Girişimcilik kararını nasıl aldınız bu kararı ve girişimciliğin artıları, eksileri hakkında ne söylemek istersiniz?
Tabii ki hiçbir durum dışarıdan göründüğü gibi olmuyor. Kendi işinde çalışmak, maaşlı çalışmaktan daha zor bile diyebilirim. Örneğin, en basitinden plaza hayatı, plazadan çıktıktan sonra çok keyifli arkadaş toplantıları doğurabiliyor ama kendi işin olunca bazen gecenin gündüze karıştığını görüyorsun, başka bir ifadeyle vizelere hazırlanmak gibi. İyi çalışırsan dersten geçiyorsun ama çalışmazsan dersten kaldığın gibi alttan da ders alamıyorsun. Şanslıysan sil baştan yapabiliyorsun, şansın yoksa silinip gidiyorsun. Diğer yandan pazarı devamlı takip etmek zorundasın ve imkanlarının en fazlasını zorlamak durumundasın. Bu da gözünün kulağının her zamankinden açık olmasına neden oluyor. Ama tabii tüm sıkıntılarına rağmen keyif aldığın şeyi üretmenin, hayalleri gerçekleştirebilmenin hazzı bambaşka. Keyif almadığın bir hayat yaşıyorsan zaten üretemiyorsun. O yüzden ne istediğini ve ne yaptığını bilmen çok önemli.
Hayvan dostlarımız üzerine bir girişimcilik fikri nereden geldi aklınıza?
“Ben girişimciyim” ya da “girişimci olacağım” diye çıkmadım yola. Doğru zamanda, doğru yerde olmanın avantajını yaşadığımı söyleyebilirim. Her şey aslında kurumsal hayattan yorulup, tası tarağı toplayıp İzmir’e taşınmamla başladı. Önce barınağa terkedilmiş Kömür’le tanıştım. Onun daha iyi bir hayat yaşaması için elimden geleni yapmak istedim. Bu süreçte seramik hayatıma girdi. Çamura ellerimi bir kez bulaştırdıktan sonra kendimi bulmaya başladığımı söyleyebilirim. Ve bu heyecanla Kömür’e özel bir su kabı yapmaya karar verdim. Çünkü piyasadaki ürünlerin plastik ya da ne olduğu belirli olmayan malzemelerden yapılması beni rahatsız ediyordu. Tamamen doğal malzeme ve doğal boyalarla hazırlanmış bir seramik su kabı onun sağlığı açısından içime sindi. Üstelik onun adını ve resmini de üzerine dekorlayabildim. Tamamen ona özel bir çalışma oldu. Bu fikir ilk olarak çevremdeki hayvanseverler tarafından talep gördü. Ardından pazarla ilgili bir çalışma yaptım ve Türkiye’de böyle bir çalışma yapan kimse olmadığını gördüm. Hatta dünyada da yapan insan sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Çok meşakkatli bir iş. Evcil hayvanın ve sahibini karakterine uygun doğru çalışmayı ortaya koymak için zamanını ve tüm emeğini ortaya koyuyorsun. Hâl böyle olunca bunun bir de sosyal sorumluluk tarafı olmasını istedim. Yani bizden alışveriş yapacak olan evcil hayvanlar ve sahipleri, barınakta yardıma ihtiyacı olan can dostlarımıza destek olabilsin istedim. Şimdi Petpots’tan alışveriş yapanlar, barınaktaki hayvanlara da mama ve tedavi yardımı gönderiyor.
PetPots’da ürünlerinizi farklı kılan ve sizi pazarda ayrıştıran şey nedir?
Bir kere işin içine girip, farklı bir gözle bakmaya başlayınca kendimi durdurmadığımı gördüm. Önce mama ve su kaplarıyla başladık. Ardından farklı tasarımlar ekledik. Evcil hayvanlara mama kabının yanı sıra sahiplerine muglar yapmaya başladık. Vazolar tasarladık. Mamalar dökülmesin diye Amerikan servisler yaptık. Ödül mamalarını saklamak için kavanozlar ürettik. Seramik dışında evcil hayvanlarımızın konforu ve sahiplerinin rahat kullanımı için ahşaba da el attık. Tekstile bulaşınca özel ürettim tasmalar tasarladık. Ve dahasını da geliştirmek için çalışıyoruz. Dünya değişiyor, sadece insanlar için değil, hayvanlar için de aynı şekilde... İhtiyaçları değişiyor. Bunu tespit edip doğru çözümleri sunmak çok önemli. Tasarım pazarları ve pet etkinliklerinde yer almak da bu yüzden bizim için çok önemli mesela. Doğrudan insanların beklentilerini öğrenip, ona göre aksiyon alabiliyoruz ve dünyada olup biteni takip etmeyi çok önemsiyoruz. Bu noktada Petpots’u, pet malzemeleri pazarı açısından farklı kılan en önemli nokta samimiyeti oldu diye düşünüyorum. Çünkü ülkemizde hayvanlara değer veren çok sayıda insan var ve bazıları onlara nasıl ulaşacağını bilemiyor. Böylelikle hayvanseverler hem evdeki patili arkadaşları için özel bir çalışmaya sahip oluyor hem de sahipsiz zor durumdaki can dostlarına destek olabiliyor. Bu da herkesin mutlu olmasını sağlıyor.
Sizin Petpots deneyiminizden edindiğiniz deneyim de düşünülürse girişimcilikte hevesli gençlere önerileriniz neler olur?
Teknolojinin gelişmesi, her şeyin kolay ulaşılabilir olması, insanların çoğunda kolaya kaçma sevdası oluşturuyor. Girişimcilik fikri olan gençlere en büyük önerim “neyi neden yaptıklarını çok iyi bilsinler.” Kendi alanlarında daha farklı neler yapabileceklerini düşünürlerse, değişikliklere açık olurlarsa, aradıkları ışığı bulabilirler. İhtiyaçları tespit etmek ne kadar önemliyse, bu ihtiyaca yönelik hizmeti bulmakta o kadar samimi ve doğal olmalı. Teknolojinin nimetleri ve insani doğallığı bir araya getirirlerse çok keyifli işler çıkarabilirler. Yeter ki kendilerine güvensinler. Benim en büyük deneyimim sanırım bu çıktığım yolda beni olumsuz eleştirileriyle baltalayanlar oldu. Kimileri gerçekten yaptıklarımı geliştirmeme neden olurken, kimileri de gerçekten çok gereksizdi. Neye kulak tıkamaları gerektiğini bilsinler.
Başladığınız nokta ile geldiğiniz nokta arasında bir durum değerlendirmesi yaparsanız durum nedir ve nereye gitmesini umuyorsunuz? Gelecek planları neler?
Özellikle teknolojinin hızla gelişmesi, tedarikçi anlamında yaratıcı ve üreticiler için inanılmaz olanaklar sağlıyor. Bunu değerlendirmek de bana ayrı bir keyif veriyor. Her gün daha iyi ne yapabilirim, kendimi nasıl ilerletebilirim, Petpots daha iyi neler yapabilir diye düşündükçe aklıma hep yeni projeler geliyor. Birlikte iş yaptığımız proje destekçilerimizle yeni yeni fikirler oluşturuyoruz. Her ürünümüz özel olduğu için gelen taleplere çok dikkat etmek ürün çeşitliliğimizi zenginleştiriyor, ki bu da çok keyif aldığım bir konu. İlk başlarda sadece ve kedi köpek için yola çıkmıştık. Sonra tavşanı, hamsterı için özel çalışma isteyenler oldu. Şimdi bebeğine ya da markasına özel tasarım isteyenler var. Tasarımlar gelişiyor, yeni iş birlikleri ortaya çıkıyor. Hatta fikrimizi çalanlar, taklitlerimiz bile çıktı. ☺ Bunları görmek de çok hoşumuza gidiyor. Demek ki doğru yoldayız diyorum.