Öncelikle seni biraz tanıyarak başlayalım. Hangi eğitimlerden hangi şehirler ve okullardan sonra yolun girişimciliğe saptı?
1980 İstanbul doğumluyum, dedelerden Erzurum Cinis köylüsüyüm. Orta okul ve lise eğitimimi İSTEK vakfında bitirdikten sonra San Francisco’ya Academy of Arts Collage’da Computer Arts okumaya gittim. 3. senesinde okulun YÖK tarafından kabul edilmediğini öğrenince gerisin geri İstanbul’a geldim ve hızlıca Maltepe Üniversitesi’nden mezun oldum. 2003 yılında ablamla Cinisli Mimarlığı kurduk, o işin mimari kısmıyla ilgilenirken ben de finansallarla ilgileniyordum ama hep bir hayalim vardı. Bilişim sektöründe olmak istiyordum. Bu fırsatımı da 2017 yılında Photier ile değerlendirdim.
Peki girişimcilik kararı, böyle bir deneyimle kendini gerçekleştirme fikri ve elbette ardından Photier fikri nasıl doğdu?
Bence girişimcilik bir karar değil bir seçim. Önce bu hayatın içinde olmayı seçmelisiniz sonra vereceğiniz kararlarla doğru yolda ilerlemeyi başarmalısınız. Photier fikri ise her icat gibi ihtiyaçtan ortaya çıktı. Kendi düğünümün hazırlıklarını yaparken bu fotoğraf çekim ve dağıtım sürecini daha güzel bir hale nasıl getirebilirim diye düşünürken neden bütün fotoğraflar bir uygulama üzerinden dağıtılmasın ki dedim. Bir de yüz tanıma sistemi kullanırsak herkese sadece kendi fotoğraflarını da göndermiş oluruz diye düşündüm. Fikir pek hoşuma gitti, her zamanki gibi gece yarısı cep telefonumun notlar kısmına düşündüklerimi yazdım. Sabah fikri eşim Jale’ye anlatınca “Bu çok iyi fikir Tolga bunu kesin yapmalısın!” yanıtını almamla artık bu yolda yürümeye başlamış oldum. Aynı yolda ilerlediğim iki tane kurucu ortağım Semih ve Roy’la buralara kadar geldim.
Okuduğun bölümlerin, aldığın akademik eğitimin girişimcilik kararı vermene ve ardından girişimcilik sürecinde aldığın kararları şekillendirmene etkisi oldu mu, nelerdir?
Okuduğumuz okul ve bölümlerle girişimci olmamızı doğrudan etkileyen net bir faktör olduğuna inanmıyorum. İyi okullarda okuyup doğru eğitimler alan gençlerin hayatları diğerlerine göre daha parlak olma ihtimali her zaman vardır fakat girişimci olmak için risk almayı bilmek gerekir. Risk alarak hiç geçmediğiniz kapılardan geçersiniz, tecrübe etmediğiniz zorluklarla yüzleşirsiniz. Bu aşamalarda doğru kararlar verebilmek her şeyden önemlidir.
Biraz da Photier’dan konuşalım. Nedir Photier, ne işe yarar, nasıl çalışır, hangi ihtiyaçtan doğmuş ve kimler için yaratılmış bir uygulamadır?
Photier’i tek cümlede anlatmak gerekirse bizler birer fotoğraf dağıtım platformuyuz. Kalabalık etkinliklerde çekilen fotoğrafları yüz tanıma sistemi kullanarak anında davetlilerle paylaşıyoruz. Çalışma prensibi çok basit ilerliyor, fotoğrafçılar ve etkinlik şirketleriyle çalışıyoruz, hizmetimizi onlara satıyoruz onlar da fotoğrafçılık hizmeti verdikleri veya yarattıkları etkinliklerde bizim hizmetimizi kullanarak anlık olarak çekilen fotoğrafları davetlilere yolluyor. Bizden evvel düğünlerde veya kurumsal etkinliklerde çekilen fotoğraflar davetlilere aylar sonra ulaşırdı, hatta ulaşmadığı zamanlar da çok sık olurdu. Photier’le teknolojinin hızını bu alana entegre ettik ve bizi tercih eden etkinliklerde fotoğrafları anında davetlilerle paylaşabilme olanağı yarattık.
Fotoğrafların dağıtımı her zaman problem olmuştur. İster bir etkinlikte profesyonel fotoğrafçılar tarafından çekilmiş olsun, ister beş kişinin cep telefonlarıyla bir tatilde çektikleri fotoğraf olsun. Hepsi ya bir havuza dolduruluyor, oradan kendinizi bulmak zorunda kalıyorsunuz ya da sohbet uygulamalarında guruplar kuruluyor. Toplu bir yere aktarılan fotoğraflarda kendinizi aramak zorunda kaldığınız gibi herkesin özel fotoğraflarına erişerek gizliliği de hiçe saymış oluyorsunuz fakat yüz tanıma sistemiyle sadece kendi fotoğraflarınıza erişiyorsunuz. Gruplarda ise durum daha vahim. Telefonun fotoğraf albümüne içinde siz olmadığınız onlarca fotoğraf giriyor. İş fikrimizi hayata geçirdiğimiz 1,5 senede dünyada yüzlerce etkinlikte Photier kullanıldı. Düğünler, kurumsal etkinlikler, mezuniyet törenleri (üniversiteler), forumlar, spor etkinlikleri ve fuarlar şu ana kadar Photier’in olduğu ve fotoğraf dağıtma problemini çözdüğümüz yerlerden bazıları.
Peki girişimcilik konusunda hevesli öğrencilere bu yolda yürümelerini önerir misin, yolun başındakilere de uyarıların olur mu?
Az önce bahsettiğim gibi karar çok önemli bir faktör. En baştan başlayarak yolun sonuna kadar hep kararlarla ilerliyorsunuz. İlk iş fikrinizi kâğıda yazdığınızda A- Bunu hayata geçirmek B- Arşivleyip rafa kaldırmak ile birinci kararınızı vermiş oluyorsunuz. Verdiğiniz doğru kararlarla bir adım daha ilerlemiş oluyorsunuz. Gençlere vereceğim tek ve en önemli tavsiye hayal kurmaktan vazgeçmesinler ve unutmasınlar ki yanlış kararlar, verilmemiş kararlardan iyidir.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı