Müzede neler sergileniyor, ne tür etkinlikler yapılıyor ve bunlar bize “bildiğimiz” matematik dışında neleri gösteriyor?
140 istasyondan oluşan Tales Matematik Müzesi ile Goldbach asal sayı tezinden Graf Teorisi’ne, Hamilton Tezi’nden Oyun Teorisi’ne, Sayı Kavramı’ndan Pi Sayısı’na kadar tüm materyaller yardımıyla matematiksel düşünme becerisine sahip bireylerin yetiştirilmesine katkı sağlıyoruz. Matematiğin özünün mantıksal ve analitik düşünme olduğunu deneylerle anlatıp, problemler üzerinde bireylerin özgürce düşünerek fikirler üretmesine yardımcı oluyoruz. Matematiği ezberci eğitimden çıkararak elle tutulur, gözle görülür hale getiriyoruz. Matematiğin sadece kâğıt üzerinde olmadığını; müzikte, mimaride, mühendislikte, sanatta ve daha birçok alanda var olduğunu materyallerimizle ispatlayarak ziyaretçilerimize anlatıyoruz. Bunun yanında Singapur, Vedic ve Montessori matematiği gibi farklı matematik modellerinin eğitimlerini veriyoruz.
Ülkemizdeki ilk ve dünyanın da sayılı matematik müzelerinden birisi, Tales Matematik Müzesi. Bu anlamda müzeyi bu kadar ayrıcalıklı hale getiren ve özel kılan, başka yerde olmayan ya da benzerlerinin en iyilerinden yapan özellikleri neler?
Almanya Giessen’deki Mathematikum, ABD New York’taki MoMath, İtalya’daki Arşimet Bahçesi ve Güney Kore’deki Mathlove gibi örnekler dünyada matematiği anlatmaya ve görselleştirmeye çalışmaktadır. Tales Matematik Müzesi ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Türkiye’nin ilk ve Avrupa’nın içerik ve materyal bakımından en kapsamlı Matematik Müzesi’dir. Dünya genelindeki matematik ile ilgili farklı çalışmaların derlenip somutlaştırılarak Türk eğitim sistemine adapte edilmiş olması bizi farklı kılan özelliklerden birisidir. Bu anlamda ilkokul öğrencisinin müzeden alacağı faydalı şeyler olduğu gibi bir matematik profesörünün de alacağı çok şey var. Matematiğin doğduğu topraklarda matematiği ve ünlü matematikçi Tales’i temsilen varlığımızı sürdürürken sadece yurtiçi değil, yurt dışından gelen ziyaretçilerimizin de takdiri ve daveti bizlere gurur ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Matematik konusu açıldığında hep aynı klişe gelir akıllara “Bunlar hayatta karşımıza çıkacak mı sanki!” Müzede de görme imkânımız olan ve hayatla matematiğin temasını gösteren örnekler neler?
Matematik hayatın her noktasında mevcuttur. Örneğin, caddelerde karşımıza çıkan kanalizasyon kapakları niçin üçgen veya kare değil de yuvarlaktır? Ya da günümüzde oldukça önem kazanan estetik algısı neye göre şekillenerek çeşitli estetik operasyonlar yapılmaktadır? Ya da oran-orantı müzikte nasıl karşılık bulmaktadır?
İşte bu ve bunun gibi hayatla matematiğin doğrudan bağlantısını gösteren 140 istasyonla ziyaretçilerimizin matematiğe dokunmasını sağlıyoruz.
Müzeye en çok kimler geliyor ve müzenin ziyaretçilerine vaadi nedir? Gelenleri orada ne yapabilir ve nasıl bir deneyim bekliyor onları?
Müzemiz ilköğretim, ortaöğretim ve diğer üst öğretimlere hitap ettiği gibi orta yaş ve üstünü de heyecanlandıran bir konsepte sahiptir. Dolayısıyla ziyaretçi portföyümüzün 7’den 70’e tüm yaş gruplarından oluştuğunu söyleyebiliriz. Hayatı boyunca matematiğin doğada karşılığı olmadığını ve matematiğin sevilecek bir şey olmadığını düşünenlere tersini kanıtlayarak “Keşke Matematik bize de böyle öğretilseydi” dedirtiyoruz ve herkesi bu eşsiz ve özel deneyim için “Matematiğe Dokunmaya” davet ediyoruz.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı