Avrupa kritik dönemeçte

STRASBOURGBU savaşın yarattığı ittifakların ne kadar kalıcı olacağı henüz hiç belli değil ama, var olan ittifaklarda derin yaralar açtığı kesin. Avrupa Birliği tarihinin en derin krizi ile karşı karşıya.İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, George Bush ile görüşmesi sırasında sadece Irak konusunu konuşmayacağı açıklandı. Blair, savaş sonrası tüm düzenlemelerin Birleşmiş Milletler çatısı altında gerçekleşmesini istiyor. Ortadoğu barış sürecinin yeniden ve derhal başlatılması da Blair'in öncelikli konularından.Bunlara bir de ABD ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin düzeltilmesini eklemek gerekiyor.ABD Başkanı Bush'un gündeminde hiç de önem taşımadığı anlaşılıyor. Bu çatlak çok tehlikeli görülüyor, çünkü Atlantik aşırı uyum sağlanmadıkça Avrupa Birliği'ni krizler bekliyor. 'Fransa'nın tavrı yüzünden BM etkisizleşti' diyen İtalyan Başbakanı Berlusconi'ye Fransa'nın Roma Büyükelçisi'nin yanıtı krizin konrol edilemez boyutlara ulaşabileceğinin işaretlerini taşıyor. Büyükelçi Loic Hennekin'in görev yaptığı ülkenin başbakanına verdiği yanıt şöyle: 'Bu durumun tek sorumlusunun Fransa olduğunu söyleyebilmek, en aşağı seviyede bir diplomatik tahlil yapmakla mümkündür ancak.'* * * AVRUPA Birliği'nin önde gelen uzmanlarından Fransız hukukçu Profesör Yves Gotier, Avrupa'nın 'tamam mı devam mı' noktasında bulunduğu yorumunu yapıyor. Uluslararası ve Avrupa Çalışmaları Merkezi Başkan Yardımcısı olan Profesör Gotier, 'Avrupa'nın geleceğini dış politika sorunu belirleyecek' diyor. Avrupa Birliği'nin, ortak pazar ve serbest dolaşım aşamalarını tamamlayıp geride bıraktığını belirten Gotier'e göre, yeni bir yapılanma içine girilen ve ortak bir devlet yapısına doğru giden Avrupa Birliği'nde dış politika ve güvenlik konularında ortak bir tavır belirlenememesi hayati bir sorun.Gotier, 11 Eylül sendromuna dikkat çekiyor. Gotier'e göre, 11 Eylül'den sonra Washington, Avrupa'ya görmek istediği gibi bir Avrupa modeli empoze etti. Terörizme karşı mücadelede İngiltere ve Yunanistan ulusal yasalarında ABD'nin beklediği ölçüde köklü değişiklikler yaparken, Fransa gibi bazıları daha farklı tavır takındılar. Terörizme karşı ortak bir politika saptanamadı. Bu mücadelenin güvenlik boyutu kadar dış politika boyutu da olduğunu dikkate alındığında, Avrupa Birliği'nin ortak dış politika ve güvenlik politikaları geliştirmek için mücadele verdiği günlerde, pratikte bu hedefin ne kadar uzağına düşüldüğü şimdi ortaya çıkıyor. * * * AVRUPA Birliği, önümüzdeki Nisan sonundan itibaren kendi durumuyla yüzleşecek. Nasıl bir birlik sorusuna yanıt arayan Avrupa Konvansiyonu'nun önerileri üyelere Valerie Giscard D'Estaing tarafından açıklanacak. Buradaki genel hava, İngiltere kadar Fransa ve Almanya'nın da azınlıkta kalacağı yönünde. İngiltere-İspanya ekseni kadar Fransa-Almanya ekseni de Avrupa krizinin sorumluları arasında görülüyor. 'Ulusal pozisyonları etrafında o kadar derin siperler kazdılar ki, oralardan kendilerini kurtaramadılar' deniyor. Fransız Yeşiller Partisi parlamenterlerinden Cohn Bendit, Maastricht Anlaşması'nın 19'uncu maddesine göre üye ülkelerin Irak konusunda herkesten önce birbirleriyle temas etmiş olmaları gerektiğini söylüyor. 'Fransa ve Almanya dışişleri bakanları bundan sonra her hangi bir öneri getirmeden önce Avrupa ülkelerini dolaşıp ortak bir tavır oluşturma gayreti içine girmelidirler' diyor. Avrupa Birliği dönemeçte. Bu kritik dönemeçte genişleme sürecinin nasıl etkileneceği de meçhul. Önümüzdeki birkaç gün gelişmeleri savaşın bir başka 'cephesi'nden, Fransa'dan aktarmaya devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları