Aslında Eray ve Kadir’in hikayesinin en başına gitmek isterdik ama 2010 yılından beri bu soru defalarca sorulmuştur size. Biz hikâyenin 2010 yılı sonrasından başlamak istiyoruz. Fenomen olmak hayatınızı nasıl değiştirdi? Fenomen olmadan önceki hayallerinizle, üne kavuştuktan sonraki yaptıklarınız aynı mı? Hayaller ve hayatlar bölümünde neler oldu?
Argo: Aslında fenomen olmak hayatımda birçok şey değiştirdi. Üniversitedeyken bu maceraya atıldım, psikoloji okuyordum. Mezun oldum ancak psikologluk yapmadım. Böyle bakınca hayatımın dönüm noktalarından biriydi bu. Hayallerim birer birer gerçekleşiyor. En büyük hayalim bir at çiftliğine sahip olmaktı. Umarım yakında bu hayalim de gerçekleşir. Hayaller ve hayatlar için söyleyebileceğim; benim için şimdilik her şey güzel.
Odun: Güzel tarafları var tabii ancak bu fenomenlik ya da sosyal medya ünlülüğü dediğimiz kavramın gereğinden fazla önemsendiğini düşünüyorum. Kendi adıma "topluma ne verebiliyorum ki bu kadar kişi beni takip ediyor" diye zaman zaman sorguluyorum. Üniversitelere söyleşilere davet edildiğimde artık utanıyorum açıkçası. Üniversiteler bilimin üretildiği yerler, biz de oraya goy goya gidiyoruz. Gençlere tavsiyem ilgilerini kendilerine ve topluma faydalı olabilecek şeylere yöneltsinler. İnsan hayallerini gerçekleştirdikçe yeni hayaller inşa ediyor. O yüzden hiçbir zaman hayallerime ulaştığım hissine kapılamıyorum.
Ailenizin, yakınlarınızın ilk tepkisi nasıl oldu? İsminiz ve yüzleriniz tanındıktan sonra bir ünlü gibi yaşamaya başladınız mı? Sokakta rahat yürüyememek, rahat rahat flört edememek gibi. ☺
Argo: Ailemin ne yaptığıma anlam veremediğini hatırlıyorum. Dediler, "N'oluyor". Çünkü o zamanlar Twitter çok da bilinen bir sosyal medya mecrası değildi fakat yavaş yavaş anlamaya başladıklarında bu durum onların da hoşuna gitmeye başladı. Özellikle babam mesela benimle ilgili şeyleri benden daha çok bilir. Sokakta tanımaya başladıklarında çok garibime gitmişti. Güzel ve garip bir duygu. İnsan zamanla alışıyor tabii. Rahat rahat flört edememek konusunda da yani aslında eee kem küm ıgg :)
Odun: Ailem çok fazla şaşırmadı. Odun Herif benim için bir projeydi. Bir sosyal medya karakteri ortaya koymaya çalıştım. Daha en başında ailemin haberi vardı, onlar için çok sürpriz olmadı. Sokakta tanınmak gerçekten garip bir duygu. Bazen çok alakasız ortamlarda biri karşıma dikiliyor, "Merhaba" diyor, "Merhaba" diyorum. Eee konu ne, sen kimsin? Acaba nerden tanışıyoruz diye düşünüyorum. Mahcup oluyorum, "Yaa ben tanıyamadım" dediğimde konu anlaşılıyor. Flört etmek konusunda benim açımdan sıkıntı olmuyor ama tabii ister istemez bir süre sonra içinde bulunduğum durum karşımdakini rahatsız ediyor ve arıza çıkarıyor. Öyle olunca da sağlıklı bir ilişki yürütmek zorlaşıyor. Ahhh şu kadınlar.
“Kendi adıma "topluma ne verebiliyorum ki bu kadar kişi beni takip ediyor" diye zaman zaman sorguluyorum. Üniversitelere söyleşilere davet edildiğimde artık utanıyorum açıkçası.”
“Her fenomen bir gün sosyal medya linçini tadacaktır” tezine katılır mısınız, başınıza geldi mi ve sizin başınızdan geçen en komik linç girişimi neydi?
Argo: Yani sonuç olarak, orada binlerce insana hitap ediyorsunuz ve herkesi memnun etmek imkânsız. Zaman zaman attığım tweetlerde yanlış anlaşılmalar olmuştur, belki ben anlatamamışımdır, sonucunda da linç yemişimdir. Başımdan komik linç girişimini düşünüyorum da çok aklıma gelmiyor. Sanırım komik bir şey yok, çünkü ben sinirleniyorum linç yerken. O yüzden çok gülmüyorum bu durumda.
Odun: Valla ben birçok kez sosyal medyada linç edildim. Küfürler, hakaretler gırla. Hayatta hiçbir başarıyı tatmamış insanlar size gelip orada ağzına geleni söylüyor. Çünkü mutsuz, ciddiye alınmıyor, ciddiye alınmak istiyor adeta bağırıyor: "Adam yerine koy beni" diyor. Koymam kardeşim, başkası koysun. En saçma linç de "dünya kadınlar günü yurdun çeşitli çenelerinde dırdırlarla kutlanıyor" tweetim yüzündendi herhalde. Hatta Hürriyet hafta sonu ekinde "Odun Herif'e yakışmadı" diye de haber yapılmıştı. Sanki ne yapmışım.
2010 yılında sizinle birlikte başlayan ve arkadaş da olduğunuz ekip hala popülerliklerini koruyor. Sizden sonraki dönemde de hatırı sayılı takipçisi olan fenomenler ortaya çıktı ama popülarite anlamında henüz önünüze geçen olmadı. Sizce bu süreci etkileyen ne oldu?
Argo: Valla artık bu süreci etkileyenlerden biri de ben oldum artık diyebilirim. Ne yaparsam yapayım tamamdır kısmıdır. Çünkü zamanında ben de hatalar yaptım. Şimdi bakıyorum yeni fenomen olan arkadaşlara onlar da hatalar yapıyorlar. Ben takipçilerimle beraber büyüdüm gerçekten, yaklaşık 7 yıl oldu. Şu anki aklım olsa o zamana dönebilsem çok daha güzel şeyler çıkarabilirim aslında. Öyle düşünüyorum. Bu sericin en büyük etkisi de bu büyük ihtimalle; çabuk havaya girmek.
Odun: Hala popüler miyiz, bilmiyorum ama insanlar iyi veya kötü, takip ediyor veya etmiyor. Ama bir şekilde tanıyor, biliyor, bir yerlerden duymuş. Belki çok uzun yıllardır sosyal medyada olduğumuzdandır.
“Ben takipçilerimle beraber büyüdüm gerçekten, yaklaşık 7 yıl oldu. Şu anki aklım olsa o zamana dönebilsem çok daha güzel şeyler çıkarabilirim aslında.”
Sizin fenomen olduğunuz dönemde derdinizi 140 karaktere sığdırmaya çalışıyordunuz ve bunda da epey başarılı olmuştunuz. Twitter’ın 140 karakter sınırlaması kaldırıp 280 karakter yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Argo: Evet, yani bizim zamanımızda 140 karaktere bir şey sığdırmak, aforizma kasmak daha önemliydi ama bence iyi oldu. Çünkü yazmak istediğimiz bir şeyi yazamadığımızda sinir bozucu bir şey ortaya çıkıyordu. Önceden tweetleri birbirine bağlayarak derdimizi anlatmaya çalışıyorduk, artık daha kullanışlı bir hale geldi diye düşünüyorum.
Odun: Ben bu değişikliği olumlu buluyorum. Bence Twitter, Facebook, Youtube, Poltio… Bunların her biri bir sosyal mecradan öte birer kültür platformları. Hepsi ilk yayına girdikleri günden bugüne çok fazla değişiklik yaşadı. Çünkü her mecra kendi kültürünü inşa ediyor. Twitter'da yaptığınız bir paylaşım çok kez paylaşılıp beğeniliyorken aynı paylaşımı Facebook'ta yaptığınızda küfür, kıyamet gırla gidiyor. Çünkü o mecra, o kültür onu kaldırmıyor. Dolayısıyla Twitter kültürü için de artık 140 karakter yetmiyordu, değişiklik gerekiyordu. İhtiyaç giderildi, doğru bir hareket.
Artık fenomenden öte, bir marka oldunuz, diyebilir miyiz? Geçiminizi markalara verdiğiniz isim desteğiyle mi sağlıyorsunuz? Farklı işlerle de uğraşıyor musunuz?
Argo: Twitter'da ilk marka olanlardan biriyim. Hem isim hem de logo olarak. Sanırım o dönemde yaptığım en akıllıca işlerden biriydi marka tescili yaptırmak. Şu an zaten Kadir’le birlikte markalara projeler üretiyoruz, onların reklam kampanyalarını yönetiyor ya da tanıtıyoruz. Farklı işler de kovalıyoruz. Özellikle son bir yıldır kripto paralar konusuyla gayet yakından ilgileniyoruz.
Odun: Evet markalarla çalışmalar yürütüyoruz. Ürün, marka veya hizmetlerinin tanıtımları için iş birliklerinde bulunuyoruz ancak tek işimiz bu değil. Ben aynı zamanda yazılımcıyım.
Yeri de gelmişken soralım: Sahi nedir bu bitcoin? Gelecekte bizi neler bekliyor?
Argo: Bitcoin merkezi olmayan bir dijital bir para birimi. Gelecekte bizi çok daha güzel günlerin beklediğini ümit ediyorum. Nasıl ki 20-25 yıl öncesinde kredi kartının bugün bu kadar çok kullanılacağını hayal edemiyorduysak gelecekte de kripto paraların hayatımızdaki yerinin bizim hayal edebileceklerimizin çok ötesinde olacağını düşünüyorum.
Odun: Bu ara herkesin odak noktası bitcoin. Tabii insanlar arkasında yatan teknolojiyle ya da onun dijital bir para olup olmamasıyla ilgilenmiyor. Şimdilik ona yatırım yapanların çoğu çok kısa bir zamanda zengin olma hayaliyle hareket ediyor. Konunun uzmanlarının tavsiyelerine kulak asmalarını öneririm. Bitcoin ve kripto paralarla ilgili birçok teori var. Yaşayıp göreceğiz. İlla bir komplo teorisi lazımsa benim en çok hoşuma gideni; "Küresel bir ekonomik kriz çıkar ve yatırımcılar en güvenli liman olarak kripto paraları görür. Böylece bitcoin ve diğer kriptoparalar alır başını yürür." Bence bu teori güzel, inşallah olur :)
Öğrencilik hayatınız nasıl geçti? Siz öğrenciyken fenomen oldunuz. Bu durum okul hayatınızı ne yönde etkiledi?
Argo: Öğrencilik hayatım aslında güzel geçti, eğlenceliydi. Twitter'dan sonra pek gidemedim. Arkadaşlarım bolca "knka şunu da bir rtlesene" diye mesajlar attı. Büyük değişikliklerden biri de bu. :)
Odun: Valla çok keyifliydi. 10 yılım üniversitede geçti 3 ayrı bölüm okudum. Sosyal medyanın okul hayatıma olumlu etkileri de oldu olumsuz etkileri de.
Son olarak üniversitede okuyan ve sosyal medyayı aktif olarak kullanan okuyucularımızı önerileriniz olur mu?
Argo: Genç arkadaşlara sosyal medyada her gördüklerine inanmamalarını tavsiye ediyorum. Tarihin hiçbir döneminde bilginin bu kadar bol ve bu kadar kirli olduğu başka bir dönem olmamıştır herhalde. Dikkat etsinler, bu mecrada her gördüklerine, duyduklarına inanmasınlar.
Odun: Sosyal medyayla ilgili bir önerim yok, sevsinler bu hayatı, sevilsinler, mutlu olsunlar...
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı