Arnavutköy’deki yalılar da var Buldan’daki dokumalar da

Avusturya, ‘kültür envanteri’ni 30 yılda tamamlamış. İngiltere hálá devam ediyor. Böyle bir envanter gelecek kuşaklar için de önemli. Düşünün ki, yıllar önce böyle kapsamlı bir çalışma elimizin altında olsaydı, birçok kültürel miras tahrip olmaktan kurtulacaktı.

ANTİK Zeugma şehrindeki villaların taşları Kalazan Dağı’ndan. İster inanın, ister inanmayın... Taşları antik şehre taşıyan arabaların tekerlek izleri bugün hálá Fırat Nehri’nin kıyılarında.

Fotoğrafları çekilmiş, belgelenmiş durumda.

Idyma, Gökova Körfezi’nin bitiminde yer alan bir İlkçağ şehri.

İlkçağ kalıntılarına da sahip, Roma kalıntılarına da.

Hepsinin fotoğrafları çekilmiş ve belgelenmiş.

Bergama’daki ‘geleneksel evler’,

İstanbul, Bebek’te Lale Devri’nden ahşap konak,

Arnavutköy’deki yalılar,

İzmir, Karşıyaka’daki köşkler,

Kemeraltı’ndaki sokaklar, çarşı...

Hepsinin fotoğrafları çekilmiş ve belgelenmiş.

Çanakkale yöresinin ‘Avunya’ halı ve el dokumaları,

Konya’nın Başarakavak kasabasının yararlı bitkileri de kayda alınmış.

Bunları geçen cumartesi günü, Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA’nın toplantısında öğreniyorum.

EN AZ 20 YIL SÜRECEK

Akademi, 2001 yılında Türkiye’de kültür varlıklarının bir sistematiğe bağlı olarak belgelenmesi için çalışmalar başlatmış.

Türkiye’nin bir ‘kültür envanteri’ hazırlanıyor.

En az 20 yıl sürecek bir çalışma bu.

Akademi Başkanı Profesör Engin Bermek ile konuşuyorum.

Seçilen bölgeye giden 5-6 kişilik ekibin çok yönlü araştırmalar yaptığını söylüyor.

Arkeoloji, şehir mimarisi, kırsal mimari, etnobotanik yani bitkiler, sözlü tarih, etnografya alanların bazıları.

Şimdiye kadar 12 bin envanter düzenlenmiş, 38 bin görsel malzeme toplanmış.

Peki araştırmaları kimler yapıyor?

TÜBA bu büyük projeyi üniversitelerle birlikte sürdürüyor.

Elbet sivil toplum kuruluşlarının da katkısı büyük.

‘Şu bölgede araştırma yapılsın’ talepleri çoğunlukla onlardan geliyor.

Mesela, Bebek ve Arnavutköy için talep Bebek Rotary Kulübü’nden gelmiş.

TÜBA’nın proje için pilot bölge olarak seçtiği iki yer var:

Denizli Buldan ile Birecik-Suruç.

BULDAN MEĞER NE ZENGİNMİŞ

Buldan’da, Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin daveti üzerine 2001’de başlatılan çalışmalar tamamlanmış.

Buldan’ın arkeolojisinden tutun, el sanatlarına, bitkilerine kadar her şeyi belgelenmiş olarak mevcut.

Prehistorik çağlardan beri bir yerleşim merkezi olan Buldan meğer ne zenginmiş.

Araştırma yapınca çıkıyor ortaya.

Henüz tam keşfedilmemiş Tripolis antik şehrinden, sadece nar ağaçlarının yetiştiği vadisine, şifalı otlarına, dokuma sanatına kadar her şeyi kayıtlı artık.

Üstelik bu veriler özel bir yazılım programıyla elektronik ortamda.

Projenin koordinatörü İstanbul Üniversitesi’nden prehistorya profesörü Ufuk Esin.

‘Bazı kültür envanteri çalışmaları yapılmış ama hepsi bölük pörçük... Hepsini bir araya getirmek istiyoruz. TÜBA Türkiye’de bir ilki başarıyor’
diyor.

Avusturya, ‘kültür envanteri’ni 30 yılda tamamlamış.

İngiltere hálá devam ediyor.

Böyle bir envanter gelecek kuşaklar için de önemli.

Düşünün ki, yıllar önce böyle kapsamlı bir çalışma elimizin altında olsaydı, birçok kültürel miras tahrip olmaktan kurtulacaktı.

Belki Hasankeyf bile bugünkü yazgısıyla baş başa kalmayacaktı.
Yazarın Tüm Yazıları