Ardında bıraktığı sevgili dostlarına şimdi kim bakacak

Birçokları "önce insan" derler ve bu dünyada her şeyin önce insanlar için olmasını isterler. Ama genellikle insanlar için de pek bir şey yaptıkları görülmemiştir onların...

Ama o insanlar hayvanların da Tanrı’nın yarattığı canlar olduğunu hiç düşünmezler; açlığın, ne korkunç bir duygu olduğunu bilmezler. İşte şu Ramazan ayı, insana aç olmanın ne kadar zor olduğunu anlatmak için değil mi biraz da...

Tabii ki insana yardım edilecek, ama hayvana da yardım eli uzanacak. Tıpkı yıllardır hayvanlar için verdiği mücadeleyi gördükçe gözyaşlarıma engel olamadığım o müstesna insan, o sokak hayvanlarının sevgili babası, hem bir bilim insanı, hem de gerçek bir hayvandostu olan Prof. İsmet Sungurbey gibi...

Ne yazık ki, bu güzel insanı kaybettik. Hem tüm hayvanlar, hem de bizim gibi hayvanseverler çok değerli bir ağabeylerini kaybetti.

"Her sabah, yaz-kış demeden 04.00’te kalkar, bir hırsız gibi yola düşerim. Hayvanlar yüzünden saldırı ve tehditlere uğrarım. Kedileri, köpekleri beslerim. Ben kendimi yavruları olan bir ’kedi’ ya da ’köpek’ yerine koyuyorum. Malımı da, canımı da onlar için harcıyorum. Feda olsun... Ben 25 yıldır et yemiyorum. Hayatta iki ilkem vardır: Mutlu kılmak, mutlu olmak ve her canlının yaşam hakkına saygı göstermek..."

Ve bu ilkeleri, İstanbul Üniversitesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Başkanı iken 925 sayfalık "Hayvan Hakları" başlıklı eşsiz bir kaynak kitapta topladı. Hayvan Hakları Yasa Tasarısı’nı da o hazırladı.

Eski arabasıyla sokak sokak dolaşır, onu her sabah aynı yerde, aynı saatte özlemle bekleyen dostlarını beslerdi. Sabaha karşı gün ağarmadan yollara düşmesinin nedeni çevreden gelen tepkilerden çekinmesiydi. Bu yüzden "tıpkı bir hırsız gibi" diyordu bu durumuna...

Bu duyguyu çok iyi bilirim. Ben de yıllarca kendi mahallemde köpekleri beslemek için gece yarısı yollara düşerdim. Eşim başıma bir şey gelecek diye korkardı. Bu yüzden onun uyumasını beklerdim evden çıkmak için... Ellerimde torbalar, ara sokaklarda her an bir tehditle karşılaşacağımı düşünerek, hızlı hızlı yürürdüm sessizce, tıpkı bir hırsız gibi... Yemek bırakırdım her köşe başına. Çünkü kapıcıların, bazı yaşlı hanım ve beylerin tepkisinden korkardım. Görürlerse eğer "gecekonduda yaşamalısınız siz, ne işiniz var bu muhitte" diye bağırırlardı, hakaretler ederlerdi hayvanları beslediğim için... Onu bu yüzden çok iyi anlıyorum.

Sungur Bey, insan olmanın birinci ilkesi sevgi ve merhamet duygularıyla bezenmiş, hem sokak hayvanlarının yeri doldurulamayacak dostu, hem de çok değerli bir bilim insanı... Hz. Muhammed’in "Hayvanlara eziyet edene Allah lanet etsin" dediğini hatırlatıp, hayvan katliamının insanlık suçu olduğunu savunurdu.

Prof. Sungurbey’in medeni hukuk ve hukuk tarihi alanlarında 30 cilt eseri bulunuyor. Türk hukuku için "vazgeçilmez" nitelikte olan kitapları, Avrupa hukuk literatüründe yer bulan bilimsel görüşleri ve Türk hukuk dilinin arıtılmasına yaptığı büyük katkılarla değerli ödüllere de layık görülmüştü.

Şimdi onun yerini kim alacak? Kim öksüz kalan o yüzlerce hayvanına bakacak? Bu görev, onun anısına mutlaka sürdürülmeli.

Ben mi çok fazla şey bekliyorum

Sevgili ablacığım, ben 19 yaşında bir genç kızım. 1,5 yıla yakın süredir çok sevdiğim bir gençle birlikteyim. Ancak kendisi şu anda memlekette askerliğini tamamlıyor.

İlişkimizin başlarında bana çok düşkün görünüyordu. Benimle görüşmeden, sesimi duymadan yapamıyordu. Ama askere gittiğinden beri bana karşı eskisi gibi değil. Ben onu aramazsam, o beni aramıyor. Aradığım zaman da eskisi gibi sıcak davranmıyor. Evliliği düşünüyor, bu konuda hayaller kuruyorduk. Şimdi ne mektup yazıyor, ne de telefon ediyor...

Askerlik dönüşü evliliği düşünüyordu. Şimdi tek bir kelime ettiği yok. Ne dersiniz, benden uzaklaşmış olabilir mi?
RUMUZ: ASKER

YOLU BEKLERİM


Doğrusu kızım, biraz hayal dünyasında yaşıyor gibisin. Bu genç adam askerlik yapıyor; keyif çatmıyor, yan gelip de yatmıyor! Çok ciddi bir görev yapıyor ve tabii ki orada senin yanındayken olduğu gibi dilediği şekilde hareket edemiyor. Oradan seni telefonla araması, her zaman mümkün olamaz...

Düşün ki, o orada ailesinden, sevdiklerinden, sıcak yuvasından uzakta, disiplinli ve zor bir görev yapıyor. Onu sorgulamak yerine ona en tatlı, en sevecen duygularınla mektuplar yaz, özlemini, sevgini dile getir. Kızım, siz genç kızlar, bir gencin askerlik görevi sırasında ne kadar sorunlu, ne kadar hassas ve ne kadar ilgiye muhtaç olduğunu ne yazık ki bilemiyorsunuz. Lütfen bu şımarık düşüncelerden vazgeç de kaleme kağıda sarıl hemen.
Yazarın Tüm Yazıları