Seasteading Enstitüsü, iki yıl içinde yepyeni bir ülke inşa etmeye başlayacağını açıkladı. İleride düşünce özgürlüğünü savunan binlerce insanın deniz yoluyla taşınan buna benzer ülkelerde yaşamak isteyeceğini düşünmekteler.
Seastanding Enstitüsü, 2019 yılında, deniz yoluyla taşınan bir platform üzerine dev bir şehir kurmayı planlıyor.
Bu konuda atılan adımlar sadece sözde değil ve oldukça ciddi. ABD’li şirket, PayPal’ın kurucularından Peter Thiel’in öncülüğünde, Fransız Polinezyası hükümeti ile bir antlaşma imzaladı. Buna göre 2019 yılında Fransız Polinezyası açıklarına yeni bir yüzen ülkenin temelleri atılmaya başlanacak. Seasteading Enstitüsü başkanı Joe Quirk, binlerce yüzen ülkenin kendi kurallarını belirleyeceğini ve beceriksiz patronlardan, boş politikacılardan ve bürokratlardan özgür olarak yaşamak isteyen insanlar tarafından doldurulacağını ve 2050 yılına kadar buna benzer yüzen deniz ülkelerinin çok daha fazla yaygınlaşacağını düşünüyor.
Jon Quirk, New York Times’a yaptığı açıklamada “Dünya genelinde hükümetlerinin yönetim şeklinden memnun olmayan ve topluma yüksek katkı sağlayabileceği halde potansiyelinin altında kalan yüzbinlerce insan var. Bu insanların kendi gibi düşünen insanlarla yaşama isteğinden daha doğal birşey olamaz.” diyor.
Seasteading Enstitüsündeki inşaat uzmanları, “denizde yüzen, kalıcı, yenilikçi ve doğayla bütünleşik yüzen şehirleri mükemmel bir biçimde dizayn edebilmek için tam beş yıl harcadılar. Bu konuda Fransız Polinezyasının seçilmesinin altında ise oldukça realist bir sebep yatıyor. Fransız Polinezyasını oluşturan 118 ada küresel ısınma sebebiyle yükselen deniz seviyesinin altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Fransız Polinezyasınla anlaşan Seasteading Enstitüsü şuan planın ekonomik, çevresel ve yasal etkileri ile ilgili daha ayrıntılı araştırmalar yapmaka.
Enstitünün yönetici direktörü Randolph Hencken;” Toplumsal seçim ile ilgileniyoruz ve daha önceden denenmeyen şeyleri deneyebileceğimiz ve özgür olabileceğimiz bir lokasyona sahip olacağız. Korunaklı sular arıyoruz, açık okyanusa açılmak istemiyoruz- teknolojik olarak bu durum şuanda mümkün görünse bile ekonomik olarak çok zorlayıcı olacağından ilk etaptaki şehirleri sığ sulara kuracağız.” şeklinde durumu özetliyor.
Yani ilk yüzen şehirler muhtemelen korunakları ve sığ sularda kurulacak. Hencken şöyle devam ediyor; “Eğer resif bir kopmanın arkasında durursak, bu suların üstünde yüzebilecek platformları sanılandan çok daha makul fiyatlara tasarlayabiliriz.”
Randolph bu güvenli projenin tüm insanlık için yeni bir umut ışığı olduğu gibi, ilk etapta Fransız Polinezyası gibi küresel ısınma sebebiyle sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya olan küçük bir ülkeye de fayda sağlayacağını ekliyor ve kısa vadede ülkenin turizmine yeni bir soluk getireceğini söylüyor.