Kıbrıs Kanyonu’na doğa sporu sevenler akın ediyor |
OLBIA’YI TURGUT REİS YAĞMALAMIŞ
İşte bu merakla, İstanbul’dan yola çıkıyoruz. Amacımız, başkent Cagliari’den otomobil kiralayıp adanın en popüler bölgesi Olbia-Tempio’ya gitmek. 3.5 saatlik yolculukla vardığımız Olbia önemli bir liman kenti, Sardunya Adası’nın kuzeydoğusunda. Ünlü Costa Smerelda Sahilleri’nin bulunduğu Gallura Bölgesi’nin merkezindeki kent, 1553’te Turgut Reis tarafından ele geçirilip, yağmalanmış.
Olbia, solgun ve yorgun bir kent. Balkonlarda asılı çamaşırları, eski otelleri, tedirgin arka sokaklarıyla orijinal, merkezi ama “turistik beklentileri” karşılamaktan uzak. Otelimizde, bir plaj kataloğu tutuşturuluyor elimize. İçinde Costra Smeralda yani Zümrüt Sahilleri’ndeki yüzlerce cennet plaja ait bilgiler var. Fotoğraflar nefes kesiyor, hangisine gideceğinizi şaşırıyor, hepsini göremeyeceğiniz için telaşa kapılıyorsunuz.
San Teodoro ve Budelli tarafından başlıyoruz. İlk plaj deneyimimizde temmuz ve ağustosta adaya gelmenin çılgınlık olduğunu anlıyoruz. Milyonlarca İtalyan, en ücra plajlarını bile istila etmiş. Kalabalığa alışınca, sahillerin keyfini çıkarmaya başlıyorsunuz. Akdeniz’in en temiz kıyılarında denizin rengi zümrüt yeşili ile turkuaz mavisinin karışımı. Pudra inceliğinde bembeyaz kumları tropik adaları çağrıştırıyor.
ŞEMSİYE, ŞEZLONG VE DUŞU UNUTUN
Sardunya plajlarında Çeşme - Bodrum hattındaki konforu bulmak hayal. Çoğunda şemsiye, şezlong, güzel bir kafe, hatta duş yok! İtalyanlar şikayetçi değil. Bunun adayı vahşi kitle turizminden koruduğunu düşünüyorlar. Kıyıların turizm devlerinin eline geçmesini hiç istemiyorlar. Korumaya özen gösteriyorlar, yerde bir izmarit bile görmek imkansız. Türkiye’nin Akdeniz kıyılarına bakınca hak vermemek mümkün değil.
Zümrüt Sahilleri’ndeki beş günün herbirinde en az üç cennet plajı keşfediyoruz. Biraz yorucu ama değer. Bazı plajlar sarp kayalıkların dibinde, birkaç kilometre yürüyüş gerektiriyor. La Cinta, Budelli, Cala di Volpe, Baia Sardinia, Capriccioli ve Il Principe plajları mutlaka görülmeli.
İTALYAN DEĞİLİZ BİZ SARDUNYALIYIZ
Yolculuğumuzun kalan kısmında, Costa Smeralda kıyılarına veda edip Cagliari’ye yola çıkıyoruz. Adanın güneyindeki başkent, kuzeydoğu bölgesi kadar popüler değil ama yine de çok kalabalık.
Sardunya Adası, İtalya’nın 20 özerk bölgesinden biri. Bağımsız bir yönetimi ve kendine ait bayrağı var. Adalılar, kendini İtalyan değil Sardunyalı olarak tanımlıyor. Canayakın, telaşsız ve yardımseverler. İngilizce bilene rastlamak zor. Kısa süre sonra, İngilizce İtalyanca ve beden dili karışımı bir lisan gelişiyor kendiliğinden ve gayet güzel anlaşıyorsunuz.
Cagliari, Olbia’ya kıyasla daha düzenli. Surları, katedralleri ve çarşıları etkileyici. Sahilleri, Costa Smeralda’yı aratmayacak güzellikte. Akdeniz’in en uzun plajı Poetto, şehir merkezinde. Capo Carbonera sahilinde Ada’nın sembollerinden flamingoları yakından izleyebilirsiniz. Solana Plajı’nı, Sardunya’da rastladığım duşu ve restoranı olan tek plaj olması açısından tavsiye ederim. Chia bölgesinin denizleri de mutlaka keşfedilmeli.
Başkentin renkli bir gece hayatı var. Surların bulunduğu La Citta bölgesi ve Piazza Yenne mağazaları, barları, restoranları, neşeli kalabalığı ve güvercinleri ile insana yaşama sevinci veriyor.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN