Sinemaya gitmek denince aklınıza ne geliyor? Dev ekranda film izleme keyfi ilk sırada yer alıyor mutlaka ama dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan, ikinci sıraya da patlamış mısır yeme keyfini yazıyor. Elbette sevmeyeni de vardır ancak birçok kişi için sinemada (hatta evde) film izlemenin olmazsa olmazı patlamış mısır…
Peki nereden çıktı bu 'gelenek'? Sinemada mısır satmak ilk olarak kimin aklına ve ne zaman geldi? Bu soruların yanıtını bulabilmek için yaklaşık bir asır önceye gitmek gerekiyor...
ABD'DE BAŞLADI, TÜM DÜNYAYA YAYILDI
Sinemada film izlerken patlamış mısır yeme kültürünün doğum yeri olan ABD'nin en büyük sinema salonları zinciri olan AMC Theaters'ın verilerine göre, şirket bünyesindeki sinemalarda bir yıl boyunca üretilen patlamış mısırla 222 adet Olimpik yüzme havuzunu doldurmak mümkün.
Ancak bu atıştırmalık geçmişte sinema yöneticilerinin ve izleyicilerinin favorileri arasında değildi. Aksine sinema salonları patlamış mısırı dışarıda tutabilmek için epey büyük bir savaş verdi.
Andrew F. Smith'in "Popped Culture: A Social History of Popcorn in America" (Patlamış Kültür: Amerika'da Patlamış Mısırın Sosyal Tarihi" isimli kitabı bu konuda çok ilginç detaylar içeriyor. Kitabında patlamış mısırın zaman içindeki yükselişini adım adım anlatan Smith, bu konuda doğru bilinen yanlışları da ortaya koyuyor.
Örneğin ABD'deki yaygın inanışın aksine patlamış mısırın ilk Şükran Günü yemeğinde masada olan yiyeceklerden biri olmadığını belirten Smith'e göre, 19'uncu yüzyılın ilk yarısında Güney Amerika'dan New England'a gelen ABD'li denizciler bu atıştırmalığı da yanlarında getirdi.
SEYYAR SATICILARDAN BÜYÜK MARKALARA…
Mısır patlatmak, 1840'lı yıllarda popüler bir eğlenceye dönüştü. Bunda çeşitli mısır patlatma araçlarının üretilmesi ve yaygınlaşması etkili oldu.
İlerleyen yıllarda panayır yerlerinde, sirklerde ve büyük şehirlerin caddelerinde patlamış mısır satıcıları görülür oldu. Zamanla bu seyyar satıcıların yerini daha ticari operasyonlar almaya başladı. Karamel kaplı patlamış mısır ve yer fıstığı karışımı, Cracker Jack markasıyla beyzbol sahalarının vazgeçilmezi haline geldi.
O dönemde patlamış mısır yavaş yavaş sinema salonlarına da dahil olmaya başladı.
Smith'in aktardığına göre, 20'nci yüzyılın başlarında sesli filmlerin ortaya çıkışıyla sinema salonlarının popülerliği de hızla artıyordu. 1930 yılı itibarıyla her hafta ortalama 90 milyon kişi film izlemek için sinema koltuklarına oturuyordu. Seyirciler film izlerken patlamış mısır yemek istiyordu ancak sinema salonu sahipleri bu taleplere olumsuz karşılık veriyordu.
BÜYÜK BUHRAN HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
Smith kitabında, "Bazı sinema sahipleri atıştırmalık büfelerini gereksiz bir rahatsızlık hatta 'itibar düzeylerinin altında' bir şey olarak görüyordu. Burlesk gösterilerinin yapıldığı günlerde, işportacılar koltuk sıralarının aralarında dolaşıp tepsilere dizdikleri Cracker Jack'leri ve patlamış mısırları satıyordu. Bu mısırların çoğu havaya atılıyor ve yerlere saçılıyordu" ifadeleriyle anlattı dönemin koşullarını.
Sinema salonlarının zeminleri, büyük tiyatroların lobilerini hatırlatacak şekilde pahalı halılarla kaplanıyordu. Yerlere saçılan patlamış mısır parçaları, halıları kirletip can sıkıcı sonuçlara yol açıyordu.
Ancak sinema sahipleri bir noktada tavır değiştirmek zorunda kaldı. Büyük Buhran yılları, sinema salonlarına resmen giren patlamış mısırın "patlama yaptığı" dönem oldu.
Smith, "Paketi 5-10 sente satılan patlamış mısır, çoğu Amerikalı için erişilebilir bir lüks olmuştu" ifadelerini kullandı.
ŞİKÂYET EDİLEN KOKU KIYMETLİ OLDU
Başlangıçta mısırlar sinema binalarının dışında patlatılıyordu. Binalara havalandırma sistemleri eklemek çok maliyetli görüldüğü için, işletmeciler satıcıların üretim yapmaları için özel yerler kiralıyordu. Ancak zamanla rakipler ortaya çıktı ve patlamış mısırdan zengin olanların hikâyeleri kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Bunun sonucunda salon sahipleri mısır işini de kendileri yapmaya karar verdi.
Smith, "Patlamış mısır, aroması sayesinde çok iyi satıyordu. Bazı sinema salonu sahiplerinin geçmişte mısır satışına karşı çıkmasının sebebi de yine bu kokuydu. Aroma patlatma esnasında en üst düzeye çıkıyordu. Mısır patlatma makineleri sinemaların lobilerine yerleştirilir yerleştirilmez, sinemaların işleri açıldı" vurgusunu yaptı.
'PANDEMİDE TEK KAZANCIMIZ MISIRDI'
Geçtiğimiz günlerde CNN'e konuşan 44 yaşındaki John Aitkin, çocukken her pazar babasıyla Riverview Sineması'na gidip film izlediklerini, şimdi de aynı geleneği kendi oğluyla sürdürdüklerini söyledi.
Bu geleneğin olmazsa olmazının bir kova patlamış mısır, iki de gazoz olduğunu ifade eden Aitkin, "Patlamış mısır yemek insana keyif verir. Ben patlamış mısır yediğimde her şeyin yolunda olduğunu hissederim. Patlamış mısır ve bir film bir araya gelince, günlük hayatın kaygılarını geride bırakabilirsiniz" dedi.
Aitkin'lerin gittiği 75 yıllık Riverview Sineması'nın patlamış mısırı oldukça ünlü. Hatta bu küçük mahalle sinemasının patlamış mısır için gel-al hizmeti bile bulunuyor.
Sinemanın sahibi Loren Williams, 2020 yılında bu sayede ayakta kaldıklarını belirterek, "Pandemi olduğunda tek kazanç kaynağımız patlamış mısırdı" derken çevrede yaşayanların desteğinin önemini vurguladı.
Wedbush'un medya ve eğlence endüstrisinden sorumlu analisti Alicia Reece, "Pandemi sona erip mekânlar açıldıktan sonra insanlar sadece biletlere değil, abur cuburlara da daha fazla para harcamaya başladı. Biz bu talep artışını uzun süre evlerde kaldıktan sonra dışarı çıkılmış olmasına bağlamıştık. Ancak aynı trend sürdü. Azalmadı ve güçlenmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Öte yandan sinemalara giden izleyici sayısı halen pandemi öncesi dönemdeki düzeyi yakalayabilmiş değil.
ABD'DE SİNEMALARIN ASIL GELİR KAYNAĞI MISIR SATIŞLARI
Kanada'da bulunan Queen's Üniversitesi'nde örgütsel ekonomi alanında dersler veren ve geçmişte sinema büfelerinde satılan yiyeceklerin fiyatları üzerine çalışmalar yürüten Ricard Gil, CNN'e yaptığı açıklamada, bilete ödenen ücretin genellikle yarısını salon işletmecisinin diğer yarısını yapım şirketinin aldığını belirtti. Gil, biletten elde edilen gelirin sinemanın giderlerini karşılamaya yetmediğini, bu nedenle salon işletmecilerinin diğer gelir kaynaklarına başvurduğunu belirtti.
Wedbush analisti Reese ise ABD'deki en büyük sinema salonu zincirleri olan AMC ve Cinemark'ın tüm yurt içi satışlarının üçte birinin büfelerden geldiğini söyledi.
Reese, "Bu cironun yüzde 80'inden fazlası kâra dönüşüyor. Bu çok büyük bir oran ve başka hiçbir sektörde böylesi yok. Bunun sebebi büfelerde yapılan satışın önemli bir kısmını, üretim maliyeti çok düşük olan patlamış mısırın oluşturması" ifadelerini kullandı.
SİNEMA MISIRI EVLERE DE GİRDİ
Finans raporlarına göre, AMC Theatres, 2023 yılında yiyecek ve içecek satışlarından toplam 1,67 milyar dolar gelir elde etti. Bu rakam ülkedeki birçok restoran zincirinin gelirinin bile üstünde.
AMC Theatres'ın yiyecek ve içecek ürünleri stratejisinden sorumlu başkan yardımcısı Nels Storm, "Büfe işimiz çok başarılı gidiyor. Bunun ardındaki saygıdeğer güç de halen patlamış mısır" dedi.
Öte yandan dijital platformların yaygınlaşması ve tüketicilerin önündeki seçeneklerin çoğalması, patlamış mısırın da zamanla değişim geçirmesine neden oldu. Örneğin AMC, büyük marketlerde mikrodalgada patlatılabilen ya da yemeye hazır patlamış mısırlar satmaya başladı. Bu mısırların en önemli özelliği sinema temalı aromalarıydı.
Star Wars, Ghostbusters, Dune, Garfield gibi bazı popüler filmlerin temalarını taşıyan patlamış mısır kovaları da birer koleksiyon ürünü olarak tüketicilerle buluştu.
"SİNEMALAR FİLM GÖSTERMEKTEN VAZGEÇER, MISIR SATMAKTAN VAZGEÇMEZ"
Diğer yandan bazı sinemalar, büfelerindeki menüleri zamanla genişletip yemek servisine bile başladı. Onlardan biri olan Alamo'nun stratejiden sorumlu yöneticisi Heather Morgan, "Tüm yemekleri içeren menümüzün en fazla satan kalemi hâlâ patlamış mısır" diye konuştu. Filmlerle uyumlu patlamış mısır aromaları denediklerini ifade eden Morgan, "Satışlarda artış görebiliyoruz çünkü insanlar yeni ve farklı aromalar denemek istiyor" dedi.
Bunu sadece büyük salon zincirleri değil küçük salonlar da yapıyor. Ülkenin dört bir yanında trüften çikolataya, tarçından fümelenmiş çedar peynirine pek çok farklı lezzete sahip patlamış mısırlar satılıyor.
California'da bulunan Cinelounge Sinemaları'nın kurucusu Christian Meoli de artizan patlamış mısır üretenlerden. Meoli, film temalı aromaların sinefiller için bir yatırım aracı vazifesi gördüğünü de belirterek, "Elde edilen gelirle çeşitli bursların, gösterimlerin ve amatör sinemacıların ekipmanlarının masrafları karşılanıyor" dedi.
Queen's Üniversitesi'nden Gil ise sinema sektörünün zamanla değişmeye devam edeceğini ancak tek bir şeyin sabit kalacağını belirterek, "Sinemalar film göstermekten vazgeçer ama mısır satmaktan vazgeçmez" diye konuştu.
CNN International'ın "Here’s why we eat popcorn at the movies" başlıklı haberinden derlenmiştir.