Güncelleme Tarihi:
Peki nereden çıkmıştı bu haberler? Urlalı işadamı Mehmet Ünal, Anadolu Ajansı’na konuşmuş, İtalyan emlak şirketinin temsilcisi olduğu belirtilen Oya Paktaş açıklama yapmıştı. Ortada başka bir bilgi, belge yoktu.
Fakat Hürriyet, Posta, Sabah, Milliyet ile yerel medyada yayınlandı bu haberler. İlk haber, 30 Ekim 2015’te Sabah gazetesinde “Brad Pitt ve Angelina Jolie İzmir’den villa aldı” başlığını taşıyordu. Aynı gazetede 3 Kasım 2015’te de “Ronaldo da Urlalı oluyor” haberi çıktı. Ardından Anadolu Ajansı yazınca, 6 Kasım 2015’te Hürriyet internette “Angelina Jolie ve Brad Pitt çifti Urlalıları heyecanlandırdı” haberi yayınlandı. Bu konuda başka haberler de yazıldı.
Dikkati çeken, Ronaldo ile ilgili karmaşaydı. Hürriyet’in haberinde Oya Paktaş, “Ronaldo’nun Urla’dan ev almasına ilişkin anlaşmanın hukuki sorunlar nedeniyle gerçekleşmediğini” söylüyordu. Ama bu haberden bir gün sonra Sabah’ta, iki gün sonra da Milliyet’te hâlâ “Ronaldo’nun Urlalı olduğu” yazılıyordu. Nedense ilgilileri bu haberleri yalanlamadı.
Aradan bir yıla yakın zaman geçti. Ne Angelina Jolie ve Brad Pitt görüntü Urla sahillerinde ne de Urla’dan villa aldıklarını doğrulayan bir gelişme oldu. Haberlerin kaynağı durumundaki Oya Paktaş’a iki kez e-posta göndermeme rağmen yanıt da alamadım. Bölgeden emlakçılarla da konuştum. Angelina Jolie ve Brad Pitt’in villa aldığı haberlerinin tamamen spekülasyon olduğunu söylemek yanlış olmaz. Peki iyi de gazeteciler nasıl geldi bu oltaya?
CÜPPELİ’NİN DAMADI
ERHAN Dilli adlı okur, 20 Eylül’de E-Kobi sayfasında yayınlanan “8 yılda sıfırdan 100 milyon TL ciroya yükseldi” başlıklı söyleşiyi eleştiriyordu. “Cüppeli” diye bilinen Ahmet Ünlü’nün damadı olan Muhittin Palazoğlu adlı işadamının reklamının yapıldığını savunarak, bu işadamının “iktidardan nemalandığını” öne sürüyordu.
Sayfayı hazırlayan ve söyleşiyi yapan arkadaşımız Sadi Özdemir, okurun bu eleştirisine katılmadığı yanıtını verdi:
“Palazoğlu, Cübbeli Ahmet’in damadı. Bunu röportaj yapmadan önce de biliyordum. Girişimcileri birilerinin damadı ya da akrabası şeklinde tasnif ederek görüşeceksek ortaya çok tuhaf sonuçlar çıkabilir.
8 yıllık girişimci olduğu için doğal olarak önceki iktidarlar döneminde bir kazancı olmamıştır. Başarısının temelinde Ülker Grubu’nun spor sponsorluk organizasyonlarının kendisine verilmesi var. 8 yılda 100 milyon lira ciro yapabilmesi çok ilginçti. O nedenle bana göre röportajda bir gariplik yok.”
Özdemir’in vurguladığı gibi bence de Palazoğlu ile söyleşi yapılmasının bir sakıncası yok. Hakkında iddialar varsa onlar da sorulur, yanıtı alınır. Ama söyleşi yaptığımız işadamı, kamuoyunda tanınan ve siyasi iktidar ile de iyi ilişkileri olan “Cüppeli” gibi bir din adamıysa bu bilgiye haberde mutlaka yer verilmesi gerekir. Böyle bir ünlünün damadı olması, Palazoğlu’nun kimliğinin bir parçası. Bunu bilmek okurun hakkı. “Cüppeli” ile yakınlığından bahsedilmemesi, bu bilginin okurdan gizlenmesi sonucunu doğurmuş.
ŞAİBE SALGINI
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını ve 15 Temmuz’daki darbe girişimini konu alan bir filmin çekimlerine başlandığını duyuran “Beyazperdede darbe” haberinin ilk cümlesi dikkatimi çekti:
“1960 ihtilali, 15 Temmuz darbe girişimi ve Turgut Özal’ın şaibeli ölümü ‘Uyanış’ adlı filmle beyaz perdeye taşınıyor.”
20 Eylül’de ikinci sayfada yayınlanan bu cümlede iki hata yapılmıştı. Birincisi, 27 Mayıs 1960’taki müdahalenin “ihtilal” olarak tanımlanması yanlış. 27 Mayıs müdahalesi, o yıllarda nitelendirildiği gibi “ihtilal” ya da “devrim” değil, düpedüz askeri darbeydi. 27 Mayıs’ı diğer askeri darbelerden ayırmamalıyız. Biz gazeteciler her zaman demokrasiden yana tavır almalıyız.
Bereket “ihtilal” hatası aynı filmle ilgili olarak 26 Eylül’de yayınlanan haberde düzeltilmiş, “27 Mayıs 1960 darbesi” denmişti. Fakat o haberdeki ikinci hata, 26 Eylül’de de tekrarlanmış; yine “Turgut Özal’ın şaibeli ölümü” denilmişti. Bildiğim kadarıyla Özal’ın ailesi, -özellikle de oğlu Ahmet Özal- attı bu iddiaları ortaya. Fakat hiçbir şekilde kanıtlanamadı.
Hatta dava açılıp, Özal’ın naaşı mezardan çıkarılarak Adli Tıp’ta testler bile yapıldı ama zehirleme bulgusu tespit edilemedi. “Özal’a suikast” davasının tek sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz de beraat etti; Yargıtay, bu kararı onadı.
Şimdi neye dayanarak “Özal’ın şaibeli ölümü” diyoruz? Filmi çekenlerin böyle bir iddiası varsa onlara atfen verilebilirdi. Ama haberi kaleme alan “şaibe” tespiti yapamaz. Son yıllarda yaygınlaşan “şaibe” başlıkları salgınına kapılmamakta yarar var. Bırakalım komplo teorisyenleri uğraşsın bu tür dayanaksız iddialarla. Gazeteci, somut bulgulara, bilgilere dayanır.
OKURDAN KISA KISA
HAKAN Kolcu: Cem Yılmaz ile abisinin motosikletle çıktığı Yunanistan turunu iki gündür yazıyorsunuz. İki haberde de kullandıkları motosikletin markası var. Motosikletin markası bu kadar önemli mi? Belki Yılmaz kardeşler sponsorluk anlaşması yapmıştır ama bundan bize ne? (1 Ekim)
Uğur Ergan: Malatya Zirve Yayınevi davasıyla ilgili haberde Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un sözlerinde “iftiralarıyla” sözcüğü yanlışlıkla “itiraflarıyla” olarak çıktı. Cümlenin doğrusu, “Ordudan atılmış hain bir onbaşıyı da akıl almaz iftiralarıyla devreye soktular” şeklindeydi. (28 Eylül)
Birgül Ergev: 24 Eylül’de Anıtkabir’de çocuk parkı haberinde yine kameriye yerine “kamelya” yazılmış.
NOT: Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Twitter’da “kamelya” yazmış; bu yanlış düzeltilmeden aynen alınmış.
Salih Ardıç: “İntizar kutsal topraklarda” haberinde “İntizar ikinci kez hacı oldu diyorsunuz”. Bir insan yılda 10 kere de Kâbe’ye gitse bir kere hacı olur. (20 Eylül)
Egemen Çevik: Web sitenizin spor sayfasındaki ikonlarda artık süper ligde olmayan Eskişehir, Sivas yer alırken Adanaspor, Alanyaspor ve Karabük bulunmamakta. Lütfen sayfanızı yenileyin.
Osman Küçük: “Yok artık Nokia!” başlığı ile internette ana sayfadan verilen bu habere ben en az üç defa farklı tarihlerde rastladım. Madem teknoloji haberi veriyorsunuz, bari teknolojinin yenilendiği hızda haberi de yenileyin. (21 Eylül)
Adil Vahapoğlu: Çipras haberinde başlık: “Darbe girişimine karışanları Yunanistan’a hoş görmeyiz.” Haberde ifade değişmiş, “... Yunanistan’da hoş görmeyiz” olmuş. Evet, bir “d” harfi neleri değiştiriyor! (23 Eylül/17. sayfa)
Naşit Öner: İnternet sitesinde PKK’dan ele geçirilenleri gösteren galeride aynı fotoğraflar tekrar tekrar verilmiş. Aslında 20 kadar olan fotoğraf mükerrer şekilde 35’e çıkarılmış. Bu duruma dikkat edilmesini rica ediyorum. (13 Eylül)