Aşklar ve kuşlar azalırken

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

‘‘İlişkiler, insanı yanıltır çoğu zaman. Gün gelir yirmi yıllık dostunu, her şeyini paylaştığın insanı hiç tanımadığını fark edersin bir anda, şaşırırsın. İşte bizim ilişkimizde bunu farkettim.

Bir atomdan, dünyanın öteki ucundaki bir harabeden ve Babil'in Asma Bahçeleri'nden daha iyi tanıdığımı sandığım seni, hiç tanımadığımı ayırt ettim. Aslında ilişkimiz çoktan bitmişti ve bir ceset gibi ayaklarımızın altında sürükleniyordu.

İnsan yaşamı, birikimlerin üzerinde yükselir. Ancak, insan bazen bir anda o ana dek farkedemediği bir gerçeği bütün çıplaklığı ile görür ve artık ondan kaçamaz. Gerçek, içini kanırtırcasına oradadır ve üzerini örtmeyi başaramayacağını bilirsin.

İşin en kötü yanı, birbirimize alışmıştık. İkimiz de birbirimize söylemesek de farkındaydık bunun. Başarı olasılığının hiç olmadığını bilmemize karşın, neler de yapmıştık alışkanlığı öldürmek için. Oysa ne güç bir işmiş, alışkanlığın demirden pençesini söküp atmak. Alışkanlığın ağına takılan bir ilişkinin, ağa takılmış ve ağır ağır kıyıya çekilen bir balık gibi soluksuz ve çaresiz kalacağını öğrenmiştik.

Düşünüyorum da, çocukluğumuzun izleri çarpışmıştı ilişkimizde. Birbirimizde bir şey aramıyorduk. Aradığımız tek şey kendimizdi. Önceleri ikimiz de bilmiyorduk bunu, öğrendiğimizde ise, birbirimize itiraf etmekten kaçınmıştık.’’

İşte, ‘‘Aşklar ve Kuşlar Azalırken’’ başlıklı kitabında Erol Anar, ilişkiler ve aşklar üzerine kendi deneyim ve duygularını aktarıyor. Hoş bir uslubu var. Kısa bölümler halinde aktardığı deneyimlerini yorumluyor. Anladığını aktarıyor ve söyledikleri aslında herkesin bildiği, yaşadığı ve edindiği izlenimler.

Tanımadığınız ve anlayamayacağınız hemen hiçbir şey yok, kitabında. Hatta denilebilir ki, aklına düşen ne varsa, dökmüş sayfalara. O anda içinden ne geçiyorsa, yazmış. Pek de iyi yapmış. İnsanı sıkmadan düşünmeye yöneltiyor.

Kitabın sonuna iliştirdiği ‘‘yaşama dair notlar’’ın arasında şöyle bir ifade geçiyor. ‘‘Benjamin Franklin, (İnsan her zaman kahraman olamaz, ama her zaman insan olabilir) diyor. Bence, insan her zaman kahraman olabilir, ama her zaman insan olamaz.’’

Evet, kahraman olmak için ortaya konulan gayret, emek ve uğraş ne ölçüdeyse, hemen aynı ölçüde çaba göstermek gerekiyor, insan olabilmek için. Ve daha da önemlisi kahraman olmak belki gerekmiyor fakat, insan olmayı öğrenmek gerekiyor. Franklin, aslında ‘‘Her zaman insan olabilir’’ derken bu gerekliliği vurgulamak istemiş. Fakat, yazarımız da gerekliği olduğu halde kahraman olmak için gösterilen gayretten daha fazlasının gerekliliğini belirterek düşünce kapılarını açmaya çalışmış. Doğruyu söylemek gerekirse, pek bir ince yapmış diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları