Güneydoğu’daki gazeteci arkadaşlarımız bugünlerde tam da böylesine bir telaş içindeler. Bütün enerjilerini, PKK’lıların sınır dışına çekilmelerini izlemeye, görüntülemeye vermiş durumdalar. Bir yandan atlama korkusu yaşıyorlar, öbür yandan o fotoğrafları çeken gazeteci olma hayalini kuruyorlar. DHA’nın geçtiği fotoğraflar bu yarış açısından önemliydi. 9 Mayıs’ta, Hürriyet’in yanı sıra birçok gazetede yayımlanan fotoğraflar, DHA’yı bu yarışta bir adım öne çıkardı. Fakat hemen ardından Kürtçe ve Türkçe yayın yapan Nuçe TV’den Baki Gül, Twitter’da, “DHA’nın geçtiği fotoğrafların eski olduğunu ve Ekim 2003’te çekildiğini” yazdı. Gül’ü ertesi gün arayıp, iddiasını sordum: “Onlar, çekilme fotoğrafları değil, zaten henüz sınır dışına çıkan olmadı. Özellikle suyun üzerindeki kütükte yürüyen gerillayı tanıyorum. Az önce konuştum, ‘O fotoğraflar bende yok, nereden bulmuşlar’ dedi. On yıl önce Kandil’de çekilen fotoğraflar özel bir albümdeymiş. Herhalde polis, DHA’ya ulaştırdı. Ama göreceksiniz, çekilme fotoğraflarını ilk biz servise koyacağız”.
Gül’ün bu sözlerini DHA Yazı İşleri Müdürü Mustafa Eşmen’e aktardım. Eşmen, fotoğrafları DHA muhabirlerinin çekmediğini, başka kaynaktan elde ettiklerini söyledi: “DHA her büyük olayda olduğu gibi PKK’nın çekilme sürecinde de abonelerine ulaştırdığı objektif ve özgün haberleriyle rakipsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu fotoğraf, Hakkâri’nin Şemdinli kırsalındaki haber kaynaklarımızdan, PKK’lıların sınır dışına çekilmeye başladığı 8 Mayıs günü sağlanmıştır. Bu bölgede Türkiye’den Irak’a akan Avaşin Deresi’ni besleyen birçok çay bulunmaktadır. Sürecin hassasiyeti nedeniyle adını vermemizin sakıncalı olduğu çaydan geçen PKK’lıları gösteren fotoğraf, tüm kontroller yapıldıktan sonra abonelerimize ulaştırılmıştır”.
İki tarafın yaklaşımı böyle. Anladığım kadarıyla DHA’nın o fotoğrafların yeni çekildiğini kanıtlama imkânı yok. Fotoğrafların yeni olduğuna yüzde yüz emin olmaları da mümkün değil zaten. Keşke o fotoğrafları, elde ediliş biçimini ve çekildiği tarihle ilgili belirsizliği aktaran bilgi eşliğinde servise koysalardı. Eminim bu bilgi Hürriyet editörlerinin önünde olsaydı, “PKK’lı teröristler dün sınır ötesine çekilirken Hakkâri yakınlarında görüntülendi” yazmazlardı. Okurlar da fotoğraflara o gözle bakmazdı.
Mahreç de yanlışmış
“Zİraat Odası’nda seks skandalı” haberinde özel hayata saldırı olduğunu ve gizli kamera görüntülerinin de kullanılmasıyla suça ortak olunduğunu yazmıştım. Geçen hafta çıkan o yazıda, haberin kullanılması nedeniyle Hürriyet’i ve haberi servise koyduğu gerekçesiyle de Anadolu Ajansı’nı eleştirmiştim. Meğer haberdeki tek yanlış içeriğinde değilmiş. Yazımın yayımlanmasından sonra AA’dan, bu haberi kendilerinin geçmediği açıklaması geldi. Şaşırdım bu açıklamaya. Çünkü gazetede ve internetteki haberin altında AA mahreci vardı. Mahreçten şüphelenmek aklıma gelmemişti.
Araştırınca AA’nın haklı olduğu ortaya çıktı. Haberi AA değil, Doğan Haber Ajansı geçmişti; haberin altına gazetede yanlışlıkla AA mahreci konulmuştu. Aynı gün Twitter’da özür diledim bu yanlışlıktan ötürü. Ama o eleştiri bu köşede çıktığı için buradan da tekrarlamak durumundayım; o eleştirinin muhatabı gazetem ve DHA’dır. Demek ki, bundan sonra haberleri değerlendirirken, mahreçlerini de kontrol etmeliyim. Bu vakadan benim aldığım ders bu.
Yaşayan Şehit’e koruma
Emeklİ astsubay Murat Caner ile söyleşi, 4 Mayıs’ta ilk sayfada “Yaşayan şehit” başlığıyla verilmişti. Caner, devam sayfasındaki “PKK’yı affettim” başlığıyla ilgili yanlış anlamalar nedeniyle bir düzeltme yapma gereği duydu: “PKK terör örgütünü affettiğimi söylemedim. Başlığın altında yazdığı gibi ülkemin geleceği, huzur, barış ve kardeşlik için, birlikte görev yaptığım iki askerimi şehit edenleri, felçli olarak yıllardır ıstırapla yaşamama neden olanları affettim. Başka insanların da tırnağına zarar gelmemesi ümidiyle kişisel olarak affettiğimi yineliyorum. Fakat bu başlığa bakıp, altındaki yazıyı okumayan birçok kişi bana ağır hakaret, küfür, iftirayla tehditlerde bulunmuş, Emniyet Müdürlüğü önlem almak zorunda kalmıştır. Ama bilinsin ki onları da affettim”.