüğünü, ilk kez salgına dönüştüğü açıklandı.
Pekin Gen Bilimi Enstitüsü ve Hamburg-Eppendorf Üniversite Hastanesi'nden araştırmacılar, EHEC'in "mutasyona" uğramış iki ayrı bakteriden kaynaklandığını, antibiyotiklere karşı direnç kazandığını ve son derece tehlikeli olduğunu açıkladı. Alman Nefroloji Birliği Başkanı Reinhard Brunkhorst, hastalarda kanlı ishal olarak da bilinen dizanteriform ishale yol açan ayrıca, kılcal damar kanaması akut böbrek yetmezliği olarak görülen Hemolitik Üremik Sendromu'nu (HÜS) tetikleyen EHEC virüsü vakalarının sayısında azalma görüldüğünü bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Holger Eichele, salatalık, sebze ve domates tüketilmemesi yönündeki uyarıda değişiklik olmadığını, kaynağın kesin olarak bilinmemesine rağmen Robert Koch Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre EHEC bakterisinden rahatsızlananların büyük çoğunluğunun salatalık ve domates yediğinin tespit edildiğini söyledi. Alman Ulusal Sağlık Enstitüsü Robert Koch Enstitüsü EHEC bakterisinin kaynağını bulmanın çok zor olduğunu açıkladı. Uzmanlar sorunun çıkış noktası kesinlikle saptanana dek salatalık, marul ve domates yenmemesi uyarısını tekrarladı ve sebzeleri kaynar ya da sirkeli suda yıkamanın da sorunu çözmediğini savundu.
Rusya'nın, EHEC virüsü kaynağının meyve sebzelerle ilgisi olmadığı yönünde yapılan açıklamaya rağmen Avrupa'dan tarım ürünlerinin ithal edilmesine yasak koyması nedeniyle tepkilerin odağındaki Rusya'nın Başbakanı Vladimir Putin "Bu salatalıkları yiyenler ölüyor. Bu salatalıklar gerçekten de çok pis kokuyor" diye konuştu:
Almanya Başbakanı Angela Merkel, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'dan özür dilerken, Avrupa Birliği'ne zararın telafi edilmesi çağrısında bulundu.
Avrupa ülkeleri ve ABD'de hastalığına yakalananların tümünün Almanya'dan transit geçtiği, veya da turist olarak bu ülkede bulunduğu belirlendi. Ölümcül virüsünün etkilediği kişi sayısının 1500'ü geçmesiyle, klinikler kan bağışı çağrısı yaptı. Ağır vakalarda, doktorlar hastaların kanını değiştirildiği açıklandı.
LE FIGARO'NUN YORUMU
Fransız gazetesi Le Figaro, Almanya'nın kuzeyinde ortaya çıkan, kısa süre içinde başka ülkelere de sıçrayan EHEC'in yol açtığı enfeksiyonları ele alırken, şunları yazdı:
"EHEC skandalı Avrupa'nın birçok konuda görüş birliği içinde olmadığını gösteren bir örnek. Her ülke kendine göre tavır takınıyor. Almanya ölümcül salatalıklar yüzünden İspanya'yı suçluyor. Elbette ulusal bir sorun olan nükleer enerji ve santraller konusunda Berlin tek başına hareket ederek, nükleer enerjiden vazgeçme kararı aldı. Göç konusunda ise İtalya Fransa ile tartışarak, AB kurallarını ihlâl ediyor. Yunanistan'ın borç krizinde çıkan sürtüşme de cabası. AB'nin yöneticileri, AB Konsey Başkanı Herman von Rompuy, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, muhtelif cephelerdeki çatlakları kapatmaya hiçbir katkıda bulunmadı."
İtalya'dan La Stampa gazetesi de EHEC salgını karşısında Avrupa'nın bocaladığını yazarken, "Kesin olan bir nokta var: Her bulaşıcı hastalığa kısa zamanda çare bulunabileceğine inanma devri geride kaldı" diye yazdı.
Bir başka Fransız gazetesi, Katolik La Croix ise aynı konuyla ilgili yorumunda, EHEC skandalının Avrupa'da işbirliği ve dayanışmanın ne kadar gerekli olduğunu ortaya çıkardığını bildirdi. Gazete, "Avrupalılar çok aceleci biçimde, düşüncesizce yöneltilen suçlamalardan sonra ülkeden ülkeye değişen tek taraflı önlemler alındı. Oysa bu kriz sıkı bir işbirliğini zorunlu kılıyor. Alman Risk Değerlendirme Enstitüsü Fransız Gıda Güvenliği Ajansı uzmanlarıyla birlikte bakterinin teşhisi için ortak bir metot geliştirdi. İtalya?da bir laboratuar da bu konuda çalışıyor. Bu, doğru bir yol. Bu işbirliği genişletilmeli. Herkesin başına gelebilecek bu tehdide karşı ihtiyatlı bir seferberlik sağlanması gerekir" diye devam etti:
Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, Almanya'daki açıklamaların İspanya'yı zor durumda bırakmasına ilişkin, "Bu üzücü bir durum, kesinlikle telafi edilebilir ama diplomatik bir tartışma için gerekçesi olmamalı. Avrupalılar bunun yerine Avrupa Komisyonu'nun neden Almanya'nın bu konudaki uyarısını, kendisi kontroller ve test yapmaksızın bire bir alıp yayımladığını sormalı. Bundan çıkarılması gereken makul sonuç şu olmalı: Bundan sonra böylesi durumlarda iki kez kontrol yapılmalı" görüşünü aktardı.
Berliner Zeitung, Alman yetkililerin izlediği yöntemi anlatırken, "En iyisi hiçbir şey bilinmediği durumlarda susmak", Märkische Oderzeitung ise "Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Ilse Aigner ile Sağlık Bakanı Daniel Bahr bugüne kadar izledikleri kriz yönetimiyle başarılı bir izlenim uyandırmadı" diye yazdı.