“‘Tecavüz sanığını kadınlar savundu’ gibi bir kutu başlığı atmışsınız, Julian Assange ile ilgili haberinizde. Bırakın Julian Assange’i insanlığın medya hakları açısından bir gazete olarak koruyucusu olmayı, adamı bir de sanık yaptınız. Suçu sabit olan insana sanık denilir. Doğru başlık, ‘tecavüz zanlısına’ diye olmalıydı. Kaldı ki, küresel medya hakları gibi devasa bir konunun kahramanı olan insanın ‘zanlı’ edildiği bir yönü bulup öne çıkarmanız bile nasıl bir gazetecilik anlayışınız olduğunu anlatıyor.”
Belli ki, okurumuz, Assange’ın, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizli belgelerini yayınlayarak son derece yararlı bir iş yaptığına ve bu nedenle haksız suçlamalar karşısında kaldığına inanıyor; ona “tecavüz sanığı” denilmesini de küçültme çabası olarak görüyor.
Okur Temsilcisi olarak bu başlıkta, böyle bir hava görmediğimi belirtmeliyim. Yazı İşleri’nin attığı bu başlık, tam da okurumuzun beklediği gibi Assange’ın yaptığı işin öneminin kabul edilmesi ana fikrine dayanıyor. Şöyle anlatayım; neden Assange ile ilgili duruşmayı çok sayıda ünlü kadın izleyip ona destek verdi? Çünkü Assange’a yöneltilen tecavüz suçlamasının ciddi olmadığına inanıyorlar! İşte başlığın söylemek istediği bu!
Zaten dikkat edilirse “tecavüz” sözcüğü de tırnak içine alınarak, başlıkta ironik bir yaklaşım olduğu vurgulanmış. Mesele bu.
Hukuk tekniği açısından da Assange’ın sanık olarak nitelendirilmesinde bir sakınca yok. Yargılama bir anlamda başlamış ve “tutuksuz olarak yargılanması” kararı verilmiş; yani şüpheli durumunda olduğu soruşturma evresi geçilmiş artık...
Bakanın sözlerine itiraz
“Seneye 45 bin atama” başlıklı haberde Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun öğretmen atamalarıyla ilgili açıklamaları yer alıyordu. Bakan Çubukçu’nun, bu haberde yer alan “Bu yıl özürlü eğitimi veren bin öğretmene ihtiyacımız vardı, yeterli öğretmen bulamadık” sözlerine Semih Gürsoy adlı öğretmen okurumuzdan itiraz geldi:
“Bakan Çubukçu’nun bu sözü gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü bizler bu açığı kapatmak üzere MEB ve Gazi Üniversitesi arasında yapılan bir protokolle üç dönem eğitim aldık ve zihinsel engelliler öğretmeni olarak atama beklemekteyiz, ki sayımız 350 civarıdır. Bununla ilgili diğer bir gelişme ise soru önergeleridir, Sayın Bakan bazı sorulara cevap vermemiştir.”
İsim benzerliğine düzeltme
Önceki hafta Hürriyet Pazar’da yayımlanan “Parayı bastıranı profesör yapıyorlar” başlıklı haberde, “Waset’te en çok makalesi yayınlanan 10 kişi” listesi de yer alıyordu. Haberi hazırlayan Sefa Kaplan, listedeki bir isim benzerliği sorununa dikkat çekti:
“Listede altı makale ile Ali Eryılmaz ismi zikredilmişti. Burada sözü edilen Ali Eryılmaz, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim görevlisidir. Söz konusu kişinin, master ve doktora derecelerini University of California’dan 1978’de alan Prof. Dr. Ali Eryılmaz’la isim benzerliği dışında ilgisi yoktur. Prof. Dr. Eryılmaz, ‘Adı geçen kuruluşu ne duydum ne de bir makale yayınlattım’ diyerek durumu açıklığa kavuşturmuştur. Hocamızdan özür dileriz.”
Tutuklu ve hükümlü gazeteciler listesi
GAZETECİLERE Özgürlük Platformu, 24 gazetecilik meslek örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu bir yapı. Platform, 13 Aralık’ta, Ankara’da toplandı. Toplantıda alınan kararların ilki, “tutuklu ve hükümlü gazeteciler listesi” hazırlıkları konusundaydı. Kararda, listenin dayanacağı temel ilke belirlendi:
“Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun hazırlayacağı tutuklu ve hükümlü gazeteciler listesinde açıkça gazetecilik faaliyeti kapsamı dışındaki fiilleri dolayısıyla cezaevinde bulunan gazetecilere yer verilmemesine, bununla birlikte cezaevinde bulunma sebeplerinin ‘gazetecilik faaliyetiyle ilgili olup olmadığı yönünde kuşku bulunan’ gazetecilerin listeye eklenmesine ve durumlarının Platform tarafından izlenmesine karar verilmiştir.”
Bu önemli bir gelişme. Çünkü bu listeye kimlerin alınacağı konusunda tartışmalar vardı. Platform böyle bir ilke koyarak bir belirsizliğe son veriyor ve gazetecilik dışındaki bir fiilden dolayı tutuklandığı ya da ceza aldığı şüphe götürmez bir şekilde kanıtlanmış olanlar dışındakileri koruma şemsiyesi içine almayı benimsiyor. Meslek örgütlerinin belirlediği bu ilke tartışmaları sona erdireceğe de benziyor. Anlaşılan, geniş bir liste çıkacak ortaya.
Platform, ayrıca 3 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da, “gazetecilik yapan herkesin” katılımına açık bir “Basına Özgürlük Kongresi” düzenlenmesi kararı alındı.
Bir de “İfade Özgürlüğü Anıtı” yaptırılması kararı çıktı toplantıdan. Platformun Dönem Başkanı Oktay Ekşi, anıtın yapımı için Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile görüştü. Anıtın, Maçka’daki Demokrasi ve Özgürlük Parkı’nda yapılması kararlaştırıldı. Anıt, görüş açıklamak isteyen herkes için bir kürsü işlevi görecek.
Okurdan kısa kısa
* M. Kemal Aklan: 14 Aralık tarihli Ankara Hürriyet’in son sayfasında yayınlanan “Mamaklı İrem dünya üçüncüsü” başlıklı haberinizi okudum. Fakat ne şampiyonasında üçüncü olduğunu anlayamadım. Kulübünün adının “‘Mamak Hedef Spor Kulübü” olmasından tabanca atış şampiyonası olduğuna kanaat getirdim. Son günlerde silah taşıma yaşının 18’e indirileceğine dair haberler uçuşuyor da! Habere açıklık getirilmesinde fayda olacağı kanısındayım.
NOT: İrem Başak Aydın, Kick Boks sporcusu.
* S.Çelikel: 11 Aralık’taki, Hürriyet’in birinci sayfasında “Kartal’a 2 kurşun” başlığını okuyunca gözlerime inanamadım. Beşiktaş’ın Eskişehir’de 2-0 mağlup oluşuna atılan bu başlık kanımı dondurdu. Sporla tabancayı, kanı, şiddeti, cinayeti bu kadar iç içe anlatacak başka sözler bulunamazdı. Siz artık sporda şiddetin önlenmesine karşı hiçbir yazı veya haber yayınlamayın. Çünkü kimse sizin samimi olduğunuza inanmaz. Bundan sonraki başlığınızı da tahmin etmek zor değil: “A takımından, B takımına 2 bıçak darbesi”!
* Mustafa Abaycı: 11 Aralık’ta, Türkiye gazetesinden alıntı yaparak, “İşte gizemli yönetmen” diye bir haber verdiniz. Haberde “Komedi Dükkanı” programının yönetmeni Fırat Doğu Parlak’ın da fotoğrafını kullanmıştınız. Ama ertesi gün o fotoğrafın Parlak değil, Doğan Gazetecilik Dijital Medya Bölümü’nde çalışan Emre Çınar’a ait olduğu ortaya çıktı. Bu fotoğraf konusunda gazetenizde bir düzeltme, bir özür görmedim. Yanılıyor muyum?
* A.Timur Türkan: 11 Aralık günkü gazetenin spor sayfasında Fenerbahçe’nin Ankara’da yapacağı maç konusundaki haberde “Sarı lacivertli futbolcular yarınki zorlu Ankaragücü maçına hava şartları nedeniyle özel önlem tedbirleriyle çıkacak” deniyor. Önlem ve tedbir sözcüklerinin ikisi de aynı anlama geliyor. Bunu kimse okumuyor mu? Her gazetecinin Türkçeyi ve imlayı çok iyi kullanması gerek.
* Münevver Elçi: Bugünkü (11 Aralık) gazetenizde bir mastar eki hatanız var. Dokuzuncu sayfadaki “Çin ablukası” adlı kutuda, “Liu adına kimsenin Oslo’ya ödül almamaya gitmemesi sağlandı” deniyor. Cümle fazla me’lemiş!