Medyanın ülke algısına katkısı

3dk okuma

KADIN aktivistlerden oluşan Femen grubu, sekiz yıl kadar önce Kiev’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde eylem yapmıştı. Kadınların ellerindeki dövizlerde “Ukrayna genelev değil” yazıyordu.

Haberin Devamı

“Türk erkeklerinin hayat kadınlarıyla birlikte olmak için gruplar halinde geldiklerini, kentin ana caddesinde kadınlara uygunsuz tekliflerde bulundukları”nı öne sürüyorlardı. Türkiye ve Türk erkeklerinin yanı sıra yeterli önlem almadığı gerekçesiyle kendi hükümetlerini de suçluyorlardı.

Kiev’deki eylem uyarı olarak kabul edilip, iddialar araştırılabilir, önlem alınabilirdi. Medya orada olup bitenlerin üzerine giderek, sorunu Türkiye’de de görünür kılmalıydı. Ama ne yetkililer olayın üzerine gitti ne de medya. Ana akım medyada doğru düzgün haber bile olmadı kadınların eylemi.

Bu olayı bana yeniden hatırlatan Hürriyet’in internetteki Seyahat bölümünde yer alan bir yazı oldu. “Gece hayatının başkenti: Kiev/Ukrayna” başlıklı yazıya sosyal medyadan eleştiri geldi. “Feministsen” adlı hesaptan, bu habere atıfta bulunularak “Artık seyahat planlarınızı da yaparken cinsiyetçi olabileceksiniz. @hurriyet’ten büyük hizmet” tweet’i atıldı. Başka hesaplardan da yayılan bu eleştiriyi görünce yazıya baktım. Selin Uzdil imzasını taşıyan yazının girişi aynen şöyleydi:

“Çevremdeki erkek arkadaşlarıma ‘En güzel ülke neresi?’ diye sordum. Yüzde 90’ı aynı cevabı verdi: Ukrayna... Durum böyle olunca bir merak, hafta sonu rotamı Kiev’e çevirdim. Gerçekten haklılar. Kiev, meydanları, sıcakkanlı insanları ve gece hayatıyla çok güzel...”

Haberin Devamı

Yazının bundan sonrası galeri biçiminde düzenlenmişti. Kiev gece hayatını yansıtan 32 fotoğraf, gece kulüplerinin sahnelerinde ya da striptiz kulüplerinde çekilmişti. Tümünde de yarı çıplak kadınlar görünüyordu.

Yazıyı eleştiren kadınların haksız olmadığını düşündüm. Evet, gerçekten “erkekler” için yazılmış, cinsiyetçi bir yazı. Oraya sırf kadınlarla birlikte olmak için gitmeyi düşünecek erkekleri yönlendirecek, dahası başta sözünü ettiğim Ukrayna ile ilgili olumsuz algıyı besleyecek bir yaklaşım içeriyor.

Hürriyet’te bile hâlâ böyle bir yazı yayınlanabiliyorsa Femen üyeleri de o eylemi yapmakta son derece haklı...

REFERANDUM SÜRECİNDE GAZETECİLİK 

ANAYASA değişikliğinin TBMM’den geçmesinin ardından Hürriyet’te yayınlanan “Yeni Anayasa Analizi” diğer gazetelerden farklı bir yaklaşımın ürünüydü. Nitekim okurlardan da ilgi ve destek gördü.

İki günlük yazı dizisini beğendiğini ileten okurlardan Muhammed Dudak“Gazetenizde yapmış olduğunuz Anayasa analizi çok başarılı. Basit ve anlaşılır olmuş” diyordu.

Haberin Devamı

Gerçekten de Meclis muhabiri Bülent Sarıoğlu, 22 Ocak’ta “Maddeler ne diyor?”, 23 Ocak’ta “OHAL yetkisi cumhurbaşkanına” başlıklarıyla yayınlanan dizide getirilmek istenen yenilikleri yalın bir dille kaleme almıştı.

Her kafadan farklı ses çıkan, bilgi kirliliğinin gerçeği gölgelediği ortamlarda, nesnel ve güvenilir bilgi ihtiyacı artar. Anayasa değişikliğinin getireceği yenilikler konusunda da ciddi bir bilgi kirliliği yaşanıyor. Karmaşayı ortadan kaldırmak, insanlara açıklayıcı ve güvenilir bilgi vermek biz gazetecilerin görevi.

Haberin Devamı

Hürriyet’in analizi de bu işlevi gördü; Anayasa değişikliğindeki yenilikler madde madde açıklandı okurlara. Ardından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın anayasa değişikliğinin getirdiği yeni sistemle ilgili görüşleri yayınlandı. Böylece değişikliğin farklı açılardan nasıl göründüğü de okura sunulmuş oldu. Meclis’te temsil edilen partilerden HDP’nin de görüşü yayınlansa daha iyi olurdu.

Zaten toplumun seçim yapmak durumunda olduğu böylesi kritik süreçlerde gazetecilerin yapması gereken insanları yönlendirmek, seçeneklerden birinin tarafında kampanya yapmak değil, bilgilendirerek, karar almalarına yardımcı olmaktır. Ayrıca farklı görüşler arasında denge gözetmek, hem “Evet” hem de “Hayır” cephesinin yaklaşımını okura aktarmak gerekir. Gazetecilik budur. 

Haberin Devamı

Dikkatle izlememiz gereken önemli bir konu da kampanya döneminde “Evet” diyenlerin yanı sıra “Hayır” diyenlerin de görüşünü özgürce açıklayıp, savunabildiği koşulların sağlanması. Her iki yönde oy kullanmak da insanların demokratik hakkı.

Haberin Devamı

OKURDAN KISA KISA

CEVAT Kaptan: Bu ülkenin magazin sayfaları PR haberi mi yapar? Kelebek’te yayınlanan “Kayak keyfi” haberi ve aynı fotoğraflar, Sabah gazetesinin Günaydın ekinde de var. (30 Ocak)

Hatice Uçan: “Down Cafe’de sömürü mü var” haberinde Alternatif Yaşam Derneği’nin (AYDER) eski kurucu başkanı olduğum yazılmış. Oysa Alternatif Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ADER) eski kurucu başkanıyım. Bu derneğin AYDER ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. (27 Ocak)

Tunç Balaban: Yine Kardak krizi, yine Hürriyet milliyetçi söylemlerine devam ediyor. Yunan Bakan alt metinde barıştan bahsederken, siz internette “Haddini aşan açıklama” gibi bir manşet atıyorsunuz. Yükselen milliyetçiliğin kimseye faydası olmaz. (26 Ocak)

Atilla Tuygun: Hürriyet Ege ekinde Ege Bölgesi’ndeki illerin nüfusları yazılırken Kütahya ve Afyonkarahisar atlanmış. Marmara Bölgesi’nden de Balıkesir ilave edilmiş. Coğrafya bilgilerimizi hatırlayalım, düzeltelim. (1 Şubat)

Nezih Akkutay: 2 Şubat saat 24.00. Şu anda internette spor sayfanızda 10 ana haberden 4 tanesi Aziz Yıldırım ile ilgili. Başka haber mi yok?

Ersin Karen: Kitap-Sanat eki, Hürriyet için çok gecikmiş ama güzel bir sanat eki. Hazırlayanları ve emeği geçenleri tebrik ederim.

Sevin Eren: Gazetede sayfanın üzerindeki tarihler neden bu kadar küçük ve silik? Günü neyse az çok görülüyor ama tarihler öyle değil. Kelebek ilavenizdeki TV programları sayfanızda bile günün tarihi yazmıyor. Hayret...

Müge Gölcük: Son sayfadaki “Komadan çıktı, bebeğini gördü” haberini anlamadım. “Anne on gün sonra bebeğini kucağına aldı” diyor. Ama fotoğrafta da bebeğin 15 aylık olduğu yazıyor. 15 ay önce olmuş bir vakayı biz niye şimdi okuyoruz? Hem haberin kaynağı ne? O da yok. (3 Ocak)

Nursel Yılmaz: 31 Ocak’ta Bursa/Osmangazi/Ovaakça’dan aldığım Hürriyet, tabiri caizse ölü balık gibi kokuyordu. Ayrıca sayfalara dokundukça ellerime bulaşan mürekkebin etkisiyle kapkara oldu. Lütfen baskı kalitenizi artırınız.

Orkun Koparan: Haberlerdeki sıfat kısmını biraz törpüleyin artık. “Çalıştığı lüks sitenin müdürünü vurup intihar etti” haberindeki “lüks” kısmı gerekmiyor. (6 Şubat)

Ö. Taylan Narlı: İnternette “Üniversitelilerden swinger için fantezi savunması” diye bir haberiniz var. Böyle bir başlık kullanılması utanç verici. Bu tür unvan pekiştirmeleri maalesef porno sektöründe kullanılmaktadır. Lütfen siz bu ibareleri kullanmayın. (20 Ocak)     

Haberle ilgili daha fazlası: