Eğlence sektörüne girişin nasıl oldu?
Askerlik bittikten sonra İstanbul'a gelip iş aramaya başladım. Daha çok reklam ajanslarına başvuruda bulunuyordum, tek hayalim büyük bir ajansta metin yazarı olarak çalışmaktı. Fakat “Kul kurar, kader güler” derler ya, aynen öyle oldu. Kendimi birden BKM'de reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yaratıcı kısımlarını idare eder ve tasarlarken buldum. Üniversitede ağırlıklı olarak metin yazarlığına yönelmişken iş başa düşünce içimdeki tasarımcı birden ortaya çıktı :)
Peki bu sektör, gerçekten dışarıdan göründüğü kadar eğlenceli mi?
Öyle eğlenceli ki eğlenmekten iş yapamıyoruz! Şaka bir yana, bir projeye konsantre olduktan ve işler yolunda gitmeye başladıktan sonra gerçekten çok eğlenceli oluyor. Tabi her şeyin yolunda gitmesi lazım. İyi fotoğraf, iyi fikir, iyi ekip, iyi içerik olunca gerçekten eğlenceli işler çıkıyor. İşimizi seviyoruz. Eğlenerek tasarlıyoruz.
Bu işi yapmak isteyenler nereden başlamalılar?
Ben küçüklüğümden beri afişlere bakar, sinema salonlarında filmlerden karelerin olduğu vitrinleri incelerdim. Sinemayı çok sevmek, onunla yaşamak bana bu işleri yaptırıyor. Bir strateji gütmedim bu işlere bağlandığımda. Bu iş bana göre dediysen sana göredir...
İlk büyük işin hangisiydi? İşi aldığında ne hissetmiştin?
İlk büyük işim, Fatih Akın'ın "Yaşamın Kıyısında" filmiydi. Kendi işimi Cannes Film Festivali’nin tanıtım alanlarında görünce tüylerim diken diken olmuştu. Şimdi de oluyor böyle hisler bende. Heyecanım hiç bitmedi. Sinema sezonu açılınca İstanbul'daki tüm dış mecra görsel alanlar, tasarımlarımızla doluyor, şehir bizim sergi sarayımız haline geliyor. Havalı yani...
Yaptığın tasarımları aslında birçok yerde görüyoruz. Son dönemki projelerden hangileri sana ait?
Uzun bir liste olacak, hazırsanız başlıyorum. Eylül 2015'ten itibaren Adana İşi, Kara Bela, Yaktın Beni, Hayat Öpücüğü vizyona girenler oldu. Sırada ise Türkan Şoray - Uzaklarda Arama, Selçuk Aydemir - Düğün Dernek 2, Kıvanç Barıönü - Kocan Kadar Konuş 2, Togan&Şahan Gökbakar - Osman Pazarlama, Ozan Açıktan - Annemin Yarası, Hiner Saleem - Tight Dress, Gönenç Uyanık - Gizli Ajanda, Ali Yorgancıoğlu - Hep Yek var.
Emre, bir de üniversitede nasıl bir öğrenciydin?
Üniversiteye yetenek sınavı ile girmiştim. Yetenekli bir öğrenciliğim oldu dolayısı ile. Her yaz staj yaparak geçti. Ben mizaç olarak çalışmayı seven bir adamdım. Okul döneminde yarışmalara katılıp ödüller aldık. Hala sınıf arkadaşlarımla görüşür, birlikte projeler üretiriz.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı