GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASI TAM BEŞ AY SÜRDÜ
Esther Shoebridge, hiçbir zaman doktorunu sebepsiz yere rahatsız eden biri olmadı. Spor salonu müdavimi ve uzun mesafe yürüyüşçüsü olan 59 yaşındaki Esther, formda ve bağımsız olmakla gurur duyuyordu.
Ancak 2020 sonbaharında boynundaki rahatsız edici ağrı geçmeyince, Esther tıbbi bir görüş almak istedi ve aile hekimine gitti. Doktoru ona ciddi bir şey olmadığını söyledi, eve gitmesi, ağrı kesici alması ve rahatsızlığı geçene kadar dinlenmesini tavsiye etti.
Boynundaki ağrı geçmeyince birkaç hafta sonra aile hekimine yaptığı ikinci ziyarette de aynı tavsiyeyle karşılaştı; ağrı kesiciler ve istirahat.
Esther'in şok edici gerçeği keşfetmesi için beş ay daha geçmesi gerekti. Boynundaki bir kemik kırılmıştı ve bu da çektiği acının temel sebebiydi. Ama çok daha kötü haberler vardı…
BOYNUNDAKİ KIRIĞIN SEBEBİ MİYELOM DENEN KAN KANSERİYDİ
Nottingham'daki Queen's Tıp Merkezi'ndeki doktorlar ona kırığın, tedavisi olmayan ve beş yıl içinde onu kesinlikle öldürecek bir kan kanseri olmasından kaynaklandığını söyledi.
Miyelom adı verilen bu hastalık vücuduna yayılmış, kemiklerinde, kafatasında ve omurgasında milyonlarca delik açmış ve onu en ufak bir kayma ya da düşme sonucu daha da fazla hasar görme riskiyle karşı karşıya bırakmıştı.
Sonradan öğrendiğine göre, boyun sorunları daha erken bir aşamada ciddiye alınmış olsaydı, kemik hasarını önlemek için tedavi olabilir ve iyi bir yaşam kalitesinin tadını çıkarmak için daha fazla zaman kazanabilirdi.
ARKADAŞININ ANNESİ DE BU HASTALIKTAN VEFAT ETTİ
Esther, teşhisi aldığı dönemin Covid-19 kısıtlamalarının en yoğun olduğu dönem olduğunu söyledi, “Bu yüzden bomba gibi haberi aldığımda kocam Philip'in yanımda olmasına izin verilmiyordu. Gözyaşları içindeydim, Philip'i, kızım Grace'i ya da dört güzel torunumu bırakmak istemiyordum. Hâlâ yapmak istediğim çok şey vardı” diye anlattı.
Haberi veren doktor "Sanırım miyelomu hiç duymamışsınızdır" dedi fakat Esther bu kanser türünü biliyordu çünkü tam bir yılını miyelomdan ölen annesine bakan yakın bir arkadaşına yardım ederek geçirmişti.
Esther yine de bir an bile sahip olduğu şeyin miyelom olduğunu düşünmediğini, böyle bir şeye yakalanmak için çok genç hissettiğini söyledi.
Miyelom, kemik iliğinde, yani kan hücrelerinin olgunlaştığı kemiklerin içindeki süngerimsi maddede DNA hasarı meydana geldiğinde gelişir. Bu hasar, kemiklerin kolayca kırılmasına neden olan zararlı bir protein salgılayan anormal hücrelerin büyümesine yol açar. Belirtiler kemik ağrısı ve yorgunluktan böbrek hasarı ve sinir ağrısına kadar çeşitlilik gösterir.
‘DÜŞMESİNİ ENGELLEMEK İÇİN BAŞIMI DESTELEMEK ZORUNDA KALDIM’
Esther'in durumunda, sonradan fark ettiğine göre şiddetli susuzluk ilk belirtilerden biriydi. Bunun nedeni miyelomun böbreklere de saldırarak fazla kalsiyumu kan dolaşımından temizlemelerini engellemesidir. Vücut daha sonra kalsiyumu dışarı atmaya çalışmak için sıvı alımını büyük ölçüde artırır.
Esther günde dört litreye kadar su içiyordu.
"Her şey garip bir şekilde halsiz ve baş dönmesi hissetmemle, her zamanki kadar yürüyemememle ya da normalde yaptığım kadar spor salonuna gidemememle başladı" diyen Esther yaşadıklarını şöyle anlatı:
“Sonra inanılmaz bir susuzluk hissettim ve kilo vermeye başladım. Ayrıca uykusuzluk ve düzenli enfeksiyonlar da yaşıyordum. Öyle bir noktaya geldim ki, düşmesini engellemek için başımı desteklemek zorunda kaldım. Boynumu incittiğimi düşünerek kendime bir boyunluk almıştım. Kanser beni delik deşik ederken aylarca bu semptomlarla yaşamaya devam ettiğimi bilmek son derece korkunçtu.”
‘ERKEN TEŞHİS EDİLİRSE 15 YILA KADAR YAŞAYABİLİRSİNİZ’
Uzmanlar, Esther'e daha erken teşhis konulmuş olsaydı, miyelomun bir sonucu olarak ortaya çıkan zayıflatıcı yaralanmaların önlenebileceğini, ancak kanserin kendisinin tedavi edilemeyeceğini söylüyorlar. Kemoterapi gibi tedaviler hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor ve kemiklerdeki hasarı sınırlıyor.
Newcastle Hospitals NHS Foundation Trust'ta miyelom uzmanı olan Profesör Graham Jackson, "Miyelom kemiklerinizin gücünü azaltır, bu nedenle Esther'de beş aylık gecikme nedeniyle daha fazla hasar meydana geldi. Miyelomda erken teşhis edilirse 15 yıla kadar yaşayabilirsiniz” dedi ve ekledi:
“Ne kadar uzun süre tedavi edilmezse, kırık ve kırılma ihtimali o kadar artar. Yine de her dört hastadan biri semptomlardan teşhise kadar on ay beklemektedir. Bu süre kanser türleri arasında en uzun süredir.”
Kemoterapi bir tedavi değildir ancak miyelom hücrelerinin sayısını azaltabilir. Esther için ilk iki tedavi başarısız oldu ancak üçüncü bir deneme kanseri stabilize etti.
Vücudun savunma sistemlerinin kanseri hedef almasına yardımcı olan bir tür immünoterapi olan CAR-T tedavisi gibi umut verici tedaviler mevcut olsa da bunlar henüz miyelomda kullanım için onaylanmamıştır.
‘HASTALIĞIN BENİ YENMESİNE İZİN VERMEYİ REDDEDİYORUM’
Esther hastalığına yenilmeyi asla düşünmediğinin altını çizdi ve şunları söyledi:
“Bunun beni yenmesine izin vermeyi reddediyorum. Ağustos 2022'de beş gün boyunca her gün yaklaşık yedi kilomere yürüyerek Myeloma UK için 2.500 sterlinden (yaklaşık 105 bin TL) fazla para topladım. Bu rakam boynu kırık bir insan için hiç de fena değil. Şu anda yıllardır hissetmediğim kadar iyi hissediyorum ve bu yaz Florida'daki kızım Grace ve torunlarımı ziyaret etmek için ABD'ye uçacağım.”
Daily Mail'in 'I was told my stiff neck was nothing to worry about. It turned out to be a little-known terminal cancer. Here are the unusual signs you need to know...' başlıklı haberinden derlenmiştir.