Öncelikle seni, ekibi ve elbette bu hikayeye başlamadan önceki okullarınızı, şehirlerinizi, hayatlarınızı dinleyerek başlayalım.
Bora Öğünç ben. Ankaralıyım. Hacettepe Felsefe mezunuyum. Radyoculuk, reklamcılık yaptım. Dijital pazarlama ve içerik alanında epey çalıştım. 6 senedir de farklı projeler ile kendi işimi yapıyorum. 2017 Ağustos ayında Hande Aykun ile Pub Story’i kurduk. Hande de Münih Teknik Üniversitesi mezunu bir makine mühendisi. Şu an ekibimiz 11 kişi. Birbirinden harika insanlar ile çalışıyoruz. Mayıs ayında Türkiye’den çıkan en başarılı sosyal uygulama diyebileceğim connected2me’den yatırım aldık. Şu an işin tüm teknik tarafını onlar üstlenmiş durumda.
Fikrin doğuş ve gelişim hikayesini konuşalım. Pub Story hangi ihtiyaçtan doğdu, fikri gerçekleştirmenizde sizi kamçılayan temel motivasyon neydi en başında? Yani ne eksikti de Pub Story o eksikliği gidermeyi amaçlayarak doğdu?
Aramızda şakasını yaptığımız bir tanım var, “Biz aslında Türkiye’de gerektiğinde silahların çekildiği bir iş yapıyoruz” diye. Bizim kültürümüzde insanlar –aslında sosyalleşmek için ortaya çıkmış yerler olan- pub’larda sosyalleşmiyor. Tanımadığın bir insan ile konuşmak ayıp görülüyor ve bu anormal saçma. Bunu aşmak istedik ve bu noktada oyunun gücünü kullanabileceğimizi gördük. Oyun güdüsü çok evrensel bir güdü. Her insanın içinde var. Bu yüzden projede müthiş bir globalleşme potansiyeli görüyoruz. Bunun için çalışıyoruz.
Peki geldiğiniz noktada kimler ne amaçla katılıyor etkinliklere. Başlangıçtaki hedeflerinizle bugün ulaştığınız nokta örtüşüyor mu?
Temel motivasyon sosyalleşme, ikinci motivasyon eğlence. Hayatına bir sürü yeni insan katabiliyorsun Pub Story oynarken. Bir gecede 20-30 kişi ile tanışıyorsun. Bunlardan biri senin yeni sevgilin, biri yeni iş ortağın, biri yeni kankan olabilir. Bu ortamı sağlama hedefimize ulaştık ama tabii ki daha çok insana ulaşma hedefimiz hala büyük bir gündem maddesi. ☺
Biraz da etkinliklerinizin içeriklerinden konuşalım. Henüz bu gecelerden birisine katılmamış üniversitelilere nasıl anlatırsınız Pub Story gecelerini? Neler yapıyorsunuz, ne tür oyunlar oynuyorsunuz, gelenler neyle karşılaşıyor?
Uygulamayı istedikleri an açıp arkadaş arasında oynayabilirler. Kantinde, barda, evde… Eğer özel etkinliklerimize gelmek isterlerse heypubstory.com’dan bilet almaları gerekiyor. Bir mekanı tamamen kapatıyoruz. İçerideki herkes oyunun içinde oluyor. “Challenge bazlı” bir oyunumuz var. İki kişi karşılıklı geliyorsunuz ve “oynayalım mı?” diyorsunuz. Uygulama size birbirinize yaptıracağınız eğlenceli görevler veriyor. Bu şekilde onlarca insan ile oynuyorsunuz.
Hangi şehirlerde etkinlik gerçekleştirdiniz. Üniversiteliler kendi şehirlerinde de bu eğlenceli gecelere katılma imkanına sahip mi?
Söylediğim gibi, Türkiye’nin her yerinde indirip oynayabilirler. Etkinliklerimiz ile Türkiye’de 14 şehre gittik. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Eskişehir yoğun olarak çalıştığımız bölgeler.
Dünyada benzer örnekleri var mı Pub Story’nin. Pub Story’nin bir iş fikri olarak yeni şehirler ve devamında ülkelere yayılmasıyla ilgili bir tasarrufunuz var mı?
Bize de çok ilginç geliyor ama dünyada örneği yok cidden. Sosyalleşme ve oyunu bu denli birleştiren bir teknoloji girişimi yok diyebiliriz. Şu an ilk hedefimiz Amerika. San Francisco’da etkinliklerimiz başladı. Her Perşembe “Pub Story Unusual Thursday” konseptimiz ile ayrı bir San Francisco pub’ındayız, bekleriz.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı