Röportaj: Servet YILMAZ
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2006 00:00
Star TV’deki "Kaybolan Yıllar" dizisinin Esmer’i Saruhan Hünel, magazinden uzak, sade bir hayatı tercih ediyor.
Öyle ki, internette hayranları tarafından kurulan fan sitesindekiler dışında hakkında herhangi bir habere rastlamak neredeyse imkansız. Haliyle röportajın biraz zorlu olacağını düşünüyorum. Ama düşündüğümün aksine, gayet sıcakkanlı biriyle karşılaşıyorum.
İnternette sizi takip eden ciddi bir fan grubunuz var, hatta mail adresinize bile ulaşmışlar...
Ben de yeni keşfettim bu siteleri. Orada top 10 listesi yapmışlar, baktım da ilk 3’e girmişim. Üstelik 4-5 aylık bir zaman diliminde. Burada projenin önemi var tabii. Mail olayı ise bir sahtekárın işi. saruhan.hunel@gmail.com ve saruhan@saruhanhunel.com.tr gerçek mail adreslerim. Diğerleri sahte.
Siz "Aynalı Tahir" dizisinde de oynadınız...
- Normalde o projede altı bölüm oynayacaktım. Alişan beni öldürecekti ve başka biri girecekti. Ama ben orada beş yıl boyunca tam 175 bölüm oynadım. Üç tane Aynalı Tahir, onlarca yardımcı oyuncu, bir sürü sevgili eskittim.
Daha gerilere gidersek, oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Aslında ailem, özellikle babam oyunculukla ilgilenmemi hiç onaylamıyordu. Ciddi bir iş yapıp, evlenip barklanmamı istiyordu. Mesela o zamanlar cep telefonu yoktu ve benim için ev telefonundan gelen iş tekliflerini babam geri çevirirdi "Burada öyle biri yok" diye. Tamamen hırs üzerine mankenliğe başladım.
Mankenlikten oyunculuğa geçiş nasıl oldu?
- İlk oyunculuk deneyimlerimden birinde Özdemir Birsel vardır, rahmetli oldu. O zamanlar yalnızca TRT vardı ve bana "Sen oyunculuk yapsana" dedi. Ona hiç oyunculuk yapmadığımı söyleyince de "Hiç merak etme, ben seni döve döve öğreteceğim bu işi" dedi. Dövmedi ama çok sövdü. Allah rahmet eylesin, sövmesi işe yaradı. Böylece başladım.
İlk rolünüz neydi?
- Fatih Sultan Mehmet’i oynamıştım. TRT’de yarı belgesel, yarı drama çekilen bir projeydi.
Sonra hangi kapılar açıldı?
- Emrah ile çalışmaya başladım. Sonra askere gittim, geldikten sonra "Aynalı Tahir"e başladım. İşlerim hep uzun soluklu oldu.
Sonra bir de uzun soluklu ara verdiniz...
- Üç yıl kadar ara verdim. Seçici davranmaya gayret ettim. Birkaç tane done var kafamda. Çok iyi bir senaryo olmalı, senaryodaki karakter çok iyi çizilmiş olmalı, şirketime güvenmeliyim. Son olarak da çalıştığım ekip ve yönetmen gelir. Genellikle bunlara dikkat ediyorum. Geçen üç yıl zarfında da, içime sinen hiçbir şey olmadı.
Uzun bir aradan sonra kameralara hemen adapte olabildiniz mi?
- Çalışmadığım zamanlarda yememe, içmeme ve uykuma çok dikkat etmem. Sözleşmeler yapıldığında yaklaşık 16 kilo fazlaydım. Yaklaşık 22 günde 16 kilo verdim doktor kontrolünde.
Bu projeyi niye kabul ettiniz?
- "Aynalı Tahir"de çalıştığım şirket olduğu için... İlk olarak Esmer karakteri söylendi bana. Karakter öyle güzel çizilmişti ki. Adamın geçmişi hiç boş değil. Aslında gerçek zamanda yaşamış bir karakterin de hayatı. Dolayısıyla ayakları çok yere basan bir karakter.
"Esmer" gerçekte kimin hayatı?
- Şimdi açıklayamam, ilerleyen bölümlerinde verilecek bilgisi.
Esmer’i neden kendinize uygun buldunuz?
- Burada, üç farklı duyguyu bir arada bulundurmak zorundasınız. Devlet görevlisi ciddiyetinde, mafya soğukkanlılığında ve dünyadaki en değerli varlığını arayan aşık bir adam... Bu duyguları verebileceğime inandığım için uygun buldum.
Saruhan Hünel neler yaşadı gerçek hayatta?
- Ben doğma büyüme İstanbulluyum, Edirnekapı’da doğdum. Varoş olmasının hiçbir önemi yok. Kendimi geliştirdim ben. Birçok insan doğup büyüdüğü yerleri hep saptırır. Çok sıkıntılı bir çocukluk geçirdim. Annesiz büyüdüm sayılabilir, çünkü annem yaklaşık 15 sene hastanelerde yattı, ben sadece yazları görüyordum onu. Kız kardeşim ve babam vardı bir tek.
Bu yaşadıklarınızdan mı yararlanıyorsunuz rol yaparken?
- İnsanın hayatında yaşadığı acılar, sıkıntılar, ölümler, sevinçler oyunculuk adına insana çok şeyler katıyor. Çok arabesk konuşmak istemiyorum aslında bu konuda. "Ben bunları çektim, o yüzden böyleyim" demek istemiyorum. Mesela Şener Şen... Yapmadığı hiçbir iş kalmamış. Öğretmenlik, seyyar satıcılık... Çok şeyler çekmiş, bunlar oyunculuk için çok zengin malzemelerdir.
Sizinle ilgili haberlere rastlamak neredeyse imkansız. Neden kendinizi bu kadar geri planda tutuyorsunuz?
- Sade hayatı seviyorum. Gece kulüplerini de gezdik zamanında her genç gibi. Ama artık beni yoruyor. Daha sakin yerleri seçiyorum.
EVLENDİĞİMİ HİÇ KİMSE BİLMİYOR
- Evlenmeyi düşünmüyor musunuz?
Evliyim ben.
- Kimle?
Bir yıldır dizinin senaristi ve yapımcısı Sergin Akyaz ile.
- Çok da yeni sayılmaz ama bugüne kadar hiçbir yerde duymadık bunu...
Hiç sorulmadı, bu yüzden de cevap vermedim. İşimle ön plana gelmek istiyorum.
- İlişkiniz ne zaman başladı?
"Aynalı Tahir" projesinde tanıştık. Çok iyi arkadaştık önce, sonra sıkı dost olduk, daha sonra sevgili ve en sonunda da evlendik.
- "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" derler. Sergin Hanım’ın size ne gibi katkıları oldu?
Eşim benden çok daha akıllı bir insan. Ben pratik zekalıyımdır ama çok da akıllı değilimdir. Kadınların sezgilerine ve algılarına çok inanıyorum. Vizyonları daha geniş. Bizim mesleğimizde eş seçimi önemlidir. Çünkü eşinizin size yüzde 100 destek vermesi gerekir. Bir de benim gibi hassas, işine aşık, magazini sevmeyen, sadece işiyle var olmak isteyenler için bu piyasa zordur. Bugüne kadar ilişkimizin hep artıları oldu. Kendisi hem yapımcı hem de senarist olduğu için, birçok eş kocasını kıskanırken, o bunu yapmadı.