Ankara kriterleri buraya kadar

NE diyordu başbakanımız?

"Avrupa Birliği olmasa bile biz reformlarımızı yapar, onlara Ankara kriterleri der yolumuza devam ederiz" demiyor muydu?

Ama ilk tökezlemede unutuldu Ankara kriterleri.

Terörle mücadele tasarısında ne Kopenhag kriterleri ne de Ankara kriterlerinin izi var.

Şiddet ve terörle beslenenlerin toplumu sürüklemek istedikleri nokta da bu değil mi zaten?

Tartışmanın, konuşup anlaşmanın, birlikte çözüm üretmenin yerini "sertlik" alması onların tek isteği.

***

ŞEMDİNLİ
’de hiçbir şey yaşanmadı mı? Van Üniversitesi rektörü neden hapis yattı? Tartışılacak öyle çok şey varken, savcının görevden alınması ile bütün bu soruları yanıtlamaları gerekenler, cevap vermeme rahatlığını sağladılar.

Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten men edilmesi, yani en ağır ceza ile cezalandırılması sadece Şemdinli olayının değil, savcıya yönelik suçlamaların da açığa çıkmasını engelleyecek olan karartma ortamını yarattı bile.

Şeffaflık, iktidar mücadelelerinin şiddete dönüştüğü böyle anlarda ne kadar kolay kurban ediliyor değil mi?

***

BÖYLE
bulanık zamanların baş düşmanı ise ifade özgürlükleri. Yeni terör tasarısına baktığımda ilk gözüme çarpan şey, ceza yasasıyla sağlanan hakların tırpanlanması oluyor.

TCK’da basınla ilgili eleştirilerimiz zaten vardı. Ama bu tasarı, oradaki kazanımları bile geri götürüyor. Basına hapis cezası geri getirilmek isteniyor.

Gerekçe bölücü propagandanın engellenmesi gibi dursa da, toplumdaki tartışma ortamı torpilleniyor.

Dedikodu, bölücü, yıkıcı, insanları birbirlerine düşürücü iddiaları engelleyecek olan yasaklar değil, gerçeklerin kamuoyuna ulaşması, tartışılıp bunların mahkum edilmesi.

Tasarıyı hükümet hazırlıyor ama CHP de desteklediğini söylüyor. Teröre karşı mücadeleyi desteklemek doğru da, CHP’nin özgürlükler konusunda hiç söyleyeceği bir şey kalmadı mı?

AKP’yi alternatifsiz bırakmaya gerçekten niyetli mi yoksa?

***

BUGÜN
23 Nisan. Neden bayram olduğunu çocuklara anlatmakta zorlanmaya başladığımızı seziyorum.

Katılımcılık, uzlaşma, denetim, şeffaflık, haklar, demokrasi konularında kalıcı örnekler yaratamadıkça egemenliği nasıl açıklayabiliriz çocuklara?

Avrupa projesi, 23 Nisan egemenlik ve çocuk bayramının yeni açılımı olmalıyken, biz daha Ankara kriterleri üzerinde bile uzlaşma sağlayamazken çocuklarımızın bu günü "balon bayramı" olarak algılamalarından korkuyorum.

***

EKONOMİ
ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) ile Radikal Gazetesi’nin hafta sonunda düzenledikleri ve Avrupa’nın önde gelen gazetecilerinin de katıldığı toplantıda Prof. Şerif Mardin, Avrupa’da çok kültürlülük ve Türkiye konusunda bir konuşma yaptı. Prof. Mardin, Osmanlı’dan bu yana din ve siyaset ilişkisini anlattığı konuşmasında AKP’nin ilkeler değil pragmatik çözümlere dayanan bir parti olduğu tahlilini yaptı.

İster "takıyye" deyin, ister "mış gibi yapma", hükümetin Ankara kriterlerini bile hatırlamamasının nedeni de bu değil mi?



Yazarın Tüm Yazıları