Kopçasından koparıp attık masumiyetimizi. Aklımıza ilk düşen fikri boğduk. Evvelsi gün için sözleşmiştik seninle ama ertesi gününe ayrıldık. Şimdi ikimize de dar boğaz bu yollar…
YABANCI
Ayrılık da sevdaya dair, diyordu şair. Hoş şairler de her zaman doğru söyleyecek diye bir kural yoktu ya. Bazen şairler de yanılırdı. Noktayı koyduktan sonra devam etmek gibi arsız kelimeler biriktirirlerdi. Kalemin ucu kırılana kadar mı yazıyorlardı, kalbin ucu yırtılana kadar mı? Şairler de yanılabilirdi, şiirin en kafiyeli yerine uyaksız girişler yaparlardı. Biz ayrıldık. Ben şair oldum, sen her mısraya kabus. Ne bileyim ben işte, medet umdum sözcüklerin sihrinden. Alsında bu ağrıyı istedim, noktalama işaretleriyle vurdum kendimi. Evvelsi gün yan yana olan iki insan ertesi güne nasıl yabancı çıkabiliyordu diye sorularla dövdüm beni. Gece bile bu kadar yabancı çıkmamıştır hiçbir sabaha. Senle ben, doğru zamanda doğru yerde olmayı becerebilseydik de, ayrılır mıydık? Hakikaten biz neden ayrıldık?
İKİ YOL VAR DEMİŞTİN
Herkes yaralı. Herkes birbirinin eski sevgilisi. Herkesin ayrılıktan yana bir garip şarkısı var içinden bağır çağır söylediği. Bazen biter, ne yaparsan yap, biter.
Bitmesi gerektiği için biter.
Hayaller başkalaşınca biter.
Başka biri yüzünden biter.
Yalandan dolandan biter.
İhanetten biter.
Bazen ne yaparsan yap, biter.
Tam o yol ağzında durursun. İki yolun da çıkmaz olduğunu bilir, yine de durursun. Hangi çıkmaza girersen daha az acır diye düşünürsün. Hangi yoldan gidersem bir umut yeni yollar bulurum diye düşünürsün. Yeni yollar mı? Ne çok korkarız ayrılık sonrası yeni yollardan. Yeni yol ona çıkmaz.
Yeni yol bir daha Biz’e çıkmaz.
Yeni yoldan U dönüşü yapılmaz.
Çok korkarız çok yeni yollardan.
Yeni yollar yeni insanlar demek. Yeni insanlar sil baştan demek. Ve sen şu an hazır değilsindir; ne yeni bir yola çıkmaya ne de yeni bir insan tanımaya.
Tam o yol ağzında durursun. Keşke şimdi gelse de çekip alsa beni bu kararsızlığımdan dersin. Ahmak gibi, aciz gibi yine o gelsin kurtarsın istersen seni. Gelmez.
İYİ YOLCULUKLAR
Hala telaşlısın. Yolun başında olduğunu biliyorsun ve bu seni daha da savunmasız yapıyor. Korkma! Gel konuşalım.
Bir aşk biter ve bunun adı ayrılık olur. Hadi bak birlikte tekrar edelim; aşk bitti demek mi yoksa ayrıldık demek mi daha az acıtacak seni? Aşk bitti dersen hafiflersin. Çaresizce kabul edersin. Bunun telafisi olmadığını, hangi yoldan gidersen git bir daha birbirinize çıkmayacağınızı bilirsin. Aşk bitmiş be! Daha ne olsun? Aşk bitti mi geriye ne kalır ki? Sen ve O, bir daha Siz olmazsınız. Bir daha aşk olmazsınız siz. Aşk bitmiş!
Şimdi ayrıldık diyelim hadi. Ah o ihtimaller, bak nasıl sardı beynini. Ya tekrar barışırsak? Bir konuşsak mı son kez? En iyisi mi zaman verelim biz birbirimize. Görüyor musun hala ayrılamadınız! Ayrıldık dersen ihtimalleri çoğaltırsın. Ayrıldık dersen çok şiir yazarsın ve her şair gibi yanılırsın. Ayrılık yanıltır. Ayrılık her güne bel bağlatır. Ayrılık ihtimalleri çoğaltır. Oysa aşk bitti mi geriye hiçbir sebep kalmaz. Mutlak hayat kaidesine bir an önce alışman gerekir. Aşk bitti mi geriye tek başınalık kalır. Biten bir aşkı tekrar yaşatamazsın. Belki ölmemiştir diye gömmekten vazgeçme.
Ben de sizinle Cemal Süreyya’dan Can Yücel’den Mevlana’dan özlü sözler paylaşmak isterdim ama hepsi paylaşıldı. Fakat ne diyordu o şair; hayat kısa kuşlar uçuyor…
Kuşlar kısa, hayat uçuyor…
Peki siz, ayrıldınız mı yoksa aşk mı bitti?
Yazan: Tuğba Badal