Yükselen değer: İran Sineması

2dk okuma

85. sayımızın SineList sayfasında son dönemdeki yükselişiyle dikkat çeken ve aslında kökü çok derinlere ulaşan İran Sineması'ndan bahsettik.

Haberin Devamı

“Sansür kurulundakiler ancak anlayabildikleri şeyleri sansürleyebilmektedir. Oysa bizim filmlerimizde metaforlar öyle güçlüdür ki, söylemek istediğimizi özetler. Bu incelikten yoksun birinin bunu anlayıp sansürlemesi çok zordur.”

Sinema, salt eğlence değildir. Aynı zamanda bir başkaldırı yoludur. Aslında tüm sanatların bir derdi de budur, olmalıdır. Kapalı, baskıcı toplumlarda kendini ifade etmenin yollarını arayan sanatçılar her yerde olduğu gibi İran’da da sanata başvuruyor. Kimi şiirle, romanla derdini anlatırken kimileri de sinemanın evrensel gücünü arkasına alıyor. İranlı sinemacılar da, sinemanın büyüsüne ve etkisine inanarak sinema tarihine birçok film bırakıyor. Astronomik bütçeler, büyük prodüksiyonlar yok; gerçek hikâyeler, insani dertler, toplumsal sorunlar ve gerçekler var. Yazar Neslihan Acu İran Sineması’nı şöyle tarif ediyor: “Bütçesi küçük ama insanlığı büyük, samimi, dürüst filmler…”

İran’ın sinema ile tanışması 1900’lü yılların başında gerçekleşiyor. Ülkede ilk uzun metraj film Ermeni asıllı yönetmen Ovans Oganyas tarafından çekilen Abi ve Rabi oluyor. 1970’lerden itibaren ise Abbas Kiyarüstemi ve Cafer Panahi önderliğinde, onca baskıya ve sansüre rağmen yepyeni bir sinema anlayışı ile birlikte daha modern bir anlatıma kavuşan İran Sineması 1990’lardan sonra tüm dünyaya yayıldı. Daryuş Mehrcui, Cafer Panahi, Mecid Mecidi, Asghar Farhadi, Abbas Kiyarüstemi başta olmak üzere dünya çapında tanınmış ve birçok yönetmene ilham olmuş sinemacılar barındıran İran, sinema sanatının en doğru icra edildiği ülkelerden biri.

Haberin Devamı

Yönetmen Behman Fermanara, İran sinemasının özgünlüğünü şu cümlelerle özetliyor: “Sansür kurulundakiler ancak anlayabildikleri şeyleri sansürleyebilmektedir. Oysa bizim filmlerimizde metaforlar öyle güçlüdür ki, söylemek istediğimizi özetler. Bu incelikten yoksun birinin bunu anlayıp sansürlemesi çok zordur.”

 

İRAN YENİ DALGASI

1969’da Daryuş Mehrcui’nin İnek filmiyle başlayan İran Yeni Dalga akımı, Mesud Kimyai'nin, Nasser Taghvai, Abbas Kiyarüstemi gibi yönetmenlerin de katılımıyla devam etti. Bir anda büyük bir seyirci kitlesi oluşturan bu akım, yeni kültürel ve entelektüel değerleri ortaya koydu. Sadece 3-4 yıl içinde 50’yi aşkın film çekildi İran Yeni Dalgası tüm ülkede ve sinema dünyasında kendini kabul ettirdi. Şair yönüyle de tanıdığımız Füruğ Ferruhzad, Cafer Panahi, Mecid Mecidi gibi yönetmenlerin de bu akıma katılımıyla oldukça şiirsel bir hal alan İran Sineması, siyasi ve felsefi bakış açısından asla vazgeçmedi. Bu anlayış; ödülleri de beraberinde getirdi. İran filmleri Cannes başta olmak üzere, Oscar ödüllerine de her daim ödüllerin en büyük adayı oldu.

 

1- Nema-ye Nazdik / Yakın Plan (1990) – Abbas Kiyarüstemi

Haberin Devamı

İran Sineması’nın tüm dünyada yükselişe geçmesini sağlayan ilk filmlerden biri Yakın Plan. İki yıl önce vefat eden usta yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin şiirsel anlatımının en büyük örneklerinden biri. Yarı belgesel türünde olan bu film, bir film çekimini konu alıyor. Oyuncuların herhangi bir karaktere bürünmeden kendilerini oynaması ile dikkat çeken eser, İran Sineması’nın en özgün örneklerinden biri. İkonik final sahnesiyle de tüm hafızalara kazınmayı başardı.

Haberin Devamı

 

2- Bir Ayrılık / Jodaiye Nader az Simin (2011) - Ashgar Farhadi

Haberin Devamı


Akademi Ödülleri’nde “Yabancı Dilde En İyi Film” ve Berlin Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Ayı’yı kucaklayan film; sanırım tüm dünyada en çok izlenen İran yapımı. Devam filmi olan 2016 yapımı “Satıcı” ile Oscar’ı bir kez daha kucaklayan Asghar Farhadi, Bir Ayrılık filminde din, sınıf çatışması ve ahlaki sorumluluklar üzerine seyirciyi düşündürmeyi amaçlıyor.

 

3- Cennetin Çocukları / Bacheha-ye Aseman (1997) – Mecid Mecidi

Haberin Devamı


Ağır dramlarıyla meşhur yönetmen Mecid Mecidi’nin gırtlakta en büyük yumruyu bırakan filmi; Cennetin Çocukları. Oscar’a aday olan ilk İran filmi olma özelliğini de taşıyan film; küçücük insanların kocaman hayatlarını anlatıyor. Ali ve Zehra kardeşlerin hikayesini izlediğimiz bu filmde çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var.

 

4- Kaplumbağalar da Uçar / Lakposhtha Parvaz Mikonand (2004) – Bahman Ghobadi

5- Sarhoş Atlar Zamanı / Zamani Barayé Masti Asbha (2000) – Bahman Ghobadi

6- Kirazın Tadı / Ta’m e Guilass (1999) – Abbas Kiyarüstemi

7- İnek / Gaav (1969) - Daryuş Mehrcui

8- Çember / Dayereh (2000) - Cafer Panahi

9- Arkadaşımın Evi Nerede? / Khane-ye Doust Kodjast? (1987) - Abbas Kiyarüstemi

10- Kertenkele / Marmoulak (2004) – Kamal Tebrizi

 

Yazan: Tugay Şahin

Haberle ilgili daha fazlası: