Kandırmacasız, nasılsam öyleyim: Berkant Ali İncesaraç

2dk okuma

İnsan ne yapar ne yaşar bu hayatta? Müziği genç yaşından itibaren zanaat olarak icra eden, geçmişinde kaptanlık, albüm prodüktörlüğü, senaryo yazarlığı bulunan Berkant Ali, eylül ayında çıkacak ilk albümünün öncülü, “Bu Hayatta” teklisi ile 94. sayımızın Tanıyalım sayfasında.

Haberin Devamı

Öncelikle hoş geldiniz diyelim. ☺ Peki Berkant ne yapar bu hayatta? Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, hoş buldum. 87 yılında İstanbul'da doğdum. Üniversiteyi Londra'da denizcilik üzerine okudum. Kendi yazdığım şarkıları çalıp söylüyorum.

 

Yalın ve akılda kalıcı şarkılarınız var. Siz şarkılarınızı belli bir matematiği olsun diye mi yazıyorsunuz yoksa yaşanmışlığı, bir hikayesi var mı bu şarkıların?

Şarkıların ilk çıkış noktası, yaşanmışlıkların bendeki yansıması ya da yoluma düşen insani gözlemler oluyor. Sözler ortaya çıkar, melodilerle buluşur. Woody Allen film yapmakla ilgili en keyifli sürecin senaryoyu yazarkenki kısmı olduğunu söyler. Bense şarkının yazım kısmı, hangi enstrümanın şarkının hissiyatına girebildiği, yine ve yeniden iç içe geçen melodiler, şarkının miksi, her aşamasında ayrı bir keyif, özgürlük tadıyorum. Katmanlı müzikleri, şarkıları dinlemek ve içine girebilmek için ona özel vakit ayırmak gerekiyor. Herkesin bunun için böyle bir vakti olmayabilir, bu yüzden şarkının anlattığı duygular neyse her durumda direkt dinleyene geçebilsin isterim. Beni çocukluktan itibaren ben yapan şeyler, bir eşyayı bir yerden başka yere koyarken ya da müzik yaparken de ortaya çıkar. Şarkıları belli bir matematiğe göre yazıyor olsaydım o matematik de yalnız bana özgü olacağı için ne yaparsam yapayım yine benden bir şeylerden, yaşadıklarımdan besleniyor olacaktı. O yüzden kafa patlatmaksızın taslaksız, kandırmacasız, nasılsam öyle olmaya çalışıyorum.

 

Müziğe ilk başladığınızda neler yapıyordunuz? Sizin ilham kaynağınız kim oldu?

Haberin Devamı

Bütün bir yaz lunaparkta çarpışan otoların gişesinde çalışıp ilk gitarımı almıştım. Sonra kendimce öğrenmeye çalıştım. Hemen sonra bas gitara meraklanmıştım. Mahlas kullanarak tek başıma grup kurdum, kalabalık orkestralarda çaldım. Çocukluktan gelip bana dokunan bir yeri var müziğin. Müzik hep vardı. İlham kaynağım bir kişi değildi, herkes ve her şeydi. Askerlik kantininde sessizce oturan anne ve çocuk, kaybedenler, kazananlar, genç aşıklar, yuva kuranlar, arayanlar, evler ve ben kendim, yaşadıklarım, tanıştıklarım.

 

“Çocukluktan gelip bana dokunan bir yeri var müziğin. Müzik hep vardı. İlham kaynağım bir kişi değildi, herkes ve her şeydi.”

Haberin Devamı

Türkiye’de de müzik artık dijital çağın etkisi altında olduğundan albümden önce internet üzerinden insanlara sesini duyurmak daha popüler oldu. Siz albüm yapmaya nasıl karar verdiniz bu aşamada?

İnsanlara müziği ulaştırmanın ve ulaşabilmesinin bir yolu da internet kanalıysa sorun değil. Bir şekilde az sesli çok sesli tüm müzikler, şarkılar aynı dijital platformda, aynı listelerde. Ben de kendi bildiğim yoldan ilerliyorum. Albümler, albüm yapmak artık fiziksel satışların olmayacağı bir gelecekte de yapılmaya devam edilebilir.

 

Siz müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Hangi kategoriye dahil oluyor yaptığınız müziğin tarzı?

Haberin Devamı

Bildiğim müzik janrlarından yola çıkarsam, alternatif pop diyebilirim belki. Daha fazla insana ulaşırsa, insanların düşündükleriyle, müziğin evrilmesiyle bir kategorisi var mı, hangi kategori kendini kendini tanımlayacaktır.

 

Bundan sonraki planlarınız neler? Sizi daha yakından tanımak isteyen, gelip canlı dinlemek isteyen okuyucularımıza neler söyleyebilirsiniz?

Haberin Devamı

Erekli/Tunç stüdyolarında albüm kaydetmekteyiz. Eylül ayında bir aksilik olmazsa yayımlamayı planlıyoruz. Umarım müziğimizi, hikayeleri beğenirler, kendilerinden bir şey bulabilirler. Bana nasıl yardımcı oldularsa şarkılar onlara da aynı şekilde az çok yardımcı olabilir dilerim.

Röportaj: Tuğba Badal

Haberle ilgili daha fazlası: