Okur Temsilcisi'ne mektuplar

1dk okuma

Bu hafta söz tamamen sizinBU köşenin adı üzerinde; Okur Temsilcisi. Mayıs ayından bu yana, her hafta ortalama 6 okur tepkisini değerlendirip, burada yansıttım. Bugün ise farklı bir uygulama ile çok farklı konularda sizlerden gelen mesaj kümeleri adına birer temsilci mesaj ile yorumsuz-değerlendirmesiz sunmaya karar verdim. İşte tepkileriniz:Es-es neredeCaner Bağcı: "Hürriyet’in internet sayfası açılırken ’Türkiye’nin sayfası’ diye açılıyor. Ben de böyle düşünüyordum ancak son zamanlarda diğerleri gibi olmaya başladı gibime geliyor. Neden mi? ES ES’in (Eskişehirspor) İst. BBld. ile yaptığı maçta muhteşem bir şov var; eminim ki bundan kimsenin haberi yok. ES ES bu maçta mağlup oldu. Bu var elbette ama o büyük şovdan kimsenin haberi yok; ne bir yazı ne bir resim. Ayrıca ilk 3 haftada galip gelmesine rağmen, verilen haberler de sanki mecburiyetten verilir gibi, geçiştirilerek yapılmış. Lütfen sadece ’İstanbul Gazetesi’ olmayınız. Söylediğiniz gibi Türkiye’nin Hürriyet’i olunuz!Yaratıcı spor başlıklarıBülent Sözer: "Spor muhabirlerinin yarattıkları, daha da doğrusu uydurdukları çok hatalı ve çirkin bazı deyimler var. Bunlardan bir tanesi şu: Filan maçta, falanca hakem "düdük çalacak". Azizim, hakem düdük çalmaz, hakem bayram çocuğu değil ki düdük çalsın. Hakem bir spor müsabakasını idare eder ve gerekli hallerde, belli kararları verir. Yani, hakem bir karar merciidir, hem de son ve kesin merci; yargı denetimine tabi de değil, belki hatalı bir usul ama öyle. Bu statüdeki bir fonksiyonu tutup düdük çalmak ile tanımlarsanız, saygısızlık olur, aşağılamak olur ve bunu esprili bir yakıştırma olarak da izah edemezsiniz. Bir diğeri de "forma giymek veya giymemek". Bu maçta falanca oyuncu forma giymeyecek diye yazılıyor. Yani, çıplak mı gezecek? Şunu kısaca, bu maçta oynamayacak diye yazsalar ya! Yaratıcılık iyidir ama, anlamsız veya bambaşka anlamları çağrıştıracak deyimler veya izninizle söyleyeyim, zırvaya müncer olan ifadeler çıkarmak hatalı oluyor."Ayvalık nerede?Berke Keklikoğlu:<ı> "14 Eylül 2006 Hürriyet Ege baskısından okuduğum emin olmayıp e-gazeteden de baktığım haberde adeta şoke olduk. İlgili haber: "Midilli Adası’ndan telefonla sipariş". Bu büyük gazete güzide Ayvalık ilçemizin İzmir’in ilçesi olduğunu yazmış. Hem de ilk sayfada, herkesin okuduğu ve bilmeyenleri yanıltma olasılığı yüksek bir bölümde olması daha da üzücü. Balıkesir’imiz hep geri plana atılmak istenilmekte, Bursa-İzmir arasında kaybolmasını arzulayanlar olabilir. Şu dönemde ilerleme döneminde olan Balıkesir’imizin bir yaşayanı olarak, bu habere şaşırdım ve üzüldüm."Düşmanımız sevinmesinAhmet Hiçdönmez: "Gazetenizde Galatasaray Teknik Direktörü Gerets’in, kendi takımının kötü gidişini değerlendirirken yaptığı açıklamayla ilgili olarak "Düşmanlarımız Sevinmesin" başlığı kullanılmış. Doğru mu, çeviri hatası mı, yoksa sizin sansasyonel başlık atma merakınız mı bilmiyorum ama, aynı açıklama, başka gazetelerde ’Rakiplerimiz Sevinmesin’, ’Heveslenmesinler’ gibi başlıklar ile yayımlandığına göre, sorun biraz sizin sansasyonel başlık atma hevesinizden kaynaklanıyor gibi geliyor. İnternetten sitenize girdiğimde ise Bursa’da maç sonrası çıkan tartışmada Trabzonsporlu bir taraftarın Beşiktaşlı bir taraftarı öldürdüğü yazıyordu. Bu tarz başlıklar, haberler ve yorumlar sonucunda bu tip olayların olması, insanların birbirlerini düşman görmeleri ve rakip takım taraftarlarına tahammülsüzlük son derece doğal."PKK’nın sinsi planıEbru Kırgan: "Birinci sayfanızdaki haberde, Fatih Çekirge son günlerdeki ’şehit cenazelerindeki tepkiler’ konusunda edindiği bilgilerin, bunların PKK’nın bilinçli siyasi planı olduğunu gösterdiğini söylüyor ve planı şu cümleyle de örnekliyor: ’Torpilliler, bakanların, zenginlerin çocukları değil, garibanlar şehit oluyor fikrini yerleştirmek.’ Ben, yılların Hürriyet okuru ve gazetesine güvenen bir vatansever olarak şunu rica ediyorum. Terör örgütü PKK’nın eylemlerine başlaması ile beraber ülkemizde şehit olan bakan, milletvekili vb. ailelerinin evlatlarını bizlere söyleyebilir mi? Ya da şehit ailelerinin ve şehitlerin maddi durumu hakkında bize istatistiki bilgiler verebilir mi? En yakın zamanda, bu fikri çürütecek bir haber bekliyorum. Böylece, ülkede statüye, maddi varlığa bağlı bir ayrım olmadığını Türk milleti görmüş olur." İyi olmuş devam edinNiyazi Ünver: "Hürriyet’in bugünkü (16 Eylül) ön sayfa düzeni ne kadar güzel, ne kadar mükemmel. Bilmiyorum, her gün böyle mi olacak ama çok isterim Hürriyet’i hep böyle görmeyi. Tebrikler ve saygılar sunarım."Silvan’daki öğretmenden çağrı var...Ayhan Coşkun: "Diyarbakır, Silvan’da pek çok imkandan yoksun durumda ilkokul öğretmenliği yapıyorum. Okulumuz çok eski bir okul ve birçok malzemeye ihtiyacımız var. Kısıtlı bütçemle hiçbir şeye yetişemiyorum. Tahtaya yazı yazarken her hafta tırnaklarım kırılıyor. Ya da sıraların arasında dolaşırken pantolonum bir çiviye ya da bir çapağa takılıp yırtılıyor. Fen derslerini anlatmak masal anlatmak gibi bir şey... Ne laboratuvar, ne de malzemeleri var. Beden eğitimi derslerini kışın soğuktan, yazın ise sıcaktan yapamıyorum. Çocuklar hastalanmasın diye derse bazen çıkaramıyorum sıcak havalarda. Okulumuzun en acil ihtiyaçları yazı tahtaları ve bazı fen laboratuvar malzemeleri. Düşündüm ki; herkes bir tuğla verse, koca bir bina yapılır. İhtiyacımız olan yazı tahtaları "çelik seramik emaye" ve 12 adet. Fen malzemeleri ise 1 adet elektrikli güneş sistemi modeli ve 1 adet 160 cm iskelet modeli. Ayni yardım bekliyoruz. Sevgilerle. Adres: Kazım Karabekir İlköğretim Okulu, Silvan Diyarbakır"

Haberle ilgili daha fazlası: