Balyoz Davası’nda özgürlüğü elinden alınan ve hapis yatan dönemin Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Can Erenoğlu’nun 15 Temmuz gecesi darbeye kalkışanların karşısında durduğu ortaya çıktı. Erenoğlu, yıllar sonra bir sivil olarak gittiği hem Genelkurmay hem de geçmişte komutanı olduğu Sahil Güvenlik Komutanlığı önünde kan dökülmeden teslim olunması yönünde, saatlerce ekipleri ikna etmek için çalıştı. Çabalar sonuç verdi. Bir zamanlar darbeye teşebbüs iddialarıyla uzun süre cezaevinde kalan Erenoğlu o gece yaşananları Hürriyet’e anlattı.
LİNÇTEN KURTARDIK
“Ankara’da evdeyken telefon yağmaya başladı. Herkes ‘Komutanım neler oluyor’ diye soruyordu. Güvendiğim insanlardan birini aradım, bilgi alamadım. Rahat edemedim, 01.30 gibi önce Genelkurmay Başkanlığı önüne gittim. O arada bomba patladı. Baktım, halk toplanmış. Benim gidiş amacım, kim yapıyorsa yapsın, karşı çıkmaktı. Vatanımın ve ülkemin geleceği için vicdanımın sesini dinleyerek, bu alçakça girişimde bulunanları vazgeçirmek için oraya gittim. Herhangi bir çağrı üzerine gitmedim. Ben geçmişte de ‘Kim darbe yaparsa kafasını koparırım’ demiştim.
Genelkurmay’daki askerleri teslim olmaları için son kez iknaya gittiğinde (08.15) göz yaşartıcı gaz atıldığı andaki fotoğrafı...
Genelkurmay’ın önüne geldiğimde binaya yaklaşamıyorduk. Askerleri dikmişler, ‘Belli bir noktayı geçen olursa vurun’ emri vermişler. O arada helikopter gelerek hepimizi taradı. Yanımızda insanlar öldü. Arkada parmaklıkların oraya gittik. Askerlere, ‘Evlatlar, bu vatan hainlerine inanmayın. Sizi de kandırıyorlar. Bu hainlerin emirlerine uyarsanız siz de vatan haini olursunuz’ dedim”.
Orada başlarında bulunan Kurmay Binbaşı ‘Bunları dinlerseniz, ben sizi vururum. Kaçmaya çalışırsanız, ben sizi vururum’ diyerek askerleri tehdit etti. Yine de bir şeyden habersiz oraya getirilen çocukları ikna etmeye çalıştık. ‘Gelin dışarı. Bırakın’ dedik. Bu arada binbaşının arkasından da ‘Binbaşı, Binbaşı’ diye seslendim. Böyle deyince yanıma geldi. Kendimi tanıttım; ‘Üç senesi zindanlarda sizin gibi vatana ihanet edenler yüzünden geçen adamım. Allah’a şükür sağlıklı, dimdik karşınızdayım. Vazgeçin bu işten, yanlış yapıyorsunuz. Bari vazgeçip pişmanlıkla kendini kurtar’ dedim. ‘Bana hakaret edemezsiniz’ dedi.
O sırada insanlar bağırmaya başlayınca havaya ateş açıp gitti. İnsanlar Genelkurmay Başkanlığı’nın bir biriminin kapısını kırdılar. O arada başka bir binbaşıyı ikna edip bizim tarafa aldık. Oradaki halk linç etmeye kalktı. Durdurmaya çalıştım, onu da linçten kurtardık. Arkadan iki kişi daha geldi. Sonra 700’e yakın asker çıktı. Onlar da garaja geçirilerek kalabalıktan alındılar. Linç edilmelerini önlemek için çaba gösterdim. Onların asker olduğunu, tatbikat yaparak kandırıldıklarını, kendilerinin de asker çocukları olabileceğini söyleyerek linç girişimini sivil polislerle birlikte engelledik.”
SİZİNLE KONUŞMAK İSTEMİYORUM
Can Erenoğlu daha sonra içeriye polis Özel Harekât ekiplerinin girdiğini, içeridekilerin teslim alındığını gördü. Ama Sahil Güvenlik henüz teslim olmamıştı: “2005-2008 arasında Sahil Güvenlik Komutanlığı yapmıştım.
Derhal oraya gittik. Kapıyı zincirlemişlerdi. ‘İçeri girmek istiyorum’ dedim. Kendimi tanıttım. Orada, elinde Kalaşnikof, çelik yelek ve miğferiyle duran subayla aramızda şu diyalog geçti:
- İçeriye geçmek istiyorum. Ben eski Sahil Güvenlik Komutanı Can Erenoğlu’yum.
Ben Süleyman, sizi tanıyorum komutanım.
- Hangi Süleyman?
Süleyman Yarayan.
- Süleyman ne yapıyorsunuz? Kan dökülmeden teslim olun.
Özel durum nedeniyle sizi içeri alamam komutanım.
- Kan dökülecek Süleyman, vazgeçin.
Komutanım uzaklaşın. Bu özel bir durum. Uzaklaşın, sizinle konuşmak istemiyorum.
DEĞERLENDİRECEĞİM, NİYE ARIYORSUNUZ!
Oradan ayrılarak merkez komutanlığı ilgililerinin yanına gittim. Komutanlık ilgilileri bunların direndiklerini ve teslim olmadıklarını söyledi. Onun üzerine tekrar ikna etmek üzere kapıya gittim. Ve tekrar Süleyman’a ‘Kan dökülmeden bu işten vazgeçin’ dediğimde tüfeğini önce bana doğrulttu ve daha sonra havaya ateş açtı.
Oradan ayrılıp tekrar Merkez Komutanlığı ilgililerinin yanına geldim. Merkez Komutanlığı ilgilileri Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem ile temas kuramadıklarını söylediler. Ben de daha önce komutanlık yaptığım için numara aynı olabilir diye numarayı verdim. Kendisiyle temas kurdular. Gözaltı kararına uymasını istediler.
Anlayabildiğim kadarıyla ‘Suçsuzum, ben suçsuzum. Ne gözaltısı’ demiş.
Kendisine kan dökülmeden, silah kullanmadan gözaltı kararına uyması söylendi. ‘Değerlendireceğim’ dedi.
Bir saat sonra tekrar ikaz üzerine yapılan telefona ‘Değerlendireceğiz dedim ya, niye arıyorsunuz’ dedi.
Bir saat sonra Deniz Kuvvetleri tarafına geçip Süleyman Yarayan ile birlikte teslim olduklarını öğrendik. Ben kimseyi teslim almadım. Sadece önerilerde bulundum, kan dökülmeden bu işin bitmesi için Merkez Komutanlığı yetkililerine yardımcı oldum.”
Daha sonra diyalogda adı geçen Süleyman Yarayan’ın Sahil Güvenlik Harekât Başkanı Kurmay Albay Süleyman Yarayan olduğu öğrenildi.