Muhtemelen 19. yüzyılın tekstil işçilerine de sorsaydık, endüstri devrimini bize anlatmakta zorlanırlardı. Daha iyi anlamak için ilk 3 sanayi devrimi ile birlikte göz atalım.
Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktı?
• İlk sanayi devrimi, 19. yüzyılda tarımdan buhar ve makineler ile fabrika üretimine geçildiği erken Viktorya döneminde gerçekleşti.
• İkinci devrim 1850'lerin başından I. Dünya Savaşına kadar olan dönemde elektrik ve montaj hattındaki seri üretim ile gerçekleşti.
• Üçüncüsü, 1950’lerde başlayan analog, mekanik ve elektronik teknolojiden dijitale geçiş ile oldu.
• Dördüncü Sanayi Devrimi diğerlerinden farklı: Fiziksel, dijital ve biyolojik dünyayı birleştiriyor; tüm disiplinleri, ekonomileri ve endüstrileri etkileyen – hatta insan olmanın ne olduğunu sorgulatan – bir dizi yeni teknoloji ile karakterize ediliyor. Beş milyar insan inanılmaz bir işlem gücüne sahip ve bilgiye sınırsız erişim sağlayan mobil cihazlar ile birbirine bağlı. Bu olanaklar yeni gelen yapay zekâ, 3 boyutlu yazıcı, nanoteknoloji, otonom araçlar, kuantum bilgisayarlar gibi teknolojiler ile daha da hız kazanıyor.
Mevcut örneklerini paylaşırsak;
• Artık markete girdiğinizde sizin nelere baktığınız, nereleri dolaştığınızı anlayabiliyor, hatta buzdolabından kola aldığınızda anlayıp arkada tedarik zincirini çalışıyor olacak
• Bildiğimiz lastik üreticileri; sadece üretim yaparken artık akıllı lastik üretip, değiştirme zamanını veya patlayacağını haber verecek
Kimine göre yeni teknolojiler ile oluşan verimlilik yeni pazarlar açacak. Kimine göre ise insanlar arasında eşitsizlik artacak.
Peki, nasıl hazırlanacağız?
2017'de Bloomberg'e göre en yenilikçi ülke olan Güney Kore, hükümet desteği ile teknoloji yoğun sektörlerin başarılı olduğu nadir örneklerden birisi. 4. endüstri son başkanlık seçimlerinde adaylar arasında en çok tartışılan konulardan biri oldu. Yeni seçilen Başkan Moon Jae-in Güney Kore'nin Dördüncü Sanayi Devriminden tam olarak yararlanmasına yardımcı olmak için bir dizi politika önerdi.Güney Kore hükümeti bir de becerilerin geliştirilmesini vurguluyor. İlk, orta ve lise eğitim sistemlerinde 10 bin bilgisayar bilimi öğretmeni yetiştirmeyi planlıyor. Güney Kore bu yeni ekonomiye yumuşak geçiş için tüm ülkelere önemli örnek olabilir.
Biz ne yapabiliriz?
Kilit adım, bu devrimin geldiğinin farkına varmak ve düşündüğümüzden daha çabuk olacağını anlamaktan geçiyor. Türkiye’deki araştırmalara bakıldığında endüstri 4.0 konusunda bir eğilim olduğu ancak herhangi bir adım atılmadığı gerçek. Tüm işletmelerin bu büyük veri dünyasında ortaya çıkacak yapıya ayak uydurabilmek için kendi veri analiz yeteneklerine ve teknik altyapılarına yatırım yaparak hazırlanması gerekiyor. Ayrıca bu yepyeni alanda başarılı olmak ve rekabette öne geçmek için girişimcilik ruhunu organizasyonunuza taşımanızı öneriyorum. Zira bu gibi bilinmezlik içinde gelişme ve yol bulma gerektiren anlarda en büyük yardımcınız girişimcilik olacak.