"Girişimcilik bir ekip işi"

2dk okuma

Keyif Bebesi’nin kurucusu, girişimci, Halkla ilişkiler Uzmanı, anne Burcu Bayraktar Beştaş ile iş ve hayat yolculuğunu, büyüttüğü bebeği ve bebeği gibi baktığı markası Keyif Bebesi’ni konuştuk.

Haberin Devamı

Öncelikle girişimcilik için neden bu pazarı seçtiniz, bu yolculuğun hikayesi nedir?

Aslında Keyif Bebesi, yolunu kendi çizdi. Ben sadece içimden gelen ve heyecanlandığım bir yönün peşinden gittim… Hepimiz biliyoruz girişim hikayeleri, hep bir ihtiyaç veya hayal ile başlıyor. Yaklaşık on beş senedir halkla ilişkiler sektöründeyim. Yıllarca ajanslarda çalıştım, son altı yıldır ise kendi ajansımla iş hayatıma devam ettim. Gel gör ki hayatımıza Eliz’in girmesiyle, hatta daha girmeye karar vermesiyle benim de hayatımda her anlamda yeni bir dönem başladı. Zaten artık iş hayatımda bir yenilik arıyordum ama çıkış noktası henüz oturmamıştı kafamda… Hamile olduğumu öğrendiğim dönemde Keyif Bebesi, ilk olarak bir blog olarak hayata geçti. Benim hamilelik döneminde yaşadıklarım, araştırmalarım, alışverişlerim hakkında yazdığım yazılarla oldukça aktif bir blog tutmaya başladım. Mini Mağaza konsepti www.keyifbebesi.com.tr ise Keyif Bebesi’nin ikinci adımı oldu. Burada da benim farklı, işlevsel ve ilginç ürünler sevdalısı olmam en büyük etkendi! Eliz’in doğumundan sonra birçok ürününü genelde Amerika’dan getirtmemin olayı ateşlemesi ile harekete geçtik. O zaman Skip Hop, Boon, Halo, Badger, aden + anais, Twistshake, Baby Banana, Cuski gibi dünyanın en sevilen markaları daha Türkiye’ye gelmemişti. Ben de Eliz ve kendi ihtiyacım olacak bu markalar dahil tüm bu tarz tüm iyi ve ilginç ürünleri yurtdışından getirdim. Mini Mağaza için ilk planda ben yine oradan ürün getirerek benim gibi böyle ürünlere meraklı anneler için çözüm sunmayı hedefledim. Ancak biraz araştırınca bu çok sevdiğim markaların çoğunun Eliz’in doğumunu takiben Türkiye’ye yeni giriş yaptığını fark ettim. Dolayısıyla “Bu ürünlerin toplandığı bir platformun anneler için şahane bir kolaylık olacağı” fikriyle marka anlaşmalarını yapmaya başladım.

 

Okuduğunuz bölümün dışında bir sektörde olmak sizi zorladı mı? Neler yaşadınız?

Haberin Devamı

Ben endüstri mühendisiyim. Aslında çok joker bir mühendisliktir. Benim okuldan birçok arkadaşım da fabrikadan bankaya, birçok alanda, çok farklı görevlerde çalışıyorlar. Ben de fabrikada kalite kontrol ve üretim bölümlerinde mühendislik de yaptım. Çok da keyif aldım ama girişimcilik işte… İnsan yerinde duramıyor. Dinamik bir iş yapmak benim ruhumda var. Pr. sektörüne de aslında biraz tesadüflerle girdim ama o işi gerçekten çok sevdim. Özellikle organizasyon tarafını… Mühendislik ve sayısal benim iş hayatımda her an işe yaradı. Pr. yaparken bile sistemliydim ben ☺ Sistem kurmayı, planlamayı ve sonuçlandırmayı severim çünkü. O yüzden neden endüstri mühendisi oldum demiyorum hiç. Hatta iyi ki olmuşum diyorum ☺ Bu arada hangi bölümden mezun olursan ol işi işte öğreniyorsun. Hayat okul kadar teorik değil.

 

Haberin Devamı

 

Anne olmak bir noktada hayatınız adına da dönüm noktası olmuş pek çok açıdan. Üretkenliğinizi tetiklerken en çok ne keyif veriyor size? Şu ana kadar zorlayan neler oldu?

Haberin Devamı

Yeni bir iş kurmak hiç kolay değil. Ama onun adım adım büyüdüğünü görmenin keyfi paha biçilemez… Ben yeni marka bulup onu kendi yöntemlerimle takdim etmek ve herkese ulaştırmaktan çok zevk alıyorum. Çok sevdiğim bir markayı Keyif Bebesi’ne eklediğimizde, mailime yeni bir sipariş düştüğünde yüzümdeki tebessümden ne kadar keyif aldığımı anlarsınız. Her ay yüzde elliye yakın büyüyoruz ve ben paketlenen her siparişte aynı kalp çarpıntısını duyuyorum. Hele bir de “Burcu Hanım, ürünler bahsettiğiniz kadar şahaneymiş. Çok teşekkürler” diye bir mail geldi mi, benden mutlusu yok. Beni zorlayan şeyler de var tabii. Herkes internet işini çok kolay zanneder. Ama o kadar detaylı ve o kadar çok kalemli bir iş ki, yetişmek imkânsız. Bir de ben biraz heyecanlı biriyim ben. Hayal kurdum mu hemen olsun isterim. İşte bu dönem tam da bu noktada adımları doğru atmak için disipline ediyorum kendimi… Ama beni düzenleyen ve heyecanımı bir sisteme oturmayı ve kurumsallaşmayı sağlayan kocam olmasa bu kadar hızlı büyüyemezdik onu da itiraf etmem gerek. Çünkü bu iş bir ekip işi ve biz şu an tam doğru bir ekip olarak bu yolda yürüyoruz…

 

 

Girişimcilik gençler, üniversiteliler için bu dönemde çok çekici. Herkes “O” fikri bulup yırtmayı hayal ediyor. Tabii hiçbir şey toz pembe değil. Bu yönde hevesli gençlere tavsiyeleriniz neler olur?

Haberin Devamı

Önce şunu söyleyeyim. “O” fikri bulup yırtmak o kadar da kolay değil. Ben çok büyük internet markalarının PR işlerini yaptım yıllarca. Nasıl bir emek, nasıl zorluklar var görme şansım oldu. Ama bu kadar tecrübeye rağmen yine de Keyif Bebesi Mini Mağaza’yı açarken toz pembe bakmışım birçok şeye, onu anladım. Bir kere eğer konu girişimse çok ama çok çalışacağınızı bilin. Bana şu an 24 saat yetmiyor. Genelde gece 3 gibi yatıyorum. Fikrimi açıkladığım ilk dönemlerde, birçok kişi bana “Ne gerek var, işin gücün çok iyi” dedi. Ben tamamen tek başına başladım bu işe. Ama dediğim gibi işin içine kocamın dahil olmasıyla benim için de Keyif Bebesi için de mutlu günler başladı. Özellikle sizi tamamlayan bir ekip olmalısınız bu işte. Kendi işini yapmak isteyen girişimci arkadaşlara tek önerim aceleci olmasınlar, çok araştırsınlar ve inandıkları işe çok emek versinler. İşte o zaman hayallerine kavuşmaları çok mümkün☺

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

Haberle ilgili daha fazlası: