Öncelikle sizi tanıyalım. Kimdir bu güzel projenin mimarları ve nasıl oldu daha hayatları bu noktada kesişti?
Ben Sinem ve eşim Murat Dolapdere bitpazarında tanıştık. 6 sularıydı. Ben yıllardır geri dönüşümden giyinen biri olarak sık sık eskici pazarlarına gider alışveriş yapardım. Bir takıyı almak için eğilince benden önce bir elin uzandığını fark ettim. O el eşim Murat’ın eliymiş. Takıyı alıp bana hediye etti. Ben ilkin tanımadığım bir kişiden hediye kabul etmek istemedim ama bana ‘hayat paylaştıkça güzeldir, buyurun takı sizindir,’ dedi. ‘Ama’ dememe fırsat bırakmadan da ‘siz de bana bir cay ikram edersiniz’ dedi. ☺ Her şey böyle başladı.
Balat’ta bir kafede çok kıymetli bir sosyal sorumluluk projesine girişmişsiniz. Hikâye doğuşundan bugününe kadar nasıl gelişti anlatır mısınız?
Eşimin, ‘bysatkurtul’ adında bir geri dönüşüm projesi vardı. Bu proje; yüzlerce ailenin evindeki fazlalıkları getirip satarak hem aile ekonomilerine katkı yapmalarını sağlıyor hem de endüstriyel tüketim çılgınlığına karşı bir geri dönüşüm kültürü yaratmak için (sizin evinizde çöp olarak gördükleriniz başka insanların hayatında birer hazineye dönüşebiliyor) bir dayanışma ruhu doğuruyor. Burada satılmayan eşyalar çöpe gitmesin diye eşimle beraber paylaş kurtul ( hayat paylaştıkça güzel) diye bir sosyal sorumluluk projesi geliştirdik ve satılmayan eşyaları ihtiyaç sahibi insanlara 2 yıldır bu proje kapsamında dağıttık. Sonrasında bir bina (Balat’ın en küçük binası, 28 metrekare) kiralayıp 6 ayda geri dönüşüm ürünlerinden restore ettik ve açılır açılmaz; paylaş kurtul - açık gardırop - açık su - açık mama - açık oyuncak - açık kitap - açık kıyafet - açık müze - açık yemek projeleriyle hayata geçirdik. Toplumda büyük bir sinerji ve farkındalık oluşturdu bu projelerimiz. Hobbit House Balat / ekolojik kahvaltı evimizin gelirinin yüzde 40’ını oluşturduğumuz bu sosyal sorumluluk projelerimize aktarıyoruz. Balat Çocuk Karnavalı adında imece usulü, hiç paranın geçmediği bir festival düzenledik. Çok harika geçti. Şimdi de 22 Mayıs pazar saat 16:00 / 20:00’da Balatlı Roman bir ailenin çocuğu olan sevgili Muhammet’in sünnet şölenini organize ediyoruz. Tüm duyarlı insanlardan destek bekliyoruz. Aile zor durumda ve bizler imece usulü bu işin altından kalkmak istiyoruz.
Peki, eşyalar nasıl ulaştırılıyor? İhtiyaç sahipleri nasıl belirleniyor?
Paylaş Kurtul - Hayat Paylaştıkça Güzel kendiliğinden gelişen bir iyilik hareketi oldu. Herkes kendine bir rol biçiyor ve herkes modern çağ Robin Hood’u oluyor. Mahallesinde, sitesinde, işyerinde; kıyafet, kitap ve oyuncak toplayanlar oluştu. Biriktirip getiriyorlar ve an itibariyle Fener - Balat - Ayvansaray’da ihtiyaç sahiplerine ve çocuklara 10 bine yakın 2.el temiz kıyafet dağıtmaya başladık. Acarkent ve Göktürk sitelerinde yönetim Paylaş Kurtul - Hayat Paylaştıkça Güzel gardıropları yapmış. Burada topladıkları 2. el ürünleri bize getirecekler.
Projeyi hayata geçirirken bir kurum, kuruluştan destek aldınız mı?
Hayır, onlarca kurum, firma, dernek ve vakıf işbirliğinde bulunmak istedi ama kabul etmedik. Bu, tüm toplumun bireylerinin sinerjisiyle yürüyen bir sivil inisiyatif, bir dalga. Birey burada aynada kendini görüyor, düşüncesi ne olursa olsun tarihe paylaşım adına bir dipnot düşüyor. Bırakın anıları kalbinizde kalsın, eşyalarınızı başkalarıyla paylaşın. Sizin çöp olarak gördüğünüz bir şey başka birinin hayatında hazineye dönüşebiliyor!
Medyanın ya da etki alanı yüksek “ünlü”lerin ilgisi nasıl?
Ünlüler şimdilik bu paylaşım ve iyilik hareketine mesafeli yaklaşıyor. Yabancısı oldukları başka bir kültür bu. İçlerinde az da olsa bu paylaşım ve dayanışma kültürünü içselleştirip yardımda bulunanlar da var. Sevgili Hürriyet Gezi yazarı Saffet Emre Tonguç Bey’in evimizi ziyareti, sosyal medyada yaptığı paylaşımla burada yaptığımız hareketin yayılmasında büyük katkısı oldu. Kendisi her Balat turunda evimizin önünden geçerek işlevimizi anlatıyor ve desteklerini sunuyor.
Projeye başlarken hedeflediğiniz yerin neresindesiniz?
Projeye başlarken bulunduğumuz mahallede bir imece ve paylaşım kültürü yaratmak için yola çıkmıştık. Ancak Paylaş Kurtul - Hayat Paylaştıkça Güzel, yerkürenin dayanışma evine dönüştü. Şimdi üzerimizde toplumsal bir sorumluluk oluştu, dostlarımız dernekleşmek gerektiğini, yaratılan bu sinerjinin boşa gitmemesi gerektiğini söylüyor. Buradan da üniversiteli öğrenci dostlarımıza ve öğrenci kulüplerine bir çağrımız var; herkes kendi okulunda ve mahallesinde gönüllümüz olabilir. Dayanışmayı ve paylaşımı elbirliğiyle ülke çapına yayabiliriz. Gelin her üniversiteye Paylaş Kurtul - Hayat Paylaştıkça Güzel açık gardıropları kuralım ve biz oralarda toplanan eşyaları gelip alıp ihtiyaç sahiplerine ulaştıralım.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı