Doğu Ekspresi yolculuğu ilk ne zaman, nasıl gündeminize girdi? Kaç kişiydiniz ve sizi bu yolculuğa çıkaran temel motivasyon neydi ve tabii kaygılarınız var mıydı yola çıkmadan önce?
Arkadaşlarla bir süredir uzun bir tren yolculuğu yapmak istiyorduk. Doğu Ekspresi’ni geçen yıl sosyal medyada, özellikle de Instagram’da gördük. 3-4 gün sürecek, hem dinlenebileceğimiz hem de gezebileceğimiz bir kış tatili yapmak istiyorduk. Doğu Ekspresi’yle tren yolculuğu yapmak da keyifli olur diye düşününce Kars’a gitmeye karar verdik. Dört kişiydik bu tatilde ve tren yolculuğu için hijyen dışında bir kaygımız yoktu.
O.U.: Doğu Ekspresi’nden ziyade Kars’ta olma fikri üniversiteden beri aklımda. Tam olarak GSF Fotoğraf Bölümü’nü okurken izlediğim Reha Erdem’in Kosmos filmi, benim orada olmamın birinci sebebi diyebilirim. Kars yolculuğumu çocukluk arkadaşımla beraber gerçekleştirdim. Herhangi bir kaygım da yoktu.
Bu yolculuğa bir kadın gurubuyla çıkmak hakkında neler söylersiniz? Ayrıca gitmeden önce planlarınız nelerdi, nereleri görmeyi, neler keşfetmeyi umarak gittiniz ve plansız olsa da sizi mutlu eden sürprizler yaşadınız mı?
Güvenlik açısından soruyorsunuz sanırız. Doğu Ekspresi’yle yolculuk yapma konusunda güvenlik açısından dört kadın olarak hiçbir sıkıntı yaşamadık. Hatta tek başına bir kadın bile çok rahat bir şekilde yolculuk yapabilir. Kars’ta Ani Harabeleri’ni, Çıldır Gölü’nü, içinde bir peynir müzesi de bulunan ve bir dönem Malakanların da yoğun olarak yaşadığı Boğatepe Köyü’nü, Kars Kalesi’ni ve Kars merkezdeki tarihi binaları görmek planlarımız arasındaydı. Kars Kaz Evi’ne sadece akşam yemeği için gitmiştik. Kafkas Dans Gösterisi bizim için güzel bir sürpriz oldu. Yine yemek yediğimiz başka bir mekânda ise aşık atışmasını izleme fırsatı bulduk. Bunlar planlamamamıza rağmen Kars kültürünü keşfetmemizi sağlayan ve çok keyif aldığımız aktiviteler oldu. Bir de otel olarak kullanılan Katerina Sarayı’nın önünde bazı akşamlar etkinlikler düzenleniyor. -10 derece soğuğa rağmen ateş başında müzik dinleyip dans etmek çok güzeldi.
Yukarıdaki soruya ek olarak sormak isteriz; Doğu Ekspresi maceranız fotoğraf kariyeriniz açısından nasıl bir etkinlikti?
O.U.: Fotoğraf kariyerim açısından planladığım bir gezi değildi. Sadece o an o mekânda olmak istedim. Anadolu’nun hemen hemen her yerini gördüm. Bu yüzden tamamen plansız, programsız gittim. Tabii ki Kars’ta görülecek yerler az çok belli. Şehir merkezindeki Rusların yaptığı Baltık mimari yapıları, Ani Harabeleri, Çıldır Gölü vs. Ancak benim için öncelik oradaki köyleri görmek, kahvehanede demli bir çay içmek, oradaki insanları dinlemek, sohbet etmekti.
“Tren yolculuğu boyunca kendimizi Nuri Bilge Ceylan filmlerinden bir kare içerisinde hissettik.”
Tren nerelerden geçiyor, siz en çok hangi durakları, şehirleri sevdiniz ve neden?
Biz Doğu Ekspresi’yle Kars’tan Ankara’ya dönüş yolculuğu gerçekleştirdik. Tren dönüşte Sarıkamış, Erzurum, Erzincan, Divriği, Sivas, Kırıkkale üzerinden Ankara’ya geliyor. Özellikle Kars Erzurum arası karlı manzaralar sunuyor yolculara. Bu yıl İstanbul’da hiç kar görmediğimiz için bu karlı manzaralardan çok keyif aldık. Erzurum ve Erzincan arasında kar biraz azaldı ama dağların arasından nehirler izlemeye başladık. Ve özellikle Sivas’a kadar devam eden güzergahta çok güzel vadiler vardı. Nehirler büründükleri muhteşem renkle müthiş manzaralar yarattı. Herkes fotoğraf makineleriyle güzel kareler yakalama telaşındaydı. ☺ Tren Erzurum, Erzincan ve Sivas’ta 5-10 dakika arası duruyor ve aşağı inip hava alabiliyorsunuz. Özellikle Erzincan durağı karlı dağlar arasında kalan bir düzlükteydi ve çok sevdik. Tren yolculuğu boyunca kendimizi Nuri Bilge Ceylan filmlerinden bir kare içerisinde hissettik.
O.U.: Tren Ankara Garı’ndan kalkıyor diye biliyorduk. İstanbul’dan Ankara’ya araçla gittik. Zaten tren garından otobüs kalkıyormuş. Otobüs bizi Irmaklı İstasyonu’na götürdü. Oradan sonra tren yolculuğu başladı. Ana hatları sayacak olursak Ankara – Kırıkkale – Kayseri – Sivas – Erzincan – Erzurum’dan geçiyor. Son durak ise Kars. Şehirleri sevmem için o şehrin insanı ile oturup sohbet etmek gerekiyor. Trenin durduğu 5 dakikalık süre ise bunun için yeterli değil. Ama manzaralar yol boyunca muhteşemdi.
Doğu Ekspresi’nde esas mesele varıştan ziyade yolda olmak fikridir denir. Bu anlamda trende hayat nasıldı? Neler yaptınız, nasıl vakit geçirdiniz, yeni birileriyle tanıştınız mı yolculukta?
Biz genelde manzara izlemeyi ve sohbet etmeyi tercih ettik. Giden herkesten aynı şeyi duyuyorduk ve biz de herkes gibi zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Yolculuğumuz sabah başladı, güzel manzara eşliğinde bir kahvaltı ettik. Gün içerisinde de Kars’tan aldığımız yöresel peynirler eşliğinde şarap içtik. Yolcular genel olarak birbiriyle tanıştı, arkadaşlıklar kuruldu, hatta akşam saatlerinde vagonların boş alanlarında hep birlikte halay çekip dans edenler oldu. ☺
O.U.: Tren yolculuğu gayet konforlu ve keyifli. Ricam o ki, tren yolcuğu bir peri masalı olmadığından bu yolculuğa bu kadar popülist yaklaşılmasın. Yolda olmak her şeyden önce çok güzel. Komün’e yakın bir hayat var diyebilirim. :) Lakin benim görmek istediğim, gerçekten o yörenin insanın o trendeki yolculuğu idi. Bunu maalesef göremedim. Hayallerim eski Türk filmi tadında bir tren yolculuğu idi, gerçekler üniversite gezi grubu.
“Hayallerim eski Türk filmi tadında bir tren yolculuğu idi, gerçekler üniversite gezi grubu.”
Yola çıkmayı düşünenlere neler önerirsiniz? Bir de her yolculuğun bir şarkısı vardır ya hani, sizin için bu yolculuğun şarkısı neydi?
Instagram’da çok renkli kareler görüp hevesleniyor insanlar. Ama çok abartıldığını düşünüyoruz bu oda süsleme olayının. Pencerelerini ışıklarla süsleyip fotoğraf asanlar, pelüş oyuncakların yatakların üzerine koyup bir konsept yaratmaya çalışanlar vardı. Biz açıkçası o güzel manzaraları izlemek yerine pencereyi kendi fotoğraflarıyla süsleyip kendisini izlemeyi tercih edenlere pek anlam veremedik. Odasında sucuklu yumurta yapan bile vardı, bu kadar küçük ve kapalı bir alanda sucuklu yumurta yenmese de olur. ☺ Akşam hava karardığında odayı biraz daha aydınlatmak adına belki ışık alınabilir. Biz de çay kahve içerken daha keyifli olur diye fincanlarımızı götürmüştük ama bunları taşımak, yıkamak hep zor oluyor. En az eşya ile en hafif şekilde bu yolculuğu gerçekleştirmek en mantıklısı. Tekrar böyle uzun bir yolculuk gerçekleştirecek olsak zorunlu ihtiyaçlar dışında hiçbir şey almazdık yanımıza. 24 saat yetecek kadar yiyecek ve içecek (Erzurum ve Erzincan duraklarına gelmeden cağ kebap ve döner siparişi verilebiliyor, bunu da hesaba katmak gerek) Islak mendil, kâğıt havlu, bluetooth hoparlör, çay ve kahve hazırlamak için elektrikli cezve, uzatmalı kablosu olan bir üçlü priz ve karton bardak ve tabak gibi zorunlu ihtiyaçları alıp yola çıkmak en güzeli. Biz sohbet etmek ve manzaraya hayran hayran bakmaktan pek de müzik dinleyemedik. Ancak eminiz ki, bu yolculuğu müzikle gerçekleştirecek arkadaşlar kendi hislerine en uygun müziği bulacaklardır.
O.U.: Gidin görün, daha fazla popüler olmadan! Çünkü bu hızla giderse Kars da o saf dokusunu kaybedecek. Bence o yolun ve gördüğüm, hayal ettiğim insanların tek bir türküsü var: Erkan Oğur - Dilore Nenelerim.
Röportaj: Erkmen Özbıçakçı, Özge Yağmur