Bilgi yarışmalarında şıklarda ikisi birden varsa hepimizin kafası karışıyor ya… İşte tam olarak bu soruna çare bulayım istedim. Kim bu Dali, kim bu Picasso?...
O halde şimdi, nerede birleşip nerede ayrılıyorlar, yamuk yumuk bir şeyler çizmek dışında ne yapıyorlar (Daha entelektüel anlatamazdım!) bir bakalım!
TEK VE EN BÜYÜK ORTAK NOKTALARI
İkisi de ressam. İkisi de İspanya’da doğdu. Bu kadar. Resim yapıyor ikisi de… Heykel ve şiire de ilgi duyuyorlar. Onun dışında benimsedikleri akımlar, etkilendikleri olaylar, dönemler başka başka. Her şeyi netleştirmek için temele inelim şimdi. Dönemlerinin dâhileri olan bu iki muhteşem adam benimsedikleri akımların da en önemli temsilcileri. Peki bu akımlar hangileri? Farkları neler?
SÜRREALİZM vs. KÜBİZM
Sürrealizm Avrupa’da Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasında ortaya çıkan bir sanat akımı. Gerçeküstücülük olarak da isimlendirilen sürrealizm akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır. Kübizm ise 20. yy başlarında temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Genel olarak nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekillerin vurgulanmasıdır.
KÜBİST OLAN PİCASSO
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır.
SÜRREALİST OLAN DALİ
Sürrealist sanat özgür hayal gücünü arttırmak ve bilincin etkisini azaltmak üzerine kuruludur. Bilinçdışı üretim gerçeküstücülükte merkezdedir. Katalan sürrealist ressam Dali gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir. En iyi bilinen eseri olan Belleğin Azmi’dir. Yumuşak Saatler ya da Eriyen Saatler olarak da bilinen eserde, geniş bir kumsal manzarası önünde eriyen cep saatleri resmedilmiştir. Eser genel olarak, katı ve değişmez zaman kavramına karşı bir protesto olarak yorumlanır.
DANANIN KUYRUĞU BURADA KOPUYOR
Dalí 1926'da Paris'e gidiyor ve büyük saygı duyduğu Pablo Picasso ile tanışıyor. Sonraki birkaç yıl boyunca, Dalí'nin eserlerinde Picasso etkisi ağır basıyor. Sonrasında biz de her gördüğümüz garip şekilli resmi ikisinden biri yaptı kesin diye hayatımızı sürdürüyoruz!