Ankara’nın doğusundan Avrupa’yı imrendirmek

BENİM yolumun ne zaman nereye düşeceği hiç belli olmaz. Dün de Malatya'daydım.

İnönü Üniversitesi'ni gezdim. Rektörü Profesör Fatih Hilmioğlu ile YÖK tasarısı ve ‘‘edepsiz’’lik konularında görüştüm.

Öğrencilerinin yüzde 70'ini Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen gençlerin oluşturduğu İnönü Üniversitesi, çevre düzenlemesi, dünyanın en büyük internet merkezlerine sahip üniversiteleriyle yarışacak kapasitede bilgisayar kullanım olanakları, tenis kortları, açık spor sahaları, kafeleri, sosyal alanları ile örnek bir üniversite haline gelmiş.

Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ‘‘Estetik ve sanata önem veren bir çevrede yaşamak insanın yaşam anlayışını da etkiler’’ gerçeğinden yola çıkarak ve Malatya'yı adeta seferber ederek bu sonuca ulaşmış. CHP Malatya Milletvekili Mevlit Aslanoğlu'nun 500 gencin aynı anda çalışma olanaklarına sahip olduğu internet merkezine katkısı gibi birçok Malatyalı da destek olmuş Rektöre.

Paralı üniversitelerde bile az rastlanan bu olanakların, Anadolu'nun bağrında bir devlet üniversitesinde gençlere sunulduğunu görmek insanı heyecanlandırıyor.

Sona ermek üzere olan üç inşaat ise vizyon sahibi bir önderliğin önemini gösteriyor. 700 kişilik, akustik ve optik olanaklara sahip muhteşem bir kongre binası, özel olarak projelendirilen bir kitaplık ve kimya, fizik, biyoloji fakültelerinin ortak kullanabileceği merkezi laboratuvar kompleksi.

Her şeye karşılaştırma yöntemi ile değer biçeriz ya, ben de diyorum ki Ankara'nın doğusundaki bu üniversite Avrupa'da bile zor bulunur. Demek ki, mesele sadece ‘‘kaynak’’ meselesi değil. Kaynağı, ‘‘Yemeden, yedirmeden ama akıllıca harcamak’’ meselesi Prof. Hilmioğlu'nun deyişiyle.

* * *

AKP Hükümeti'nin eleştiriye tahammülü hiç yok. Hükümete yönelik eleştiriler, bir ‘‘kutsallığa’’ dokunma küstahlığı gibi algılanıyor. Danıştay Başkanı konuşuyor, ‘‘çirkin’’ bulunuyor. Rektör konuşuyor ‘‘edepsiz’’ oluyor. TÜSİAD fikrini söylüyor ‘‘arkasında başka güçler var’’ deniyor.

Seçim önemlidir ama kutsallık haresi kondurmaz insanın başına. Bu anlayış demokrasi kültürüne sığmaz.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Hilmioğlu, ‘‘Üniversite ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında bir diyalog süreci başlamışken neden kesilmeye çalışılıyor şimdi bu?’’ diye soruyor ve ekliyor: ‘‘Eğer bahane Kubilay benzetmesi ise, bunda ne var? Bu ülkede yaşayan ve cumhuriyet ilkelerini bağlı olan herkes yerine geldiğinde Kubilay olmak zorundadır. Ama bir grup vardır ki onlar buna mecburdur. Bu grup, Cumhuriyeti koruyup kollamaya yemin etmiş olan milletvekilleridir. Bir Başbakan bundan dolayı kızıyorsa, bunu anlamam mümkün değil.’’

İnönü Üniversitesi'ni gezerken, Üniversite ile hükümet arasındaki gerginliğin bu ülkeye her zaman zarar verdiğini düşünüyorum. Bu ülke geri dönüşü olmayan bir yolda.

Yüksek Öğrenim Kanunu, üniversite ile birlikte hazırlanmalı. Hükümet, Üniversitelerarası Kurul'un 80 bin öğretim üyesine danışarak hazırlamakta olduğu çalışmanın sonucunu beklemeli. Eğitim reformu gerekli ama hükümetin seçmenine ‘‘rüştü’’nü ispat etmesi, türban meselesini el çabukluğu ile ‘‘çözmesi’’ için değil.
Yazarın Tüm Yazıları