Ressamlara, Rönesans’a biraz ara verip günümüze ışınlanalım diyorum! 1990’ın hayal tarihini 2015’te atlattık ama ne uçan arabalar yollarda ne gençler uçan kaykayların üzerinde müze ziyaretlerinde… Resmen hayal kırıklığı! Peki, 1985’ten, yani çekildiği yıldan bugüne Geleceğe Dönüş serisi nasıl aynı etkiyle kitleleri bunca heyecanlandırıyor dersiniz? Bakalım neymiş, ne değilmiş?
ÇATLAK PROFESÖR OLMAZSA OLMAZ
Öyle bir film ki, çekimi tamamlandıktan sonra, yeterince güldürmediği için başrolü değiştirilip yeniden çekiliyor, öyle bir inanç öyle bir emek var öncelikle perde arkasında. Oyuncu seçimleri, karakterler epey titizlenerek yazılıyor, yapılıyor. Dönemin diğer yapımlarından çok ayrı, çok farklı. Hatta film gösterime girdikten sonra, 380 milyon $ hasılat ve çok iyi yorumlar alarak yılın en başarılı filmlerinden biri oluyor. Hugo Ödülleri'nde En İyi Dramatik Sunum ve Saturn Ödülleri'nde En İyi Bilim-Kurgu Filmi ödüllerini kazanıyor, ayrıca Akademi Ödülleri, BAFTA ve Altın Küre adaylıkları var. Dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan, 1986'daki State of the Union Address'te ve 2007'deki Kütüphane Kongresi'nde konuşmalarını filmden cümlelerle zenginleştiriyor. Haliyle bu kadar beğenilen ve etkileyen bir yapım seriye dönüşüyor ve böylece diğer filmlere de kavuşuyoruz. Bir bunaltıcı pazar gününü art arda Geleceğe Dönüş serisini izleyerek kaç kere kurtardığımı bilmiyorum… Daima çok eğlenceli!
KELEBEK ETKİSİ
Afrika’da kanat çırpan bir kelebeğin burada yaratacağı fırtınabfkwebfömanfdlwejfpe…. Şaka şaka! Filmde ele alınan konu en genel ifadeyle her zaman yolculuğunu işleyen yapımda olduğu gibi tarihle oynarsanız tarih de sizinle oynar, kararlarınızı dikkatli verin, sonra fena olur! Fakat bunun dışında bireysellik ve bilincin sürekliliği üzerinden de izlemek gerekir. Alt metinleri de filmin popülaritesi kadar şahanedir. Özetle, adamlar yapmış arkadaş! Teknik açıdan da hiç fena sayılmaz… Eski filmleri izlerken, bilgisayar çocukları olarak son dönem görsel efektlerine alışkın gözlerimiz hep yorulur ya, bir yavan gelir hani filmler… Yok gelmiyor! Efsane kadro da hakkını gani gani veriyor yani…
GÜN BU GÜN!
Serinin 3 filminde de, şimdi filmleri anlatmıyorum size çünkü prensip olarak spoiler vermeyi severim ve 32 yıllık bir filmden de neyin spoilerını vereyim, izlemedinizse kayıp büyük, oturup izleyin hafta sonunuz şenlensin! Neyse ne diyorduk, üç filmde de en mutlu an “bugün”e, şimdiki zamana dönülen an. Haliyle şunu sorgulamadan geçmek zor; en berbat kararı dahi değiştirmek için geçmişe dönmeye uğraşmakmış, gelecekte ne olacak ne bitecekmiş aslında pek de önemli değil. Bir kere daha ortaya çıkıyor kabak gibi, şimdiki zamandan ötesi hikâye!
Keyfine varın, çok eğlenin, vizeler yaklaşıyor çok takılmayın! Halledersiniz! Ama bolca okuyun, bolca izleyin, düşünün, konuşun, sorgulayın, tartışın. Kendinizi geliştirmek için bütün enerjinizi harcayın! Çünkü o güzel zaman makineleri, o güzel atlara binip gitmişler… Yoklar! Seve seve kendimiz ilerleyeceğiz yolu… Hala ışınlanma mevzu da olmadığına göre, haftaya görüşürüz!
Yazan: Buğu Begüm Başar