Her mahallede, her sokakta birçok duvar yazısı görüyoruz. Boş duvar bulan her genç, aşkını, isyanını, ergenliğini bu masum duvarlardan çıkarıyor. Ortaya ise bazen komik, bazen hüzünlü manzaralar çıkıyor. Peki neden yazıldı bu yazılar? Hep birlikte bir göz atalım.
1-
İyi niyetli bir kardeşimizsin belli ki. Hayata hep olumlu taraftan bakmayı seviyorsun. Haklısın, başka türlü geçmez bu hayat. Herkesin işi başından aşkın. Her yaşın kendine göre koşuşturmalı dönemleri var. Kendine ve başka birine vakit ayıramamıştır belki. İşi olmasa kesin severdi, bence de. Neden sevmesin ki? Senden olumlu olanını mı bulacak sanki? Türkçe’ye biraz daha dikkat etmeyi unutma.
2-
Bu kardeşimiz lisede bir kızdan hoşlanır. Duygusal ve utangaç biri olduğu için hoşlandığı kıza ilk başta açılamaz. Aylar sonra kıza açılmaya karar verir. Kızın yanına gider ve bir de ne duysun. En yakın arkadaşı kızla çıkıyormuş. Ne olduğuna anlam veremez ve başından aşağı kaynar sular dökülür. Kardeşimiz fonda Nejat Alp’ten “Arkadaşım” şarkısıyla duvar yazısını yazmaya başlar.
3-
4-
Türkçe’sinde problemleri olan bir arkadaşımızın daha gönlü yanmış. Kalabalık bir arkadaş ortamında sessizce takılan bu kişi, espriler karşısında hoşlandığı kızın gülüşüne hayran hayran bakmaktadır. Konuşmaya ve muhabbete dahil olmaya gerek duymaz. Kızın güldüğünü görmek kendisi için yeterlidir. “Ezik” diye tabir edilen bir tiptir. Biraz daha özgüvenli olup sohbete dahil olmanı tavsiye ederim.
5-
Yazan: Gökhun Kavalcı