Bugün AB’yi Türkiye’nin birinci, Türkiye’yi ise AB’nin yedinci büyük ticari ortağı konumuna getiren süreçte, Gümrük Birliği ve 2005 yılında başlayan üyelik müzakereleri önemli paya sahip. Gümrük Birliği, taraflar arasında sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerinde gümrük vergileri ve diğer kısıtlamaların kaldırılmasının ötesinde, Türkiye’nin, AB’nin teknik müktesebatına; ticaret, fikri mülkiyet ve rekabet gibi politikalarına uyumunu da kapsıyor. 2011 yılında 15’inci yılına girecek olan Gümrük Birliği, Türk özel sektörünün uluslararası rekabet gücünü önemli ölçüde arttırdı.
Üyelik müzakerelerinin başlaması ile daha da derinleşen ekonomik bütünleşme sayesinde bugün AB ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi, yıllık 100 milyar Avro’yu aşıyor. Türkiye’nin AB karşısındaki ticaret açığı ise, birbirine yaklaşan ihracat ve ithalat eğilimiyle giderek azalıyor.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, çeşitli üretim sektörlerinde faaliyet gösteren Renault, Fiat, Bosch ve Siemens gibi Avrupalı birçok büyük şirketin küresel rekabet güçlerini arttırmak amacıyla Türkiye’de yatırımlar yapmasını etkileyici buluyor. Pierini, “Vodafone, AXA, ING, HSBC, Banco Bilbao Vizcaya ve Carrefour gibi Avrupa’nın büyük hizmet sağlayıcılarının da Türkiye’nin dinamik iç pazarında yer alması aynı ölçüde memnuniyet vermektedir. Ayrıca Ülker, Arçelik ve FİBA gibi Türk markalarının Avrupa’daki başarı öykülerini de son derece etkileyici buluyorum” sözleriyle AB ve Türkiye arasındaki mevcut güçlü ekonomik işbirliğine dikkat çekiyor.
Yabancı Sermaye Yatırımlarında En Büyük Pay AB’nin
AB, toplam doğrudan yabancı yatırımlarda sahip olduğu üçte ikilik pay ile de Türkiye’nin en önemli yatırım ortağı. Otomotiv, elektronik ve makine gibi yüksek katma değerli sektörler de dâhil olmak üzere bugün Türkiye’de AB’nin doğrudan yatırım yaptığı 14.000’den fazla firma bulunuyor. Türkiye, AB’nin tedarik ve üretim zincirine giderek artan bütünleşmesi ile Avrupalı firmalar açısından önemli bir sanayi üretim merkezi haline geldi.
Bu durum yalnızca düşük üretim maliyetlerinin değil, aynı zamanda mühendislik süreçlerinin ve araştırma faaliyetlerinin artan kalitesinin de bir sonucudur. Bugün Türkiye AB sanayine talep üzerine üretim yapmakla kalmıyor, aynı zamanda otomotiv (Renault’nun tamamen elektrikli yeni Fluence’ı, Fiat’ın yeni Doblo’su) ve havacılık sektörlerinde olduğu gibi (Airbus’ın yeni geniş gövdeli uçağı A350’nin parçaları) yeni ürünler de geliştiriyor.
Bunlara paralel olarak Türkiye’nin iç pazarı ulusal gelir düzeyinin düzenli şekilde artmasıyla beraber daha da güçlenmiş durumda. Bunun sonucu olarak Avrupalı yatırımcılar, Türkiye’de gıda, tarım, perakende, enerji, telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık gibi sektörlere de giderek artan bir ilgi duymaya başladılar. Bu süreç neticesinde Türk tüketiciler İngiltere, Fransa ve Hollanda markalarıyla tanıştılar.
Benzer şekilde enerji sektöründe, Fransız, İtalyan, Avusturyalı, Alman firmalar ve enerji sektöründe yer alan diğer Üye Ülkelerin firmaları, mevcut ve planlanan altyapı ve boru hatları için Türkiye'yi, coğrafi avantajı nedeniyle AB'nin stratejik enerji haritasına bir yatırım ortağı olarak koyuyor ve yenilenebilir enerji alanında yatırımlar planlıyor.
AB Ülkelerindeki Türk Yatırımları da Artıyor
Gümrük Birliği’nin sağladığı avantajlar sayesinde, özellikle son yıllarda AB ülkeleri de, Türk yatırımları için ilgi odağı haline gelmiş bulunuyor. Şekerleme sektöründe örneğin Belçika’nın önde gelen çikolata üreticilerinden birisi bir Türk firması tarafından satın alınmıştır. Ayrıca dayanıklı ev gereçleri alanındaki başlıca Türk üreticiler Romanya’nın önde gelen buzdolabı üreticilerinden birisini satın alarak İngiltere ve Almanya’ya buzdolabı, televizyon setleri ve diğer elektrikli eşyaların ihracatına başlamış, böylece AB pazarının büyük üreticileri arasına girmiştir. Büyük finans kuruluşlarından birisi de Romanya'da bankacılık sektörüne yatırım yapmış ayrıca Bulgaristan’daki cam sektörüne de ciddi boyutlarda Türk yatırımı gerçekleştirilmiştir.
AB’den Küçük İşletmelere Güçlü Destek
Türkiye’de işletmelerin %99’undan fazlasını oluşturan KOBİ’ler, esnek ve dinamik yapıları; yarattıkları istihdam; rekabet ve büyümeye sağladıkları katkı ile ekonominin belkemiği konumunda. Ancak ciddi bir potansiyele sahip olan KOBİ’lerin gelişiminin önündeki en temel engel, finansmana erişim. Özellikle çalışan sayısı 50’nin altında olan küçük işletmeler, uzun vadeli finansman imkânlarından yeterince faydalanamıyor. Ticari bankalar bu tür işletmelerin finansmanını riskli ve maliyetli bulabiliyorlar ve küçük işletmelere ayrılan finansman olanakları talebi karşılamayabiliyor.
Avrupa Birliği, bu sorunun çözümüne katkıda bulunmak ve Türkiye’deki KOBİler için mali ortamı iyileştirmek amacıyla 2002 yılından bu yana çok sayıda girişimi destekliyor. Bunlardan birisi de Küçük İşletmeler Kredi Programı (SELP). Türkiye’de küçük işletmelere yönelik ilk kredi programı olan SELP, işletmelerin finansman imkânlarına erişiminin yanı sıra, bankaların küçük şirketlere yönelik kredi hizmetlerinin geliştirilmesi açısından da önemli bir boşluğu dolduruyor. İlk aşaması AB’nin 20 milyon Avro’luk desteği ile 2002–2008 döneminde uygulanan program kapsamında küçük işletmelere 36 milyon Avro üzerinde kredi sağlandı. Birinci aşamanın başarıyla sonuçlanmasının ardından, 2008’de başlatılan SELP II programı ise, 30 Kasım 2012’de tamamlanacak.
Yatırımların ve istihdamın teşvik edilmesine ilişkin 5084 sayılı kanun kapsamına giren 49 ilin tamamını içeren SELP II programı, 90 milyon Avro tutarında fon ile ilk programın yaklaşık 5 katına yakın miktarda imkân yaratıyor. Bu illerdeki küçük şirketlere, işletme sermayesi için azami 30.000, yatırım ihtiyaçları için 50.000 Avro kredi imkânı sağlayan programa, 49 ilde, Akbank, Garanti Bankası, T.İş Bankası ve Şekerbank aracılığı ile başvurulabiliyor.
SELP-II kredileri sayesinde yenilikçi proje fikirleri geliştiren çok sayıda küçük işletme var. Bunlardan birisi de, Kars’ta faaliyet gösteren Tokgün Ticaret. Firmanın ortakları, yurtdışından ithal ederek sattıkları tarım makinelerinin, bölgedeki arazi koşullarına uygun olmadığını, uygun makinelerin ise küçük arazi sahipleri için çok masraflı olduğunu fark ettiler. Bunun üzerine, bölgedeki arazi koşullarına uygun bir makine geliştirebilmek için AR-GE çalışmaları yapmak üzere SELP-II kredisi kullandılar. Geliştirdikleri yeni makine sayesinde, satışları ve yıllık faaliyet hacimleri ciddi ölçüde artan firma ortakları, tüm küçük işletmelere bu tür kredilere başvurma çağrısı yapıyor.
Kars’a Uygun Tarım Makinesi Satışları Patlattı
Kelkit’te Fark Yaratan Oto Tamircisi SELP-II kredileri sayesinde iş hacmini artıran diğer bir girişimci de, Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde oto tamirciliği yapan Mevlüt Arslan. Mevlüt Arslan, Türkiye’de, AB’ye uyum sonucu trafikteki araç denetimlerinde ortaya çıkan yeni bir ihtiyacı gözden kaçırmamış. AB’nin güvenlik ve emisyon düzenlemelerine uyum çerçevesinde, farların da belirli standartları karşılaması gerektiğini fark eden Arslan, kullandığı SELP-II kredisi ile yeni denetimlerin gereklerine uygun far ayarı yapan bir makine satın almış. Kelkit’te bu makineye sahip tek oto tamirhanesi olarak ciddi bir rekabet avantajı elde eden Mevlüt Arslan, firmasının faaliyet hacmini %25 oranında artırmış. |
KOBİ’lere Milyonlarca Avro Kredi Olanağı
Avrupa Komisyonu ayrıca, Türkiye’deki pek çok KOBİ finansman projesinde Avrupa Yatırım Fonu (AYF), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (AİKB), Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası (AKB) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW) ile birlikte çalışıyor. Bu tür sinerjilerle geliştirilen projeler aracılığı ile bugüne kadar, yaklaşık 1,2 milyar Avro tutarında finansman kapasitesi yaratılmış bulunuyor. Bunlardan Kriz Destek Paketi, krizin KOBİ’ler üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek için geliştirilmiş 482,5 milyon Avro hacimli bir program. 2010 yılında uygulamaya konulan fon, küçük işletmelere enerji etkinliği için yatırımlar da dahil olmak üzere, işletme sermayesi ve yatırım ihtiyaçlarını karşılamak üzere Akbank, Halkbank, Vakıfbank, Garanti Bankası ve Denizbank aracılığı ile kredi sağlıyor.
Türkiye’de KOBİ’lere Yönelik AB Finansman Projeleri | |
Proje adı |
Milyon € |
Küçük İşletmeler Kredi Programı 1.Aşama (SELP –I tamamlandı) 2.Aşama (SELP –II) |
110.6 20.0 90.6 |
Kriz Destek Paketi Türkiye Penceresi —AYB KOBİ Destek Kredisi —AİKB Özel Sektör Destek Olanağı · Mikro KOBİ Finansman Penceresi · Enerji Verimliliği Penceresi · Teknik Yardım Programı |
482.5 150.0 332.5 165.0 165.0 2.5 |
AYB Büyük Anadolu Garanti Fonu —AYB Büyük Anadolu KOBİ Kredi Programı —AYF Teminat Olanağı |
282.0 250.0 32.0 |
AYF ile Güneydoğu Anadolu Risk Sermayesi Fonu |
16.0 |
CIP – AYF – Kredi Garanti Fonu (KGF) Arasında Karşıt Garanti Anlaşması Kredi Portföy Hacmi (azami) |
90.0
|
CIP – AYF – Finansbank Arasında Garanti Anlaşması Kredi Penceresi – Azami Portföy Hacmi Mikro Kredi Penceresi - Azami Kredi Portföy Hacmi |
206.4 135.2 71.2 |
Toplam Finansman Hacmi |
1,187.5 |
Rekabet Edebilirlik ve Yenilikçilik Programı (CIP) ise, KOBİ’lerin yenilikçi faaliyetlerini destekliyor. AB, CIP kapsamında, Türkiye'de, kredi garanti projelerini güçlendirmeyi amaçlayan iki projenin finansmanını sağlıyor. Bunlardan birincisi, AYF ve Türkiye Kredi Garanti Fonu arasında imzalanan, Türk işletmelerin 90 milyon Avro’ya kadar ilave fonlara erişimini sağlayacak karşıt garanti anlaşması. İkincisi ise AYF ile Finansbank arasında imzalanan ve KOBİ’ler için 135,2 milyon Avro, mikro krediler için 71,2 milyon Avro kredi hacmi yaratan bir teminat anlaşması.
Büyük Anadolu Kredi Garanti Fonu (Greater Anatolia Guarantee Facility) AYF tarafından yönetilen 32 milyon Avro bütçeli bir kredi garanti fonu ile AYB tarafından sağlanan 250 milyon Avro tutarındaki KOBİ kredisi programından oluşmaktadır. Aracı bankalar Akbank, Yapı Kredi, Vakıfbank, Halkbank ve Denizbank’dır.
Uygulanmakta olan bu programların dışında AB, öncelikle hedef bölgelerdeki KOBİ’lere yatırım yapacak bir Güneydoğu Anadolu Risk Sermayesi Fonu kurmak için çalışmalar yürütüyor. Toplam 16 milyon Avro bütçeli fonun, 2011’in ilk yarısında işlerlik kazanması hedefleniyor.
Ayrıntılı bilgi için: www.access2finance.eu
Avrupa Yatırım Bankası Kredileri |
Avrupa Yatırım Bankası (AYB), 1965 yılından bu yana, Türkiye’de ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan alt yapı projelerini destekliyor. Bugüne kadar Türkiye’ye 14,3 milyar € tutarında kredi aktaran AYB’nin desteklediği projeler arasında: İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nden Ankara, İzmit ve Antalya’da oluşturulan atık su tesislerine, Ankara-İstanbul arası hızlı tren projesinden rüzgâr santrallerine ve Türkiye genelinde telefon ağlarının modernizasyonuna kadar çok sayıda altyapı yatırımı yer alıyor. İstanbul VE Ankara’da ofisi bulunan AYB’nin kredi imkânları hakkında ayrıntılı bilgi için: www.eib.org/projects/regions/enlargement/turkey/index.htm |
Ayrıntılı bilgi için: www.avrupa.info.tr