Kavgada taraf değiliz

2dk okuma

MEYVAN adlı ayı, iki hayvan hakları derneği arasında kavga konusu. Yavruyken dağda bulunan ayı, yıllardır Hayvanları Koruma Derneği’nin (HAYKOD) korumasındaydı.

Haberin Devamı

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP), Meyvan’ın Ankara’daki barınaktan alınarak Karacabey’deki Ayı Rehabilitasyon Merkezi’ne götürülmesi için dava açtı.
19 Aralık’ta Hürriyet’te çıkan haberde, HAYTAP’ın davayı kazandığı, Meyvan’ın kış uykusundan sonra Bursa’ya götürüleceği aktarılmıştı. Bu haberi yalanlayan karşı açıklama, Kelebek’te Feyza Algan’ın hazırladığı Güzin Abla köşesinde yayımlandı. “Meyvan sonunda hukuk savaşını kazandı. Danıştay’a (temyize) gittik ve kazandık” deniliyordu HAYKOD’un açıklamasında.
Algan’ın yazısına tepki gösteren HAYTAP ise Hürriyet’in haberinin doğru olduğu ve davayı kendilerinin kazandığı açıklaması yaptı. “Danıştay bir karar vermemiştir ve halen temyiz aşamasındadır” denildi bu açıklamada.
Hürriyet’in haberinin gazetedeki bir köşede yalanlanması pek alışıldık bir durum değil. O nedenle iki tarafla da görüşerek mahkeme kararlarını istedim. Ankara 7. İdare Mahkemesi, Meyvan için Karacabey’e nakil kararını 27 Ocak’ta vermiş. Yani tam 11 ay önce. Müdahil konumda olan HAYKOD, Danıştay’a temyize gitmiş. Danıştay da esasa girmeden önce yürütmeyi durdurma kararı vermiş. Bu karar da altı ay önce, 22 Haziran 2012’de alınmış. Dolayısıyla Algan’ın yazısındaki “Danıştay’da kazandık” bilgisi doğru değil. Danıştay henüz nihai kararını vermemiş.
HAYTAP’ın, “Davayı biz kazandık. Danıştay henüz karar vermedi” ifadesinde de yürütmeyi durdurma kararı görmezden geliniyor, hukuki durum doğru yansıtılmıyor. Hürriyet’in, HAYTAP’ın verdiği bilgilere dayanarak hazırlanan “Meyvan’a tahliye” haberi eksik ve gelinen noktanın gerisinde kalmış bir haber.
Özetlersem, her iki tarafın söyledikleri de gerçeği tam olarak yansıtmıyor; Meyvan’ın Karacabey’e nakli konusundaki yargı süreci halen devam ediyor. Yürütmeyi durdurma kararı varken Meyvan bir yere nakledilemez.
Gazetede çıkan bir haberdeki eksiğin giderileceği yer, yine haber sayfalarıdır. HAYKOD’un, Hürriyet’in haberini yalanlayan açıklamasının da “Güzin Abla” köşesinde yayımlanmadan önce Yazı İşleri’nin editoryal kontrolüne sunulması gerekirdi. Kaldı ki, bu köşeyi hazırlayan Feyza Algan, HAYKOD üyesi ve HAYTAP ile aralarında mahkemelere de yansıyan bir anlaşmazlık var. Bu da Algan’ı, hayvan hakları dernekleri arasındaki kavgada taraf haline getiriyor. Ama Hürriyet, bu kavgada taraf değil, olamaz da...

Silah reklamı

Haberin Devamı

ÖLDÜRÜLEN Tunceli Ovacık savcısı Murat Uzun’un istediği halde silah alamadığının ortaya çıkmasının ardından hâkimler, savcılar ve bazı polis şeflerine indirimli tabanca satılmıştı. Tabanca satışıyla ilgili olarak Hürriyet’te çıkan haberlere adının açıklanmasını istemeyen bir silah şirketi temsilcisinden eleştiri geldi:
“Malum tüm dünyada silah reklamı yasaktır. Hâkim ve savcılara silah satışı uygulamasında yedi ithal marka satışta iken, sadece Glock marka satıştaymış gibi firmanın gizli reklamı yapılmıştır. Yayını inceleyecek olursanız, silahın paket içeriğini modeli ve fiyatı bile belirtilmiştir. İçişleri Bakanlığı’ndaki diğer memurların da bu silahtan istediğine dair, yönlendiren bir metin yazılmıştır.”
Söz konusu haberleri hazırlayan arkadaşımız Oya Armutçu, eleştiriyi yanıtlarken “reklam yapmadığını” vurguladı:
“İlk haber, hâkim ve savcılara tabanca dağıtılmasıyla ilgiliydi. Bu haberde yedi tabanca markasını Beretta, Browning, Ceska, Glock, HS Produkt, Sig Sauer, Walther yazdım. Bir markanın haberini yapmam asla söz konusu değil.
İkinci haber, İçişleri Bakanlığı’nın Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) biriminde dağıtılan tabancayla ilgiliydi. Orada tek marka dağıtılmıştı. O da Glock’tu. İdare Mahkemesi’nde açılan dava da ‘Bize niye Glock silah verilmiyor’ şeklindeydi. O nedenle de sadece o markayı yazdım. Asıl diğer markaları da yazsam reklam yapmış olurdum. Haksız bir suçlama yöneltilmiş.”
Elbette haberlerde silah markası reklamı yapılmamalı. Ama haberin kendisi silahla ilgiliyse ve marka da haberin unsuruysa yazmamak olmaz. Nitekim Yayın İlkeleri’nde de “Haber veya yazının unsurlarından olmadığı sürece şirketler ile ticari ürünlerin isim ve markası kullanılamaz” ilkesi benimseniyor.
Eleştirilen haberlerin birincisinde yedi marka verilirken, ikincisinde sadece Glock markası yazılmış; doğrusu da buydu. Zira haberin unsuru durumunda bu markalar. Fakat ilk haberin girişinde, ikinci haberin ise başlığında Glock’un bu denli öne çıkarılmasının yanlış olduğuna da dikkat çekmek durumundayım.

Yılbaşı hediyeleri

Haberin Devamı

ESKİSİ kadar olmasa da bu yılbaşında da şirketlerden gazetelerin yöneticilerine, bölüm şeflerine, yazar ve muhabirlere hediyeler gönderiliyor. Oysa haber kaynaklarından maddi çıkar sağlanması, istemeyerek de olsa gazetecinin tarafsızlığına gölge düşürür.
Doğan Grubu Yayın İlkeleri de haber kaynaklarından hediye alınmasını yasaklıyor. Bu ilkede 50-100 lira gibi sınır yerine “mesleki etik ve geleneklere aykırı hediye” vurgusunun yapılması, sadece ciddi bir maddi değeri olmayan, ajanda, kitap ve benzeri hediyelerin kabul edilebileceğini işaret ediyor.
Bunun dışında kalan, örneğin kol saati, elektronik malzemeler gibi pahalı hediyelerin reddedilmesi gerek. Tabii göndereni de kırmadan, meslek etiğinin bunu gerektirdiğini vurgulayarak...

Haberle ilgili daha fazlası: