Biraz anlatır mısın girişimcilik serüvenini?
Evet, aslında Hacettepe Üni. Sosyal Hizmet Bölümü’nden mezunum. Mesleğimin bir çok alanında çalıştım. Huzurevinde sorumlu müdür olmaktan tutun da kadın sığınma evinde sosyal çalışmacı olarak birçok özel sektör ve kamu kurumunda görev aldım. Mesleği ilk bırakışım, keçe için olmadı tabii. Birkaç sene de e-ticaret ve sosyal medya içerik yöneticiliği yaptım; dijital pazarlama, reklam ajansları derken kendimi başka bir alanda buldum. Çok da keyifle çalıştım. En son çalıştığım ajansı da yaptığım işi de çok sevmeme rağmen Keçe İnadı bir blogun çok daha ötesine geçti, tüm zamanımı almaya başladı ve ajanstan ayrılıp kendi işimi kurdum. Aslında Anadolu Üni. Halkla İlişkiler ön lisans diplomam da var. Çokça daldan dala atlamış görünüyorum ama tüm bu okulların, çalıştığım onlarca firmanın, farklı alanların bana çok çok katkısı oldu. Her birinden çok fazla şey öğrendim. Hepsi beni bu ana getirdi, o yüzden her adım önemliydi bence. Hayatımda ilk defa bir işte bir buçuk seneyi geçebildim, o da Keçe İnadı :) İnat önemliymiş! Dedim bu iş tam bana göre demek ki, yola devam. Aradan iki sene daha geçti ve geçtiğimiz sene başında 23 Nisan’da Ankara’da kendi atölye/dükkanımı açtım.
Sitenden okuyunca her şey güllük gülistanlık, işi bırakır bırakmaz üç aylık sipariş cepte, gibi görünüyor. Öyle miydi gerçekten? Hiç mi zorlanmadın?
Üzerinden dört seneye yakın bir zaman geçti. Güllük gülistanlık olur mu hiç, yazması öyle sadece :) Siparişler geldi, üç aylık siparişlerim dolmuştu, doğru ama ben kişiye özel figür çalışıyorum, öyle sevimli kedi köpek figürleri olsa neyse, kişilerin benzemesi lazım, güzel olmalı, detaylı olmalı. Yeni başlamışım ve üzerimde aldığım tüm siparişlerin, mevcut işimden Keçe İnadı için ayrılmış olmanın büyük bir sorumluluğu var. Gece gündüz daha iyisi için çalıştığımı, defalarca denemeler yaptığımı, siparişleri kim bilir kaç kez baştan başlayıp yaptığımı saymadım. Her hikayenin arkasında olduğu gibi benimkinde de görünmeyen koskocaman bir çaba ve emek var tabii ki.
En çok kimler sipariş veriyor? Kimdir Keçe İnadı müşterileri?
Sevdiği kişiye özel bir hediye arayan herkes. Sevgiliye, anneye, babaya, eşe... Herkese hitap ediyor. Hatta aileler birinci yaş anısı olarak yün figürlerini yaptırıyor bebeklerinin. Düşünsenize seneler sonra 3D haliniz masanızda size bakıyor. Fotoğraftan çok daha farklı, canlı gibi :) Genelde hep aynı şeyleri duyuyorum, özel bir hediye ararken sizi buldum ve bundan daha iyisi olamaz dedim, diyorlar. Öyle sahiden, özel bir hediye. Hele ki el emeğine değer veren birine hediye edilecekse, inanılmaz keyifli.
Yün ve keçe ile çalışıyorsun yoğunlukla. Başka malzemeler kullanıyor musun ve neden bu malzemeleri seçtin, avantajları ve dezavantajları neler?
Ben tamamen keçe iğneleme tekniği ile çalışıyorum. Dolayısıyla sadece yün ve iğne asıl malzemelerim. Bilerek ve isteyerek de yünle yapabileceğim bir şeyi başka bir malzemeden yapmıyorum. Kıyafetleri örneğin kumaşla yapmak ve giydirmek daha kolay olurdu belki ama tamamını yünle yapmak, yünle iğneleyerek desenlendirmek daha özel ve orijinal bana göre.
Logo kızı Yünperi’nin maceralarını Instagram’da paylaşıyorsun. Aslında çok eğlenceli bir pazarlama fikri. O fikir nasıl doğdu ve nasıl geri dönüşler alıyorsun?
Evet, çok eğlenceli oldu ve aslında tamamen kendi kendine oluşan bir fikirdi. Planlanmış, stratejik bir şey değil. 2015 yazında Romanya’ya gidecektik ve oradan yapacağım paylaşımları Nilay olarak değil de herkesin laf atabileceği, seveceği bir karaktermiş gibi yapmak istedim. Bu paylaşımlar için maskotumun yünden 3D figürünü yaptım ve sonra herkesle paylaştım. Her şeye isim koymayı seven biri olarak dedim, “Bu arkadaşın da bir ismi olmalı.” Kendi başıma hayatta karar verip seçemem. O gün Instagram ve Facebook takipçilerimden isim önermelerini istedim ve sağ olsunlar, birçok yorum, öneri geldi ve beş isim öne çıktı. Oylamaya tabii tuttuk. En çok oy alan da Yünperi oldu. O gün bugündür Yünperi ara sıra sosyal medya sayfalarımda görünüyor, geziyor, anlatıyor… Ben nerede, o çanta içlerinde. Her yerde beraberiz :) Uzun zamandır görünmezse soruyorlar, Yünperi nerede diye. Bazen yolda onu görüp beni tanıyanlar da oluyor, keyifli ve eğlenceli oldu kısacası. Ben de onu öne atıp arka planda durmayı seviyorum.
Yaptığın ürünlerin bir hayli ilgi gördüğü aşikâr. Ne olacak şimdi? Markalaşıp seri üretime geçmek, Türkiye’de şubeler açma hatta dünya markası olmak… Hedefin ve gelecek planın nedir kısacası?
Yoo, mümkün değil. Eğer el emeğini seri üretim bandına koyarsanız bir değeri kalmaz. El emeği ile üretmeye devam edeceğim tabii ki. Diğer yönden bakacak olursak da kullandığım bu teknik, keçe iğneleme, ülkemizde çok bilinmiyordu ben başladığımda. Malzemelerimin hepsini yurt dışından getiriyorum, o zamanlar o ülkeden seç, getirt, dene derken çokça zaman ve para harcadım. Şimdi malzemelerin en iyisini bu hobiye başlayacaklara Keçe İnadı markasıyla sunuyorum. Hobi kitleri, setler hazırlıyorum. Tüm deneyimlerimi eğitime çeviriyor, keçe iğneleme tekniğini, bu yeni hobiyi workshoplarla, atölye çalışmalarıyla öğretmeye devam ediyorum. Aklımda hem üretim hem de eğitim adına çok, çok fazla proje ve fikir var. Yavaş yavaş ilerlemeye devam ediyorum. Tüm bunları yaparken bir de sergi açabilirsem tam hayalimdeki gibi, yeter bana, daha ne olsun :)