Aslında okuyucularımızın birçoğu sizi tanıyor. Ancak sizle ilgili bilmedikleri detaylara odaklanmak isteriz. yirmi7’nin hikayesi Amerika’ya kadar uzanıyor. Tabii bir de “Muhtemel Aşk” şarkısı var. Kuruluş aşamasından bugüne uzanan sürecin hikayesini anlatır mısınız?
Merhaba ben Okan Şarlı. Müzik kariyerim 2001 yılında Amerika’da başladı. Los Angeles’ta 2007 yılına kadar birçok farklı projem ve solo çalışmam oldu. 27 mart 2007 yılında “Twenty7” şu anki adıyla “yirmi7” müzik grubunu kurdum. yirmi7 grubu tüm dünyadan yabancı müzisyenlerin katılımıyla kültürel zenginliğe sahip, kendine özgü tarzı olan, Amerika Los Angeles’ta kurulmuş, İlk Türk Rock grubu olmuştur. Halen davulcumuz Guetamala’dan Saddler Samayoa’dır. Bu süre zarfında dünyaca ünlü Whisky a go go, Whiper Room, House of Blues ve HardRock Cafe gibi birçok mekanda sahne aldık. 2012 yılında Amerika’da Nevada’da her yıl düzenlenen Burning Man Festivali ana sahnesinde 60.000 kişiye konser verdik. Performansımız sonrasında festivalin, “Mükemmellik, İlham ve Güzellik” ödülünü aldık. Bu bizim için unutulmaz bir deneyimdi. Türk motifleri ile bezeli şarkılarımızla her ulustan on binlerin beğenisini toplamak bir Türk olarak beni oldukça gururlandırmıştı. Siz bizi 2012 yılında Türkiye’de (2006 yılında yazıp bestelediğim) Muhtemel Aşk şarkısı ile tanıdınız. Muhtemel Aşk şarkısı aynı zamanda ilk Türkçe şarkımız olması özelliğini de taşıyor.
yirmi7 isminin etkileyici bir de hikayesi var. Bunu sizden tekrar dinleyebilir miyiz?
Grup ismini, 27 yaşında hayatını kaybeden efsanevi Rock yıldızlarının (Jimi Hendrix, Jim Morrison, Kurt Cobain, Janis Joplin vs.) anısına “27’nin bitiş değil, yeni bir başlangıcın simgesi” olması temennisiyle almıştır. Amerika’da Twenty7, Türkiye’de “yirmi7” adıyla devam etmektedir.
Kurulu bir düzeniniz vardı. Amerika’dan Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdiniz? Bu süreç sizi zorladı mı kültür farklıları açısından?
Los Angeles’ta yaşadığım 15 yıl boyunca Türkiye özlemim hep vardı. Türkiye’ye dönüşümün nasıl olacağını hep düşündüm. Muhtemel Aşk şarkımız ile dönüşümüz, tabiri caizse muhteşem olunca ve bu kadar güzel tepkiyle karşılaşınca bir daha geri dönemezdik. Bu süreçte bizi zorlayan durumlar da elbette oldu. En azından yerleşik bir düzene geçmek iki yılımızı aldı. Artık çoğunlukla Türkiye’deyiz. Yılın en fazla 2-3 ayını Amerika’da geçiriyoruz.
“yirmi7’nin müzik tarzı, 1970 -1980 Türkiye ve Amerika’sının ‘rocknroll’ efsanelerinin ve müzik kültürlerinin günümüz müziğiyle harmanlanmış halidir diyebilirim.”
Türkiye’de rock müzik kategorisinde değerlendiriliyorsunuz ama siz yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz?
Elbette bir Rock grubuyuz. Kendimize has bir müzik yapıyoruz ve bundan oldukça da mutluyuz. Söz ve müziğini yaptığım birbirinden farklı yapılarda yüze yakın İngilizce ve Türkçe şarkım var. yirmi7’nin müzik tarzı, 1970 -1980 Türkiye ve Amerika’sının ‘rocknroll’ efsanelerinin ve müzik kültürlerinin günümüz müziğiyle harmanlanmış halidir diyebilirim.
Sizden önce şarkınızla tanıştık. Sizce neydi “Muhtemel Aşk” şarkısının büyüsü?
Bence Muhtemel Aşk şarkısında, dinleyiciyi yakalayan şey; içten ve samimi duygularla ortaya çıkan bir parça olmasıydı. Okan Şarlı’yı ve hayatını anlatan gerçek bir hikaye olmasının payının büyük olduğunu düşünüyorum. 20 yıllık müzikal birikimimin karşılığında almış olduğum ödüldür. Bu güzel geri dönüş için tüm dinleyenlere sonsuz teşekkürler.
Şarkılarınızı hem İngilizce hem Türkçe olarak seslendiriyorsunuz. Aynı şekilde bir albüm yapmayı da düşünüyor musunuz?
Bavulumuz şarkılarla dolu. Amacımız sık sık dinleyicilerimizin beğenisine yeni şarkılarımızdan seçkiler sunmak. Bu bazen Türkçe bir parçamız olacak bazen de İngilizce.
Biraz da sizi tanımak istiyoruz. Müzik dışında neler yapıyorsunuz?
Stüdyo ve konser çalışmaları dışında çoğunlukla doğa kampları ve doğa sporları ile iç içeyim. Olabildiğince kitap okumayı, seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi önceliklerim arasında tutuyorum. Bu tempo arasında fırsat buldukça sevdiğim insanlarla vakit geçirmeyi ihmal etmemeye çalışıyorum.
“Ticari kaygıyla yola çıkılan projelerin hissiyatının eksik olduğunu düşünüyorum.”
Ticari kaygıyla bakıldığında Türkiye’de rock ya da heavy metal müzik yapanların genelde müziğin içine mutlaka Türk ezgileri yerleştirdiklerini görüyoruz. Modern rock müzik ile Türk müziği ezgilerini birleştirmek nasıl bir müziği ortaya çıkartıyor sizce?
Ben müzik yapan kişinin ticari bir kaygısı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ticari kaygıyla yola çıkılan projelerin hissiyatının eksik olduğunu düşünüyorum. Bu topraklardan yoğrulmuş insanlarız, dolayısıyla üretimlere bunun yansıması gayet doğal. Burada önemli olan samimiyet. Zaten müzikseverler bunu hemen hissederler. Bu nedenle, bence başarılı şarkı samimi olmalı. Muhtemel aşk şarkımızın bu kadar beğeni toplamasının sebebinin de bu olduğunu görüyoruz. Dünyada birçok müzik tarzı iç içe geçmiş durumda. Bunu zenginlik olarak görüyorlar. Güzel ve kaliteli üretimlerle desteklendiği sürece Modern Rock ve Türk müziğini harmanlamak da, geçmişle günümüz çağı arasında bir köprü oluşturmakta çok önemli ve değerli bence. Burada ölçü “kalite” olmalı..
Yeni single çalışmanız “Papatya” dinleyici ile buluştu. Bize biraz yeni şarkının doğuş hikayesinden ve şarkıyla ilgili aldığınız ilk yorumlardan bahseder misiniz?
Papatya şarkımız 2007 yılında Muhtemel Aşk’tan sonra yazdığım, yarısı Türkçe yarısı İngilizce olan bir şarkıydı. Amerika’da ve Türkiye’de aldığımız tepkiler hep olumluydu. Hal böyle olunca bu tepkilere daha fazla duyarsız kalamazdık. Şarkı son haline geldikten sonra insanların beğenileri daha da arttı. Çok mutluyuz.
Yakın zamanda konserleriniz var mı? Sizi dinlemek, görmek isteyenlere müjdeli haberler verebilir miyiz? ☺
Papatya şarkımız ile Türkiye turnesi hazırlıklarına başladık. Her şey tam olarak hazır olduğunda tarihleri ve şehirleri paylaşacağız. “grupyirmi7” sosyal medya hesaplarımızdan dinleyicilerimiz bizleri takip edebilirler.
Son olarak müzikle ilgilenen okuyucularımıza müzik yolculuklarında sizin de tecrübe ettiğiniz ne tavsiyeler verirsiniz?
Hangi iş ile uğraşırsanız uğraşın, eğer o iş sizin hayatınız ise hiçbir zorluğun sizi hayallerinizden vazgeçirmesine izin vermeyin. İnsanlara hayata ve dünyaya güzellikleri miras bırakmak en kalıcı ve özel olandır. Çok çalışın ve sevdiğiniz şeyi yapın.
Röportaj: Tuğba Badal