Kişisel verilerin ihlali ve siber güvenlik saldırıları

2dk okuma

86. sayımızın 101 sayfasında internetin kişisel verilerin güvenliği üzerinde oluşturduğu tehdide, son dönemde patlak veren Facebook skandalı üzerinden giriş yapıyoruz.

Haberin Devamı

Son günlerde tüm dünyanın konuştuğu bir konu var ki hepimizi oldukça yakından ilgilendiriyor. Sosyal medyanın gündelik hayatımızdaki yeri ve politik konumuyla doğrudan ilgili bir skandaldan bahsediyoruz. Evet; Trump, Cambridge Analytica ve Facebook başrolde...

 

Sosyal medyanın politik sahneye çıkması ilk kez 2012’de gerçekleşmişti. Özellikle sosyal medyadan sağlanan veriler sayesinde Barack Obama’nın yeniden seçilmesinde en büyük paylardan biri de Facebook kampanyalarıydı. Politik kampanyalara yönelik araçları hali hazırda sunan Facebook, bu süreçte oluşturulan kampanya ile seçmenlerin kapsamlı bir profilini çıkarmıştı. Bu profil bilgileri ise reklam hedeflemede kusursuz bir veri tabanı analizi yapma fırsatı sunmuştu.

 

SÖZDE GİZLİLİK SÖZLEŞMELERİ

Doğduğunuz yer, yaşadığınız yer, mesleğiniz, iletişim bilgileriniz, mesajlarınız, fotoğraflarınız, videolarınız ve daha birçok şeyin çoğu zaman okumadan imzaladığımız “gizlilik sözleşmeleri”yle birlikte iktidar güçlerin kullanımına sunulması oldukça rahatsız edici, değil mi? Aslında bu yıllardır üzerinde durulsa ve zaman zaman tartışılsa da yeterince önem vermediğimiz bir konu olduğu için son olarak Cambridge Analytica, Trump ve Facebook üçgeninde yaşanan skandalla birlikte dünya çapında bir öfke krizinden bahsedebiliriz. Özetle, Trump tarafından kiralanan bir seçmen profili oluşturma firması olan Cambridge Analytica, milyonlarca Facebook kullanıcısının kişisel verilerini izinsiz olarak kullandı. Satılmaması ve satın alınmaması üzerine yüzlerce etik tartışması yapılabilecek bu veriler bizi önemli bir sorunun kaynağına götürüyor aslında: Siber tehlikelere karşı güvenlik önlemi almak mümkün mü?

Haberin Devamı

 

Fareyi ekranda nereye götürdüğünüze varana kadar tüm verilerin incelenip bunların sizin onayınız olmadan davranış analizlerinize dönüşebildiği geniş çaplı bir mecrada ‘siber güvenliğiniz’ üzerine iddialı cümleler kuracak değiliz elbette. Facebook’ta beğendiğiniz bir filmin politik görüşünüzü açık etmesinden ziyade, algoritmalar doğrultusunda hangi bireylerin hangi sosyal gruplar üzerinde etkili olduğunu görmek üzere hazırlanan veri raporları yaştan, cinsiyete; yaşadığınız bölgeden ilgi alanlarınıza kadar birçok demogojik bilgiyi açık ediyor. Başka bir deyişle; bazen arkadaşlarınız arasında konuştuğunuz bir kelimenin bile birden bire ana sayfanızda reklam olarak karşınıza çıkması da Facebook kampanyalarının ne kadar etkili olabileceğine dair size fikir verebilir.

 

PEKİ NE YAPMALI?

Haberin Devamı

Sosyal medyada bizlerden toplanan bu verilerin oldukça değerli olduğu ve birilerinin bunu alıp satarak kendi çıkarları doğrultusunda özel hayatımızı ihlal ettiği konusunda hemfikirsek daha temkinli hareket etmek ve bu konuda sessiz kalmamak adına da bir arada hareket etmemiz gerekiyor. Tıpkı altın ve petrol kadar değerli olabilen kişisel verilerimizin kontrolü, yaşanan skandallar doğrultusunda bu hırsızlığı izlemekle yetinip olaylar doğrultusunda özür dileyenlerin elinde değil, bizim elimizde olmalı.

 

GETCONTACT ÇIKTI BİR DE!

Haberin Devamı

Şahsen, ABD’de tüketici haklarını korumakla görevli Federal Ticaret Komisyonu’nun başlattığı soruşturma doğrultusunda zan altında kalan ve daha şimdiden 70 milyar dolar zarar eden sosyal medya devinin alabileceği hiçbir ceza bir tüketici olarak benim kişisel hakkımın ihlal edildiği gerçeğini değiştirmeyecek. Daha bu skandalın şaşkınlığını üzerimizden atamamışken bir de “Getcontact” adlı uygulamanın gündem olması kendi içinde trajikomik bir ironi yaratmıyor mu sizce de? İletişim bilgilerinizden görsel medya evreninize kadar birçok kişisel verinize ulaşma karşılığında bir anlık hevesinizi ve merak duygunuzu tatmin edecek bu tür uygulamaları indirirken ve kullanırken iki kere düşünün lütfen. Kendi siber güvenliğinizi sağlamanın tek yolu interneti bilinçli olarak kullanıyor olmanız ve bu tarz testlerin ve küçük oyunların hazzına yenik düşmemeniz olacak. Toplumsal hafızanızı bu tarz müdahalelere karşı koruyup, balık hafızalı olma hobimizden kurtulup hayatın her alanında daha “bilinçli bir tüketici” olursak daha az zarar görürüz. George Orwell’in başyapıtından bir cümleyi de bu vesileyle tekrar hatırlatalım ki artık bir bilimkurgu romanının içinde yaşamadığımızı bize daima hatırlatsın:

 

“Big brother is watching you!”

Haberin Devamı

 

Yazan: Özge Yağmur

Haberle ilgili daha fazlası: