Güncelleme Tarihi:
16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun bahçelerinde yetiştirilmeye başlanan lale, o zamandan beri diplomatik ilişkileri geliştirmek için benzersiz bir hediye olarak da kullanılmaktaydı. Türkiye kökenli laleler, bu şekilde 16. yüzyılın sonlarında Avrupa’ya yayıldı. Yaprakları hançer gibi sivri, uzun, ince ve badem şekilli ‘İstanbul Lalesi’ (Tulipa Acuminata) adını taşıyan özel lale türü, 18. yüzyılın başına kadar gelişmeye ve özel olarak yetiştirilmeye devam ediliyordu. Değişik renk ve desenleriyle ‘benzersiz’ olarak tanımlanan bu lale türünün günümüzde neslinin tükendiği sanılıyordu. Dünya Lale Derneği Başkan Yardımcısı İbo Gülsen, Hollanda’nın bazı köylerinde ekilen bu nadir İstanbul Lalesi’nin izini sürdü ve çoğalttı. Ardından Türkiye’deki üreticilerle buluşturdu ve anavatanı Türkiye’ye geri getirilmesine vesile oldu. Gülsen, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümü vesilesiyle elindeki son 100 lale soğanını ise Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’ne hediye etti. Gülsen, Büyükelçi Selçuk Ünal ile birlikte Lahey Büyükelçiliği’nin bahçesine lale soğanlarını ekti.
‘ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ’
Yeniden can bulan ve oldukça özel bir tür olan gerçek İstanbul Lalesi’ni büyükelçiliğin bahçesinde görmekten mutlu olduklarını belirten Büyükelçi Ünal, şunları söyledi: “Bugün yaygın olarak karşılaştığımız çanak şeklindeki klasik laleden oldukça farklı bir görüntüye sahip olan ve çeşitli tasvirlerini, seramikten tekstile, şiirden minyatüre birçok geleneksel eserde gördüğümüz ‘İstanbul Lalesi’ bugün büyükelçiliğimizin bahçesine dikildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümü vesilesiyle dikilen İstanbul Laleleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Hollanda Kraliyeti arasındaki ‘Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümünün kutlanacağı 2024 yılında açarak bahçemizi süsleyecek. Sayın Gülsen’in jesti için şükranlarımızı sunuyoruz.”