Yazı seviyoruz. En çok da sahillerde güneşlenme, festivalden partiye parmak arası terliklerle gezme kısmının hastasıyız. Birçoğumuz için güneş mutluluk kaynağı; ama dönüp bakınca görüyoruz ki, dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamasında adı geçince bile insanı üşüten Kuzey Avrupa başı çekiyor. Hal böyle olmuşken ve kış da kapıya dayanmakla kalmayıp doğal gazı yaktırmışken, dünyanın en mutlu ülkelerinden Danimarka’ya bir göz atalım dedik ve Hygge felsefesine daldık.
Hygge’nin kelime anlamı, rahatlık, sıcaklık, samimiyetin birleşimi gibi bir şey. İngilizce’de “coziness” denilen, ama Türkçe’de tam karşılığı olmayan bir kelime. Soğuk İskandinav ülkelerinde, insanların yarattığı sıcak atmosferleri anlatıyor. Süslü ifade etmek istersek, samimiyet ve sükunetin birleşimiyle, rahat ve sıcak bir ortamda gevşeme sanatı da diyebiliriz. Hygge felsefesini yaşadığın mekana yansıtmak önemli, ama sadece evde olmak zorunda da değil. Mesela bir mekana girip çok evde hissediyoruz ya, o hygge bir ortam oluyor.
Mum ışığı, yumuşak yastıklar, kurabiye kokusu, pofidik terlikler, sıcak içecekler, şekerli şeyler hygge’nin olmazsa olmazları. Yılın %70’ini karanlıkta geçiren bir ülke, dünyanın en mutlu ülkelerinden biri oluyorsa, bir bildikleri vardır arkadaş diyerek, hygge ortam nasıl yaratılır ona geçiyoruz.
- Loş ışık ve mümkünse olabildiğince doğal ışık, yani mumlar. Alıp yakmaya kıyamadığımız mumları yakmanın zamanı geldi. Danimarka’da bir kişi yıllık ortalama 5,8 kg mum tüketiyormuş, mutluluğun baya bir bölümü mum ışığında gizli demek ki.
- Anda kalmak. Bunu ağza pelesenk yapmaktan öteye geçemeyenler için sıradan bir şey olsa da, karşındakine ve o ana odaklanmak, kafanı ekrandan kaldırmak, hygge’nin en önemli şartlarından biri.
- Eşitlik. Hep beraber takılıyoruz işte, misafir ya da ev sahibi dediğin nedir? Kimin evinde olduğundan bağımsız, sorumluluğu tek bir kişiye yüklemeyip herkese dağıtmak. Herkes bir işin ucundan tutacak kısacası; ama yine de, hazır ayaktayken bi’ çay koysana!
- Keyif insanı olma hali. Kuzey Avrupa’ya gittikçe yıllık tüketilen şeker miktarı da artıyor, bunun mutlaka soğukla bir ilgisi var. Siz yine de şekerde coşmayın derim, onlar işe okula her gün bisikletle gidiyorlar. Bunun yanında, iyi bir kahve, güzel bir bitki çayı ya da sıcak çikolatayla kendini şımartmak, insana her zaman iyi geliyor.
- Şükretmek. Bu konuda uzun süre konuşabilirim. Buradaki şükretmek, elindekilerle yetinip aza tamah etmek değil elbette. Elindekilerin kıymetini bilip minnettar olmak olarak yorumlayabiliriz.
- Rahat koltuklar, minderler, kıyafetler.
- Uyum da kilit kelimelerden. İnsanların kendini övmeden konuşamadığı bir dünya yerine, gösterişten uzak ve uyum içinde yaşayabildiğimiz bir dünya öneriyor Dan dostlarımız.
- Drama kral ve kraliçelerine, hygge’de yer yok. Barış var, huzur var, kaossuz yaşayamayanları kapıdan içeri sokmuyoruz.
- Dostluk, arkadaşlık ve bu küçük keyifleri dostlarla birlikte yapma hali önemli. Güven hissi, insanı evde hissettiriyor ve mutlu ediyor.
Yazan: Yeşer Sarıyıldız