Attila ile görüşmedik!

ATİNA

‘‘Görüşmeler sert geçebilir, görüş ayrılığı olabilir, ama AB için bir kolaylık istiyorsanız Kıbrıs Planı'yla ilgili görüşmelere bir an önce başlamamız gerekir.’’

Yunan Başbakanı Simitis'in bu sözlerini AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle karşılıyor:

‘‘Yok, mümkün değil, biz zaman baskısı altındayız. Çünkü hem hükümet yeni kuruluyor, hem de Kıbrıs Planı'nın ayrıntılarını daha yeni inceliyoruz. Üstelik Sayın Denktaş hasta.’’

Tayyip Erdoğan
'ın AB turunda dünkü Atina durağının en can alıcı noktası, Simitis'le arasında geçen belki de bu diyalog. Simitis, Kıbrıs'la ilgili plan üzerinde görüşmelere 12 Aralık Kopenhag AB Zirvesi'ne kadar başlanmasını istiyor. Hatta daha da ileri giderek, ‘‘Bir adım atalım ki, bu AB ülkelerini memnun eder, sizin işiniz de kolaylaşır’’ diyor. Tayyip Erdoğan ise Kıbrıs'la ilgili ‘‘kesinlikle çözümden yana’’ ancak, henüz bu konuda Türkiye'de genel bir uzlaşmanın sağlanmadığına inanıyor.

Bu görüş farkı Atina'da dün Simitis'le Erdoğan görüşmesine damgasını vuruyor. Ancak, bu ilk adımda olumsuz gibi gelse de, ki öyle, tarafların çözüm yolunda adım atmalarını engellemiyor.

ZORLUK HER TARAFTA

Şunu şimdiden söylemek mümkün olabilir:

Türkiye, Kıbrıs'la ilgili olarak Kopenhag Zirvesi'ne kadar, yani bir ay içinde, AB'ye adaylık sürecinde olumlu bir adım katkı sağlayacak noktaya henüz gelmiş değil. Yanılma payı olmakla birlikte, en azından Simitis kadar çözüme asılmış görünmüyor.

AB turunun dünkü ilk durağı Atina, daha sonra Madrid. Aslında çok yoğun bir program. Gazetecilik açısından canlı, o ölçüde güç. Çünkü gidilen yerlerde organizasyon, gazetecilerin çalışma ortamı pek kolay değil.

Kolay olmayan bir ayrıntı, Tayyip Erdoğan'ın Atina'ya gelmesinden önce başlıyor. İki gün önce Kıbrıs'ta Erdoğan ve ekibi ‘‘Kıbrıs'la Türkiye AB'ye eş zamanlı girsin’’ türünde bir söz söylüyor. Bu sözler Atina'da bomba gibi patlıyor. Atina'dan Ankara'ya 15 dakikada bir telefon yağıyor. ‘‘Böyle bir şey söz konusu olamaz’’ doğrultusunda.

Atina ve AB bu konuda ne yazık ki haklı!.. AB'de böyle bir olay yok!.. Bu sözlere tepki kaldı ki sadece Atina'dan değil, Brüksel'den de geliyor. Çok açık, Güney Kıbrıs AB ile müzakereleri bitirmiş ve 2004'te aday ülkelerin üyelik için en önünde yer alıyor. Buna karşılık Türkiye daha görüşmeler için tarih peşinde koşuyor.!..

Tayyip Erdoğan da AB görüşmelerinin tümünde karşıdaki liderlere ‘‘Bize tarih verin’’ diyor da, başka bir şey demiyor.

İşte bu noktada dünkü görüşmede Simitis, üç gün önce başından geçen güçlüğü aktarıyor. Kıbrıs Başpiskoposu Mantoranis, Yunanistan Cumhurbaşkanı ile görüşmesinden sonra ‘‘Bu Kıbrıs Planı kabul edilemez, bu anlamsız bir plandır‘‘ diye tutturuyor. Bu sözleri duyan Simitis, Başpiskoposu kabul etmekten vazgeçiyor.

Ancak Güney Kıbrıs Lideri Klerides'le yaptığı görüşmeyi dün Türk tarafına aktarırken, plan üzerinde görüşmelere geçilmesinin yararını vurguluyor.

Yani güçlükler karşılıklı.

Yunanistan şu anda Türkiye'de 600 milyon dolarlık yatırım yapıyor. Bunu 5 milyar dolara çıkarmak sözkonusu, ama nasıl?

ATTİLALIĞI GÖSTERMEK

Aslında Simitis sanki Türkiye'nin AB adaylığına çok sıcak bakıyor. Ama ille de Kıbrıs ve belki kendi ülkesindeki şahinlerin baskısı. Erdoğan da öyle, ama deneyimsizlik ve de benzer baskılar.

Dünkü basın toplantısında Simitis'le Erdoğan arasındaki deneyim farkı zaten çok net ortaya çıkıyor. Simitis her soruyu çok rahat yanıtlarken ve konulara egemenken, Erdoğan Avrupa Ordusu, kıta sahanlığı ve benzeri teknik konulardaki soruları ister istemez geçiştirmek zorunda kalıyor.

Görüşmeden sonra Yunan Dışişleri Bakanı Papandreu, Yunan basınına bir brifing veriyor. İlginç bir perde arkası. Bugüne kadar Türkiye ile Yunanistan liderleri ne zaman ve nerede masaya otururlarsa otursunlar, sonrasında Yunanlıların kendi aralarında yaptığı bir espri var:

‘‘Attila, yine Attilalığını gösterdi.’’

Yani, Türkleri görüşmelerde hep şahin görüyorlar. Papandreu dün Yunanlı gazetecilere ‘‘Yılardır ilk kez Attila ile görüşmedik’’ diyor.

Yani, Simitis'ten Ankara'ya yansıyan sıcak tavır, aradaki sorunlara rağmen, Erdoğan'dan da Atina'ya yansıyor.
Yazarın Tüm Yazıları