Yeni nesil istihdam kaynağı olmak iddiasıyla yola çıkıyor BİİS. Bu iddia neyi ifade ediyor? BİİS nedir, ortaya çıkış öyküsü nedir, projenin arkasındaki yaratıcı zihinler kimlerdir?
Bireylerin standart yaşam koşullarını koruyabilmeleri ve hızla artan gider kalemleri ile birlikte gıda, sağlık, eğitim gibi tüketim ihtiyaçlarına cevap verebilmeleri zorlaşıyor. Hatta birçok kişi maalesef bu standartların altında yaşamaya mecbur kalıyor. Gitgide yükselen bu gider kalemlerine yönelik kazanç enstrümanlarımızı arttırmak zorunluluğu oluşmaya başladı.
Yani çalıştığımız sürekli bir işimiz olsa dahi, serbest kaldığımız boş vakitlerimizde, sahip olduğumuz mevcut bilgi, birikim ve deneyimlerimizi yeni bir kazanç modeline çevirebiliriz. Ancak bu modelin, kolay ulaşılabilen, işlevsel ve kazancını en hızlı şekilde kullanıcısına ulaştırma kabiliyetine sahip bir yapıda olması gerekiyor. Bireylerin ya da kurumların yapılmasını istedikleri micro işlerini, inovatif bir düzende, gerçek kişilerle hızlı bir şekilde hayata geçirebilmelerini ve yapılmasını istedikleri işin beklemeden tamamlanmasını sağlıyoruz.
Sonuç olarak aslında tabiatımız gereği hepimizin bireyler olarak birbirimize ihtiyacı var. Size kilometrelerce uzaktaki bir işi dahi, zamandan mesafeden veya masraftan dolayı yapamadığınız anda, yapılacak işe en yakın olan kişilerden veya yapabilecek vasıfta olanlar arasından, küçük bütçelerle, istediğiniz kişi ya da kişilere vererek, işin tamamlanmasına imkan sağlayan yeni bir çalışma modeli. Yani artık siz iş aramaya gitmiyorsunuz, çevrenizdeki sizin yapabileceğiniz işler BİİS uygulaması aracılığı ile telefonunuza geliyor. İşte buna ‘Yeni Nesil İş Modeli’ diyoruz.
Bu çalışma modeli ile gelir elde etmek isteyenlerin, ev hanımlarının, öğrencilerin, engelli bireylerin, gazilerimizin ve bireysel sorumluluklara sahip herkesin rahatlıkla gelir elde edebilecekleri bir dijital platforma dayalı yeni bir sistem oluşturuyoruz. Ve herkese, “kazanmak için hiçbir engeliniz yok” diyoruz. Bireylerin birbirine yardım ederek, birbirine destek olarak, birbirinin işini çözerek, hem mutlu olmalarını, hem de ek bir gelir elde etmelerini sağlamak düşüncesi ile ortaya çıktı BİİS uygulaması.
Diğer taraftan kullandığımız akıllı telefonların birçok özelliği ile hayatlarımızı kolaylaştırdığı kadar, teknolojik bağımlılığa yol açması ve yaşamlarımızı tahakküm altına aldığı da yadsınamaz bir gerçek maalesef. Bu bağlamda, akıllı telefon teknolojisinin, amacına yönelik bir araç olabilmesine katkı sağlayabilme düşüncesi de aklımızda ilk günden beri vardı.
BİİS uygulamasını ilk olarak şirket CEO’muz Özhan GÜLER ile birlikte planlayarak projelendirdik geliştirdik. Yaklaşık bir senedir devam eden bu süreçte, üst düzey yönetim kadrosuna katılan birbirinden değerli arkadaşlarımız ve onların yetenekleri ile birlikte uygulamayı geliştirerek hayata geçirdik.
“Sokağa çıktığınızda bezgin, bıkkın, telaşlı insanları görüyoruz. Demek ki birçok insan mutsuz. Çünkü hayat şartları onlara severek yapacakları iş tercihleri sunmuyor.”
Gençlerin birçoğu işe başlar başlamaz emekli olmayı hayal ediyor. Belli ki gençler, yaptıkları işlerde mutlu değiller. Bunun temel nedeni sizce nedir ve sizin bir çözüm öneriniz var mı?
İnsanların yaptıkları işlerden mutlu olamamalarını, bir kuşak sorunu olarak değil, bir dönem sorunu olarak görüyorum. Şimdiki Y kuşağının, bizim kuşağımıza göre daha fazla iş değiştirmesinin başlıca iki sebebi var. Birincisi bizlerden çok daha fazla özgür bir ruha sahip olmaları, değişen dünyayı çok yakından takip etmeleri ve kurallarını kendilerinin belirleme isteği. İkincisi ise 35 yaş üstüne oranla; aile, çocuk gibi bağlayıcı sorumluluklarının daha az olması sebebi ile hızlı karar verebilmeleri. Aslında bu konu kanaatimce yalnızca bu dönemin değil, her dönemin bir gerçeğiydi. Bundan iki yüzyıl önce dahi, o dönemin X kuşağı, yine aynı dönemin Y kuşağı için benzer yaklaşımlar ve eleştirilerde bulunuyordu. Oldukça ironik değil mi? Yani insanoğlu bir devinim olarak şunu yaşadı ve yaşıyor: Gençken büyüklerimiz tarafından eleştiriliyoruz, büyüyünce ise gençleri eleştiriyoruz. Çünkü zaman içerisinde beklentilerimiz, olgularımız hatta değerlerimiz değişiyor. Tecrübelerimiz bizimle beraber büyüyor. Bu devinim insanoğlunun yaradılışından beri böyle devam ediyor.
Hiçbir insan severek yaptığı bir işte mutsuz olmaz. Aksine daha çok üretir ve geliştirir. Bu süreç ona başarıyı getirir. Ve haklı bir özgüven edinmesini sağlar. Oysaki sokağa çıktığınızda bezgin, bıkkın, telaşlı insanları görüyoruz. Demek ki birçok insan mutsuz. Çünkü hayat şartları onlara severek yapacakları iş tercihleri sunmuyor. Zorunda kaldıkları için çalışıyorlar. Bunun temel nedeni ise çok basit; tüketim ihtiyaçlarının çeşitliliği ve yüksek maliyetlerine karşılık, gelir kalemlerinin sınırlı ve düşük rakamlarda olması. Hayat standartlarımızı koruyabilmek, konfor alanımızı stabil hale getirebilmek için düzenli giderlere karşın, düzenli gelir elde etmek zorundayız. Giderlerimiz artıyorsa, gelirimizin de artması gerekiyor. İşte bunun için farklı çalışma modelleri ortaya çıkıyor. Biz uygulama üzerinden kullanıcılarımıza bildirimler değil, sürekli yenilenen farklı İş Teklifleri gönderiyoruz. Giden onlarca teklifin arasından kendisine uygun olanı yaparak, kazancını ertesi gün hesabından nakit olarak çekebiliyor. Mesela evinde otururken, kendisine gönderdiğimiz iş teklifi ile, sokağın karşısında bulunan Banka ATM sini temizleyerek anında para kazanabiliyor. Dolayısı ile tercihi kendilerine bıraktığımız için her kullanıcımız başvurdukları işleri severek yapıyorlar. Bu da beraberinde memnuniyeti getiriyor.
Engelli ve gaziler gibi toplumun birtakım dezavantajlı kesimlerine ayrıcalıklı imkanlar sunduğunuzu da biliyoruz. Biraz bundan bahsetmenizi ve öteki olarak görülen daha birçok kesimin iş hayatında karşılaştıkları zorluklar adına bir gözleminiz var mıdır, varsa nedir ve siz ne tür çözümler öneriyorsunuz, dinlemek isteriz.
Türkiye de yaklaşık 9 milyon engeli olan vatandaşımız var. Etkilediği kişi sayısı ile birlikte bu rakam neredeyse nüfusun %25’ine denk geliyor. Bu rakamı göz ardı edebilmek mümkün değil. Biz bu sistemle engellilerimizin, down sendromlu arkadaşlarımızın, gazilerimizin ve emeği ile para kazanmak isteyen herkesin, haklı gelir elde edebileceğini savunuyor ve tüm çalışmalarımızda binlerce kişiye istihdam sağlamayı amaçlıyoruz. Çünkü en doğru yatırım; İnsana olan yatırımdır. İşte bu yüzden işimizi çok seviyoruz.
Sevdiğiniz bir şeyi bile iş olarak yapmaya başladığınızda bir süre sonra mutlu olmamaya, o işten zevk almamaya başlıyorsunuz. Bu sizce bir çelişki değil mi?
Sürekli aynı şeyi yaparsanız, doğal olarak bir süre sonra sıkılırsınız. Bu bir çelişki değil. Doğal bir süreç. Kaç gün aynı yemeği yiyebilirsiniz ki? Sofra aynıdır ama sofradakiler değişir, değil mi? Eğer yaptığınız iş bir sofra ise, siz de kendinizi ve işinizi geliştirerek, araştırarak sofradakileri değiştirebilir, istediğiniz menüyü oluşturabilirsiniz. Böylelikle sizin tercihleriniz hayat bulmaya ve akışa devam eder. Tabii bazen de dışarıda yemek isteyebilir veya dışarıdan yemek söyleyebilirsiniz. Bunun için BİİS uygulamasını telefonunuza indirmeniz yeterli. JJ
Ülkemizdeki genç işsizlik oranlarının tarihin en yüksek seviyelerinde seyrettiğinden bahsediliyor. Sizin gözleminiz nedir? Gençlere istihdam yaratma iddiasıyla yola çıkmış olmanızdan hareketle sormak isteriz ve kökten çözüm için bir öneriniz var mı ya da BİİS olarak böylesi bir çözüme herhangi bir katkı yapabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Genç nüfus oranı yüksek bir ülkeye sahibiz. Sadece ülkemizde değil, dünyanın genelinde iktisadi daralmalar, ekonomik dalgalanmalar ve üretimde yavaşlama var. Sabit istihdam alanlarında ise arz-talep dengesi yeterli değil. Bu konunun çözümünü sadece özel sektörde aramak beyhude bir çabadan ve istekten öteye gitmez. Bu konu yurt içi ve yurt dışı merkezli mali ve ekonomik politikalarla, bir takvime bağlı olarak çözülebilir.
Daha çok çalışan insan, daha çok üreten insan demektir. Ürün üreten, iş üreten, fikir üreten. Her yıl genç beyinlerin ortaya çıkardığı ve büyük umutlarla iş hayatına başlayan Start-Up projelerin büyük bir bölümü, maalesef bir süre sonra finans yetersizliğinden kaybolup gidiyor ve arkasında ticari özgüvenini kaybetmiş girişimciler bırakıyor. Bunun en büyük sebebi ise, resmi prosedürlerin, fikirlerin ve ticari akışın hızına yetişemiyor olması, bir de bazı karar verici kimselerin, liyakat baz alınarak seçilmediğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Sonuç olarak başta bürokrasi gerekli zemini hazırlamalı, sonrasında ise özel sektör güven içerisinde yayılım gösterebilmelidir. Bu konuda ortaya attığımız yeni iş modelimiz ile ilk etapta Türkiye’nin her yerinden 600 bin kullanıcımıza ek gelir elde edebilecekleri iş teklifleri sunmayı amaçlıyoruz.
Kariyer yapmak isteyen gençler birçok şeyden fedakârlık yapmak zorunda kalıyor. Öncelikle üniversite yıllarında sıkı çalışmak, sertifika, kurs peşinde koşmaktan üniversite hayatını ıskalıyorlar. Kariyer yapmak ama hayatı es geçmemek için onlara tavsiyeniz nedir?
Hayat hepimiz için 24 saat. Bizi birbirimizden farklı kılan ise, bu 24 saati nasıl değerlendirdiğimiz. Günlerimizi nasıl geçirdiğimiz. Doğru planlama yaptıktan sonra, aslında yaşamın içine her şeyi sığdırabiliyoruz. Benim sihirli bir dörtgen tezim var. Bu dört şeyi hayatınızda yapabiliyorsanız, her şeyi planlayabilir, hayatı es geçmeden başarılı olabilirsiniz.
GÜNE ERKEN BAŞLA – SPOR YAP – HOBİ OLUŞTUR – KİTAP OKU